Eski üst düzey, CIA ajanı Fuller' den, "Büyük Ortadoğu Projesi" ile ilgili sarsıcı açıklamalar geldi. CIA eski üst düzey yöneticilerinden, Graham Fuller, Büyük Orta Doğu Projesi'nin, bir felakete dönüştüğünü ve Türkiye'nin, Orta Doğu'da, Amerikan planlarına dahil olmamasının, kendi çıkarına, daha çok hizmet edeceğini, onun içinde Türkiye'nin Washington yörüngesinde olmayan bir siyaset izlemesi gerektiğini, aksi halde, Amerikan planlarına, dahil olmasının, "İDAM FERMANINI" imzalaması anlamına geleceğini, gerekçeleri ile BBC' de açıkladı.
Aslında köşemizde, Büyük Ortadoğu Projesi le ilgili, pek çok gelişmeyi okuyucularımızla paylaştık. Hatta bu nedenle de olayı büyüttüğümüz, söylendi. Gerekçe olarak da Başbakan Sayın Erdoğan' ın, bu projenin eş başkanı olmasını gösterildi. " ve " tehlikeli olsa Başbakan eş başkanı olur mu" sorusu da sorulmuştu.
Oysa ABD' nin, Büyük Ortadoğu Projesi' nin, iki temel hedefi vardı. İlki, ABD'nin Ortadoğu' da kendisine rakip olacak, bir gücün yükselmesinin önlemek, diğer ise, ABD askeri-teknolojik gücüne dayanarak, Geniş Ortadoğu Bölgesindeki, petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde denetim kurmaktır. .
Gerçek bu iken, Bush ve Erdoğan'ın, Ocak 2004' de yaptığı görüşmelerinde, BOP' un, demokrasiyi geliştirme amacı güttüğü ifade edilmiş, bunun içinde bölge ülkelerinde refahı, tabana yayarken, demokratik reform çalışmalarına da destek verecekleri belirtilmişti.
Yine aynı görüşmede, Türkiye' nin, laik, demokratik, Müslüman yapısıyla, model bir ülke olduğu ifade edilerek, "destek" talebinde bulunulmuştu.
Bush- Erdoğan buluşması sonrasında da, Sayın Erdoğan, kendisini BOP' un, eş başkanı olarak açıkladı ve Diyarbakır' ın da, BOP' un, merkezi olduğunu söyledi. . Bugün aynı düşüncede mi bilinmez ama BOP' la ilgili yazılarımızda, projenin Türkiye için felaket olacağını, hatta bölme amacı taşıdığını da sıkça vurgulamıştık.
Ayrıca ABD' nin, BOP ve Kuzey Afrika Projesi'ndeki esas hedefinin, amaçlarına ulaşmada engel gördüğü bu bölgelerdeki, devletlerin bölünmesi veya federal bir yapıya kavuşturulması olduğunu belirtmiş, ABD bunu aşamalı olarak gerçekleştirmek istediğini de vurgulamıştık. Görüşlerimizde haklı çıktık. Amerika'nın, Büyük Ortadoğu Projesi felakete dönüştü. Çünkü proje, bölgede daha büyük bir istikrarsızlığa yol açtı. Gelecekte dengeleri değiştirebilecek bir zemin de yarattı.
Graham FULLER' in, ikaz, öneri ve tespitlerini, Türkiye'de, siyasi iktidar ve muhalefet dikkate alır mı bilinmez ama Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye, Orta Doğu'da ortak çıkarlara sahip değildir. İki ülkenin, ortak bir amacı da yoktur. Ancak bu gerçeği, siyasi otorite, ya anlamak istemiyor, ya da anlar gibi gözüküyor.
Yine FULLER' e göre, Türkiye'nin, bölge ülkeleri üzerinde ve bölge diplomasisinde, Amerika, Rusya ya da Avrupa ülkelerinin, sahip olduğu türden bir nüfuzu yok. Yine Türkiye, bölge ülkesi olmasına rağmen, sonu alıcı arabulucu olması da mümkün değildir. Şayet dış politikada, tarafsız ve etkili strateji izlerse, bazı kapıları açabilir. Ancak Diyalogun, daha ileriki aşamalarında, arabuluculuk rolü daha büyük güçlerin eline geçecektir.
Türkiye, bölge ülkesi olarak, azda olsa önemi var. Ancak Türkiye' nin, bölgede etkili ve yetkili olması, askeri ve ekonomik gücü ile de orantılı olacaktır. Ne var ki Türkiye' de, bölgede, tavizkâr ve değişken bir politikalar izliyor. Hâlbuki Türkiye, kendi çıkarlarına, daha uygun, rasyonel, bağımsız, kalıcı ve sonuç alıcı bir siyaset izlemek durumundadır.
ABD, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkas, ülkelerini ve Türkiye' yi, 1975 "Helsinki Sonuç Belgesi' nin insan hakları, temel hak ve özgürlüklerini temel alan 7'inci maddesine yönelik bir modelle, güya demokratikleştirilmelerini amaçlamaktadır. Bu modelle de bu bölgelerdeki ülkeleri ve Türkiye' yi parçalamak ve bölgede güçlü bir ülkenin oluşmasını önlemek istiyor. Nitekim bu modelle, Sovyetler, savaşsız, işgalsiz ve müdahalesiz, çökertilmiştir. Yugoslavya' da böyle parçalandı. Türkiye' de, ABD ve AB tarafından bu modelle parçalanmak isteniyor.
ABD'de, aylık "The Atlantic Monthly" dergisi, Ocak-Şubat sayısında, parçalanmış Ortadoğu'nun, nasıl bir hal alacağını kapak konusu yaparak tartışmaya açtığını ve "Irak'tan Sonra" başlığını atan derginin, kapağındaki Kürdistan haritası, Türkiye'nin Doğu Karadeniz sınırına kadar uzanmıştı. BOP 'ta senaryo ve gelişmeler, bu olunca, Graham FULLER' in, "BOP, Türkiye' nin idam fermanı olur" tespitine, katılmamak mümkün mü?
