1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu durum bir tek bana mı garip geliyor?

 


 


 


CHP’de atama il yönetimi görev yapıyordu.


Tüzükte, atama yönetimin 45 gün içinde olağanüstü kongre yapması lazım.


Bu yapılmadığı için bazı partililer konuyu yargıya taşıdı.


Yargı bu durumu haklı buldu ve kayyım atadı.


Kayyım’ın 45 gün içinde partiyi olağanüstü kongreye götüreceği açıklandı.


Kayyım, 27 Ekim’de olağanüstü kongre yapmak için konuyu seçim kuruluna bildirdi.


Atama il yönetimi “Zaten kongre süreci başladı.” Dedi.


Seçim kurulu “yapamazsın” kararı verdi.


Tüm bu anlattıklarımız bir yana, CHP’de anlamadığımız bir husus var.


Kayyım dediğiniz, görevden alınan yönetimin yerine geçici olarak atanan yönetimdir…


Mahkeme kayyım atadığına göre partiyi şu anda kayyım yönetmesi lazım.


Fakat…


Kayyım’ın atandığı CHP’de, atama il yönetimi ve başkanı da belli ki görevinin başında.


Bunu, Abdülkadir Adar’ın il başkanı sıfatıyla yaptığı açıklamalardan anlıyoruz.


Sonuç olarak…


CHP’nin il teşkilatında hem kayyım hem de yönetim aynı anda görev yapıyor…


Bir teşkilatta iki ayrı yönetim olabilir mi?


Oluyor işte…


Oluyor olmasına da…


Bu durum bir tek bana mı garip geliyor?


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Bildiğiniz terör esiyor Cadde ve sokaklarda


 


Eskişehir’in Cadde ve sokaklarında gün boyu motosiklet terörü esiyor.


Araç girişi yasak olan sokaklarda son sürat dalıyorlar insanların arasına.


Tek yönlü yolda gaz bile kesmeden ters yönden geliyorlar.


Trafik kırmızı ışıkta durduğunda onlar durma ihtiyacı bile duymadan, araçların arasından geçip gidiyorlar yollarına.


Kaldırım ya da yaya köprüsü hiç fark etmiyor…


Motosikletin üzerine atlayan adeta trafikten de trafik kurallarından da muaf oluyor.


Gün boyu terör esiyor anlayacağınız…


Yaya olsanız, “Hangi motosikletin altında ne zaman kalacağım” diye endişeyle yürüyorsunuz.


Araçtaysanız, kırmızı ışıkta durduğunuzda “Hangi motosiklet yandan geçerken sürtüp gidecek” diye korkuyorsunuz.


Okulların çevresinde, çocukların giriş-çıkış saatlerinde bile bile fink atıyor motosikletler.


Tamamı hazır gıda ve ilaç sektöründe çalışan insanların kullandığı motosikletler bunlar.


“Acele teslimat” çabasıyla yolunda yürüyen insanlara da, okuluna giden çocuklara da, araçları içinde kurallara uyan sürücülere de resmen bela oluyorlar.


Uydukları hiçbir kural yok.


Başlarında kask yokken, tek yönlü yaya yoluna ters girip, kaldırım üzerinde sürat yapmak suretiyle aynı anda 4-5 kuralı çiğnedikleri bile oluyor.


İşin kötü tarafı…


Ne firmalar “İnsan hayatı her şeyden önemli” diyerek “Acele teslimat” işinden vazgeçiyor, ne de “Bu motosikletler çoluk-çocuk insanların canını yakacak” diyerek bu motosikletler sürekli denetleniyor.


Dahası…


Cadde ve sokaklarda akrobasi yaparak terör estiren bu motosikletler, her türlü kuralı yerine getiren gerçek motosiklet tutkunlarının da, hiç de hak etmedikleri şekilde aynı kategori içine sokuyor.


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Onu da yaparız, bunu da yaparız…


 


Bizim bildiğimiz 30 yılı aşkındır bir “Eskişehir üretim üssü” hiyakesi anlatılır bu şehirde.
-“Eskişehir’de her türlü üretim altyapısı var”
-“Eskişehir’de müthiş bir insan kaynağı var”
-“Eskişehir’de üretim adına ne ararsan var”
türküsü söylenir 30 yıldır…
Türküden sonra hemen nihavent makamına geçilir ve…
-“Bu şehir Tank üretir”
-“Bu şehir helikopter imal eder”
-“Bu şehir uçak motorunu gözü kapalı yapar”
-“Yerli otomobil bu şehir için çocuk oyuncağı”
-“İlk yerli uçak yapılsa yapılsa ancak Eskişehir’de yapılır”
şarkıları başlar.
Benim duyduğum 30 yıldır bu türküler ve şarkılar hiç susmaz.
öncesi de vardır muhakkak ama 30 yıldır bu şehirde lafla yapmadığımız, sözde gerçekleştirmediğimiz hiçbir üretim kalmamıştır.
Yeri gelir Tülomsaş Tank, Helikopter, Hızlı Tren falan yapar.
Yeri gelir TEİ Yolcu uçağı ve jet falan yaptığı olur.
Yeri gelir organizede füze başlığı, yeri gelir Muttalip’te fırlatılan uydular yapılır.
Bereket Eskişehir’de deniz yok.
Olsa, Denizaltı, Uçak gemisi, Transatlantik falan da yapılacak.
Anlayacağınız…
30 yıldır söylenilenlere inanırsanız, uzay gemisi yapmaya ramak kalmıştır Eskişehir’de…
Bizler…
30 yıldır bu türkü ve şarkıları dinledik bu şehirde.
30 yıldır bu türkü ve şarkılarla avutuldu Eskişehir.
Ne bir Tank gördük yapılan ne de bir Helikopter…
Ne bir Hızlı Tren yapıldığına şahit olduk ne de bir uçak motoruna.
Fakat bol bol türküsü ve şarkısını dinledik “yaparız-ederiz’in”
Bol bol vaadini duyduk “yapılacak-edilecek” lerin.
En çok da iktidarlar ve siyasiler söyledi bu türkü ve şarkıyı…
Kendileri söyledi kendileri dinledi.
Biz de şehir halkı olarak o türkü ve şarkılara tempo tuttuk oturduğumuz yerden.
Aynı türkü ve şarkıyı yıllarca söylemekten ne onlar bıktı, ne de biz dinlemekten usandık.

Her defasında…
-“Şunu üretiriz, bunu yapabiliriz” denildikçe “Belki bu defa doğru çıkar” diye düşündük kendi kendimize ama…
Bu arada hüsrana da alıştık.
Sonuç olarak…
Biz bu şehirde 30 yıldır “Biz onu da yaparız-bunu da yaparız” diyenlere rağmen hiçbir şey yapamayıp, hiçbir şey üretemedik belki ama…
Laf ile peynir gemimizi de herkesten daha iyi yüzdürdük…

Ayrıca…
Denizimiz olsaydı, önce Tersane yapar, sonra da peynir taşıdığımız gemiyi de kesin en iyi biz yüzdürürdük.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM...
Yavru Kutup Ayısı
Yavru kutup ayısı babasının yanına gelip sormuş
"Baba ben gerçekten kutup ayısı mıyım?"
"Elbette yavrum nereden çıkardın bunu?"
"Allah Allah?!.." deyip gitmiş yavru ayı.
Bu sefer annesinin yanına gitmiş ve sormuş,
"Anne ben gerçekten kutup ayısı mıyım?"
"Tabii evladım kutup ayısısın."
Yine "Allah Allah?!.." deyip, yeniden babasının yanına gitmiş yavru ayı.
Bir daha sormuş "Yaa baba Allah aşkına doğru söyle bak beni evlatlık falan almadınız degil mi? Yani ben sizin öz oğlunuzum."
Baba dayanamamış artık "Oğlum dedim ya sana bizim oğlumuzsun diye, hem sen neden ikide bir soruyorsun ki bunu?"
Yavru ayı: "Yav donuyorum baba, donuyorum..."


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi