Yılmaz Büyükerşen Eskişehir’de önemli bir isimdir.

Eskişehir’in Türkiye genelinde tanınırlığı en fazla olan kişisidir.

Sevmeyeni de vardır elbette ama…

Seven sayısı bir hayli fazladır.

Zaman zaman kendisini seven ve oy verenler arasında bir gevşeme yaşanır.

Zaman zaman kendisini seven ve oy verenlerin bir bölümü eleştirmeye başlar.

İşte tam da bu sırada öyle bir şey olur ki, Büyükerşen’in arkasında gevşemeye başlayan destek bir anda Büyükerşen’i koruyup, kollamaya dönüşüverir.

xxx

Hatırlayanlar mutlaka olacaktır.

örneğin 2004 seçimleri:

Büyükerşen Hafif Raylı Sistem projesini tamamlamış, tramvayları yürütmeye başlamış ve Porsuk düzenleme projesi bitmş.

Buna rağmen başa baş giden bir seçim sürecinde, seçime birkaç gün kala, AK Partinin o yıllardaki en kudretli kişisi çıkıp “Biz belediyeyi kazandığımızda Tramvay yollarını asfaltla kapatacağız, Porsuk düzenlemesini de yeniden yapacağız” diye bir açıklama yapıyor…

öyle bir ters etki yaratıyor ki bu açıklama, Büyükrşen’in arkasında gevşemeye yüz tutmuş destek bir anda tam desteğe dönüşüyor.

Zira…

Bu açıklamanın yapıldığı tarihte tramvay ile seyahat edip, yenilenen porsuk kenarında vakit geçiren çoğu Eskişehirlinin desteği, bir anda Büyükerşen’in arkasında toplanıyor ve bu durum belediye başkanlığı seçimini rahat bir biçimde kazanmasını sağlıyor.

xxx

Benzeri bir durumun 2009 seçimlerinde de yaşandığını söyleyebiliriz.

Başa baş geçecek gibi görünen bir seçim.

Büyükerşen şehrin 2 tarafında 2 büyük parkı hizmete sokmuş.

Seçime günler kala AK Partinin o yıllardaki yetkin kişilerinin hedefi oluyor bu 2 park.

-“Ne gerek vardı?” diyorlar hep bir ağızdan.

Parkın içine konulan korsan gemisini eleştirip, “1 Trilyon liraya gemi mi olur? Halkın parası bu kadar sorumsuzca harcanır mı?” açıklamaları yapıyorlar birbiri ardına.

Tam da birilerinin çocuklarının ardı arkasına gemiler aldığı bir süreç.

İşte AK Parti cephesinden bu açıklamalar yapıldığı sırada Eskişehirlilerin neredeyse tamamı o 2 parkı geziyor gece gündüz.

Eleştirilen korsan gemisinin önünde çocuklu aileler uzun kuyruklar oluşturuyor.

Bir anda gevşemeye yüz tutan destek yine Büyükerşen’in arkasında oluşuveriyor.

Ve bu durum seçimde, her 2 Eskişehirliden birinin Büyükerşen’e oy vermesi ile sonuçlanıyor.

xxx

AK Parti cenahının 2 seçim üst üste yaptığı benzeri hatalar 2014 seçimlerinde yapılmıyor fakat bu kez hiç hesaplarında olmayan olaylar yaşanmaya başlanıyor. 17-25 Aralık ve devamında yaşanan olaylar Büyükerşen’in seçimleri bir kez daha kazanmasına, AK Parti’nin 3 ncü kez seçim kaybetmesine yol açıyor.

xxx

Bu güne gelindiğinde, Eskişehir’deki AK Partililerin 2019 seçimlerini kazanabilmek adına yapması gereken 2 şey var.

Birincisi: Seçim öncesi, seçimi etkileyecek ve Büyükerşen’in arkasında gevşemeye başlayan desteğin yeniden toparlanmasına yol açabilecek söylemlerden uzak durmak…

İkincisi de: Tıpkı 17-25 Aralık süreci gibi seçimi etkileyebilecek bir olayın çıkmaması için dua etmek…

Birincisini bugüne kadar yaptı AK partinin aktörleri…

Seçime etki edecek, ters etki yaratacak ve Büyükerşen’in arkasında desteğe yol açabilecek bir söylem içinde olmamaya gayret gösterdi.

Ancak…

İkinci konuda şansları yüzüne gülmedi.

Zira…

Seçimlere şunun şurasında bir yıl kalmışken, Eskişehir’de Alpu’ya bir Termik Santral kurulması çıktı ortaya.

Santral isminin duyulmasıyla birlikte, şehirde tepki de yükseliverdi.

Daha önceki yıllarda yaşananlar gösteriyor ki, Termik Santral olayı Büyükerşen’in yeniden aday olacağını kesinleştiren bir durumdur.

Termik santralin kurulacak olması, her seçim öncesinde olduğu gibi Büyükerşen’in arkasında gevşeyen desteğin, yeniden Büyükerşen’in arkasında toplanacağını gösteren bir durumdur.

Ve yine…

Sadece Termik santral bile Büyükerşen’in seçimleri 5 nci kez kazanma ihtimalini arttıran bir husustur.

Hele bir de Bakanlık tarafından ikna için Eskişehir’e gönderilen ve Termik Santral’i anlatmaktan çok Büyükerşen ve Büyükerşen’in yaşı ile alay eden kadın gibi birkaç kişi daha şehre gelip giderse, Büyükerşen’in seçimlerde alacağı oy yüzde 60’ları bulur.

Bizden söylemesi…

.....

Eleştirdiklerin kadar defolu olmayacaksın arkadaş!

Bu sözü gerçekten severiz…

Zira bu sözün arkasında pek çok gerçeğin yattığına şahit olmuşluğumuz vardır.

Eğer birilerini bir konuda suçluyorsanız, aynı konuda sizin masum olmanız lazımdır ki suçlamanız anlam bulabilsin.

Bir iddiada bulunuyorsanız birileri hakkında, aynı iddia ile muhatap olmamanız gerekir.

örneğin:

Birine “Hırsız” diyorsanız, sizin hırsızlık yapmamanız, birine “Arsız” diyorsanız, sizin de arsız olmamanız icap eder.

Mesela:

Birilerine “milletin parasını iç ediyor” suçlamasında bulunuyorsanız, aynı milletin parasına dokunmuyor olmanız doğru olanıdır.

Günümüzde herkes herkesi bir şeylerle suçluyor.

Enteresan olan…

Birilerini suçlayanların aynı konuda suçlanıyor olması.

Son günlerde hangi belediye çalışanı ile konuşsak aynı şeyleri duyuyoruz…

-“Biz birilerine ‘Hırsız, Arsız, para götürüyor’ diyoruz ama aynı şey bizim kurumda da oluyor” diyorlar…

-“Biz birilerini ‘Devletin paraları ve kaynaklarıyla kendilerine gemiler, Katlar, Yatlar alıyorlar’ diye suçluyoruz ama bizim kurumda da memur maaşlarıyla evler, arabalar alıp, işyeri açanlar var” diyorlar…

Hatta…

-“Biz birileri için ‘Müteahhitlerden rüşvet yiyor, gününü gün ediyor’ diyoruz ama bizim kurumda da müteahhitlerden rüşvet yiyen, onların sağladığı imkanlarla ev,. Araba alıp, yurtdışı tatillerine gidenler var” diyorlar…

Son günlerde, belediyelerde yaşandığı söylenen pek çok şeyler geliyor kulağımıza…

Şimdilik sadece duymakla yetiniyoruz…

Baktık, araştırdık, gördük doğru bunlar…

İşte o zaman, birilerini eleştirenlerin de en az eleştirdikleri kadar defolu olduklarını bir bir yazacağız.

Bizden söylemesi…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bu sözler CHP’lileri etkiler mi?

-“Bir CHP'li çıkar 'Ben ne olacağım' derse derhal CHP'den istifa etsin.”

-“Delege hesabı yapanların partide işi yoktur.”

-“Parti içinde asla kavga istemiyorum. Birbirine sırtını dönenlerin hiç birisi bu partide bir yere gelmeyecektir.”

-“Zaten kurultaydan sonra tüzük kurultayı yapacağız. Herkesin her telden konuştuğu değil herkesin Türkiye'nin sorunları konuştuğu bir tüzük yapacağız ve herkes aynı dili konuşacak."

Bu sözler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ait…

CHP’li olmayan beni dahi etkileyen sözler…

Bakalım…

CHP’li olanları etkileyebilecek mi?

 ......

Biraz da gülmek lazım

Yeni mezun bir doğum doktoru, kasabada muayenehane açmış. Birkaç gün sonra biri gelmiş, onu doğuma çağırmış. Ertesi gün eve dönen doktoru, karısı merakla karşılamış: 
- Nasıl oldu? 
- Ah sorma, iyi değil. çocuk ters geliyordu. Forsepsle almak zorunda kaldım. Fakat bir türlü çıkmadı, parçalandı. Bir saat sonra da annesi öldü. 
- Vah vah, zavallı baba kimbilir ne kadar perişandır? 
- O da öldü. 
- Anlayamadım, nasıl o da öldü? 
- Forsepse dayanmış, bütün gücümle çekiyordum. çocuğun bacağı kopunca bütün ağırlığımla arkaya düştüm. Adamcağız arkada duruyormuş. Başı duvara çarptı, beyin kanamasından öldü. 
Bir hafta sonra doktoru yine doğuma çağırmışlar. Geç saatte yorgun argın dönünce, karısı sormuş: 
- Doğum nasıl oldu? 
Doktor sevinçle cevap vermiş: 
- Gelişme var karıcığım. Bugün babayı kurtardım!...