2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

BU LOGO ÇOK TARTIŞILIR!

Türk Dünyası Kültür Başkenti için illa ki bir logo lazım.
Bu yüzden yarışma açılıyor.
Yarı final, final derken logo için karar veriliyor.
Ve karar verilen tasarım ilk kez kamuoyuna açıklanıyor.
Logoyu tasarlayan kişi de, Maşallah Türkiye'nin en büyük organizasyonlarının logosunu tasarlamış.
Son derece kıymetli bir kişi!
Neyse;
Logo basına gösteriliyor.
Bir kavuğa benzer şekil.
Tepesinde de bir yıldız var!
***
Logo tanıtılırken bir 'çarkıfelek' kelimesi geçiyor.
Israrla 'nedir bu çarkıfelek?' diye çıkışanlar oluyor
'Alem içinde alem' gibi bir cevap veriliyor ama pek bir şey anlamıyoruz.
***
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne baktık, nedir bu çarkıfelek diye...
Sonuçlar şöyle;
- Yakıldığında dönerek kıvılcım saçan donanma fişeği.
- Bir tür talih oyunu.
- Talih, kader.
- Çarkıfelekgillerden, güzel, büyük, parlak kırmızı çiçekleri olan, duvar kenarlarına ve kameriyeler çevresine ekilen tırmanıcı bir süs bitkisi, fırıldak çiçeği.
***
Kelime anlamı olarak, hiç birinin bizim bu logoyla pek ilgisi yok.
Daha doğrusu, logonun Eskişehir'le bir ilgisi yok!
Dediğimiz gibi kavuğa benzer bir şekil, şeklin ortasından geçen bir şey ve üzerindeki bir yıldızdan ibaret.
***
Oysa logo tasarlanırken Yazılıkaya'nın figürleri ön plana çıkarılacaktı hani!
Odunpazarı evlerinin kapı girişlerindeki motifler yansıtılacaktı.
Şehrin hoşgörüsünü, kültürel yapısını Türk dünyası içinde anlatacak detaylar olacaktı.
Var mı?
Yok!
O halde bu logo işi çok tartışılır gibi.
Ve proje başlamadan, daha işin başında böylesine tartışmalarda pek iyi olmaz hani...
..............................
POLİSİN BARLAR SOKAĞINDA NE
OLUP BİTTİĞİNDEN HABERİ YOK MU?

Düşünün şimdi...
Eşinizle birlikte gittiğiniz bir bardasınız.
Ya da şehir dışından gelmiş misafirleriniz var.
Barlar Sokağına gidiyorsunuz...
Sohbetin konusu da 'Eskişehir'in hoşgörüsü...'
Pat o sırada polisler çıkıp geliyor.
Kimliklerinizi alıyor.
Telefonla merkezi arayıp, TC numaralarınızdan gebetenizi sorguluyor.
***
O masalarda siz olsaydınız, eşinizle, çocuklarınızla, misafirlerinizle bu muameleye maruz kalsaydınız ne yapardınız?
Cevabı elbette size ait!
Ancak vereceğiniz cevaplar tahmin edilmeyecek kadar zor olamaz.
Çünkü;
O anın yaratacağı psikolojik etki bile, 'Bir Eskişehirli olarak' sizi o masanın altına sokmaya yetecektir.
Yaşadığınız mahcubiyeti, suçluluk duygusu altında bırakılmanızı vs hiç katmıyorum bile...
K K K
Evet Polis, önceki gün yaptığı 'Barlar Sokağı Baskını' ile Eskişehirlilerin bu duyguları yaşamasına neden olmuştur.
Eskişehir Polisi, Barlar Sokağını tercih eden tüm kentliyi şüpheli yerine koymuştur.
Yani Barlar sokağına her gelene potansiyel suçlu gözüyle bakmıştır.
***
İşin kötü tarafı da;
'Polis, Barlar sokağında olup bitenden, böyle mi haberdar olacaktır?' sorusunun ortaya çıkışı...
Polisin istihbaratı, bu sokak içinde kim ne yapıyor, kim hangi suçu işliyor bilmek için yetmiyor mu?
Ve polis o sokağın kontrol altında tutulmasını hep böyle mi sağlayacak?
Ne kötü, ne kötü...
...........................
SOKAĞA BİRAZ KALİTE!

Laf Barlar Sokağından açılmışken, söylemeden geçmek istemediklerimiz var.
Onları ekleyelim...
***
Daha birkaç gün önce oradaydık...
Sokağa girer girmez sizi elinde şarap şişeleri ile ayakta durmakta zorlanan kişi manzaraları karşılıyor.
Duvar diplerine çökmüş kalmış, ellerinde bira şişeleriyle kendilerinden geçmiş gençlerin görüntüsü içinizi tırmalıyor.
Anlayacağınız;
Barlar Sokağındaki kalite hayli mi hayli düşmüş.
***
O yüzden;
Barlar Sokağı son günlerde düştüğü kötü imajından kurtulmalı...
Kurtulmalı ki, polis buraya gelen herkesi şüpheli konumunda görmemeli.
Öyle ya;
Kentin menüleri pahalı olan kısmında yiyip içen kişileri suçsuz,
Daha düşük fiyatlı bu mekânlara takılanlar potansiyel suçlu olmamalıdır.
Bunu sağlayacak olan da elbette sokaktaki işletmeciler ve sokağın sorumluluğunu tutan belediyedir.
Umarız herkes üzerine düşeni hemen yapar...
Yaparda, Barlar Sokağını artık Polis baskınları ile anmaktan, bu baskınları eleştirmekten kurtuluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi