1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Biz yine de hatırlatalım da...

 


 


Havacılığın beşiği olmuş…


En iyi havaalanlarından birinin yapıldığı…


ülkenin en iyi Havacılık Bilimleri Fakültesine sahip olan…


Havacılık Sanayinde önemli bir mesafe kat etmiş bir şehirden, diğer şehirlere uçuş olmaması ne kadar tuhaf değil mi?


Eskişehir’in sahip olduğu yukarıda saydığımız 4 özellik bile, bu şehirden çoğu başka şehre uçak serlerinin olması gerekliliğini ortaya koyuyor aslında…


Fakat buna rağmen sahip olduğumuz havaalanından Hac, Umre ve Brüksel serleri dışında herhangi bir sefer yapılmıyor…


Hadi Ankara Hızlı Tren ile şunun şurasında 1,5 saat…


Hadi İstanbul seferleri, yolcu sayısı bakımından büyük uçakları doldurmuyor. Küçük uçaklar da Atatürk havaalanına inemediği için İstanbul seferleri yok…


İyi güzel de, bu şehirden hemen her bahar ve yaz aylarında binlerce insan tatil için sahil şehirlerine gidiyor…


Ege ve Akdeniz sahilleri Eskişehir’e en uzak noktalar…


Demiryolu ulaşımı zaten yok ya da aktarmalı bu sahillere…


Karayolu ise tam bir eziyet…


En yakın tatil beldesine ulaşmak 6-7 saati buluyor…


Yıllardır “Madem İstanbul olmuyor, hiç olmazsa bahar ve yaz aylarında sahil kentlerine uçuşlar yapılsın. Bu uçuşların yapılması için siyasi dahil her türlü baskı uygulansın” deriz…


Her seferinde “Bak bu olabilir. Bunu bir etüt edelim.” Cevabı verilir…


Yıllardır bir türlü o etüt yapılamadı…


Yıllardır her bahar ve yaz ayları geldiğinde Eskişehir’den tatil beldelerine gidiş-geliş işkencesi devam ediyor.


Bahar kapıya geldi dayandı…


Yeniden hatırlatalım istedik sahil yerlerine yapılacak uçak seferlerini…


Gerçi daha önce de olduğu gibi  “Etüt edelim bakalım” denecektir ama…


Biz yine de hatırlatmış olalım…


 .....


 


Haydi, cevaplayın bakalım! Hangisi daha önemli…


 


Bazen kullandığımız internet kesiliyor…


Bütün işlerimiz yarım kalıyor.


O kadar alışmışız ki her fırsatta elimizin internete gitmesine, felç oluyoruz adeta…


Ne sosyal medyaya girebiliyor, ne mail okuyup yazabiliyor, ne de bilgisayar başında planladığımız bir işi yapabiliyoruz…


Beterin beteri var derler ya hani!


Bazen elektrikler kesiliyor…


3G bağlantısı falan yoksa başta yukarıda saydığımız interneti kullanmak mümkün olmuyor…


Bu bağlantı da ancak şarj bitene kadar sürüyor.


Zira…


Elektrik olmadığı için ne telefonun ne de tabletlerin şarjını doldurabiliyorsunuz.
Bunun yanı sıra…


Isınmaktan tutun da, yıkanmaya kadar tam anlamıyla kilitliyor sizi elektriklerin olmayışı…


Yapabileceğiniz tek şey, karanlıkta öylece oturup elektriklerin gelmesini beklemek.


çaresizliğin daniskası anlayacağınız…


Bir de su kesintisi var zaman zaman yaşadığımız…


Eskişehir’de daha önceki gün yaşadık uzun süreli bir su kesintisini…


Hazırlıklı değilseniz, rezerve suyunuz yoksa ne elinizi-yüzünüzü yıkamak mümkün ne de çamaşır bulaşığı…


Tuvaletten tutun da, temizlik yapmaya, hatta çiçekleri sulamaya kadar hiç ama hiçbir şey yapamıyorsunuz.


Sinir olacağınız bir iş anlayacağınız…


Şimdi soru geliyor!


Haydi, söyleyin bakalım hangisinin yokluğu daha önemli?


“Hangisi olmadan 1 hafta hiçbir şey olmamış gibi yaşarım” diyebiliyorsunuz?


Ya da…


Hangisinin yokluğu sizi daha çok mağdur ediyor?


Yaşı genç olan, günün büyük bölümünü bilgisayar ya da elindeki cep telefonuyla meşgul olarak geçirenler, yani bir anlamda teknoloji bağımlılarının bu soruya verecekleri cevabın Elektrik ve ona bağlı olarak da İnternet diyeceklerini duyar gibiyim…


Sorunun cevabını vermek için “Eskiden elektrik de yoktu internet de” diye düşünmeye başlayan, bizim gibi, belirli yaş üzerinin ise cevabının kesinlikle su olacağı şüphe götürmeyecek bir cevap galiba…


 


.....


Yoksulluk turu…


 


İngiltere’de, "Politik Turlar" isimli bir şirket kurulmuş.
Okuduğunuzda çok ilginç gelecek, "Yoksulluk Turları" adı altında turlar düzenlemeye başlamış.
Yani…
Bu şirket, elinde bol miktarda parası olan ve bu parayı Bahamalar ve benzeri yerlerde yaptıkları tatillerde harcamaktan bıkmış ve sıkılmış insanlara yoksulluk satmaya karar vermiş.
400 Sterlin olan ücreti ödeyen zenginlere, 2 gün süren turlarda, Londra’nın en yoksul mahalleleri gezdiriliyormuş.
Böylece…
Harca harca bitmeyecek parası olanlar, o güne kadar çok yabancı oldukları yoksullukla birebir tanışıyor, ekonomik kriz ile boğuşan aileleri birebir gözleme imkanı bulabiliyormuş.
Tüm zenginler büyük ilgi göstermiş bu programa.
Hemen hepsi sırayla katılmışlar.
Yoksul mahallelerde, yoksul insanlarla oturup yemekler yenilmiş, sohbetler edilmiş.
Zenginler, o güne kadar bire bir hiç temaslarının olmadığı yoksulluğun ne demek olduğunu anlamışlar.
İki günde bile olsa, yoksullarla aynı dile konuşmayı başarmışlar.
Yaşamlarından tutun da, değerleri, algıları ve o güne kadarki bakış açılarına kadar her şey bir anda değişivermiş.
Bu arada…
Yoksullar da zenginleri tanımış ve anlamışlar bu geziler boyunca.


çalışma ve hırs sahibi olmak için çaba harcamaya karar vermişler.
Aslında…


Yapılır mı bilemeyiz ama…

İngiltere’deki benzeri bir "Yoksulluk Turu"nun ülkemizde de düzenlenmesinde yarar olacağını düşünüyoruz…


Kim bilir? Belki böyle bir organizasyon yapıldığında her geçen gün oranı daha da açılan zengin-fakir uçurumu belki bir nebze olsun kapanır…


Kim bilir? Belki bu gibi organizasyonlar sayesinde ülkede her geçen gün artan mülkiyet düşmanlığı bir nebze olsun giderilmiş olur…


Belki de kim bilir? Zengin “Yahu biz nasıl bir döngünün içine girip, bazı şeyleri nasıl da kaçırmışız” diye düşünürken, Fakir de “Bak adamlar olmuş. Biz niye olmayalım” diye, o andan itibaren çalışma ve hırs sahibi olur…


Her ne kadar ilk etapta olacağı mümkün gözükmüyor gibi görünse de…


Kim bilir? Belki olur…


.....


 


Biraz da gülmek lazım…


 


Zengin ve zampara bir adam hizmetçisini hamile bırakmıştı. Hizmetçinin hamile olduğunu öğrenen karısı, şüpheyle kocasına sorar:
- Bizim hizmetçi hamileymiş!?.
- Bu onun bileceği iş.
- Ama, hizmetçi çocuğun senden olduğunu söylüyor!
- O da benim bileceğim iş.
- Peki, bizim durumumuz ne olacak?
- O da senin bileceğin iş.


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi