
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu nasıl ittifaktır?
CHP ile İYİ Parti seçimlerde ittifak yapıyor.
İttifaka Eskişehir de dahil.
Fakat biz bugüne kadar CHP milletvekilleriyle İYİ Parti milletvekilinin bir araya geldiğini görmedik, duymadık.
İl başkan ve yöneticilerinin de bir araya geldiğini işitmedik.
Belediye Başkanlarının İYİ Parti’yi, İYİ Partililerin belediye başkanlarını ziyaret edip “Ne yapacağız? Nasıl bir yol izleyeceğiz” dediklerine de şahit olmadık.
Duyduğumuz bir tek geçenlerde İYİ Parti milletvekili Arslan Kabukçuoğlu Yılmaz Büyükerşen ile görüşmüş, bu görüşmede de Odunpazarı mevzusu konuşulmuş.
Söylenenlere göre bu konuşmada da Kabukçuoğlu “Odunpazarı’nda aday çıkartacağız galiba” demiş, Büyükerşen ise “Olmaz öyle şey” demiş…
Sonuç itibarıyla…
CHP ile İYİ Parti ittifak yapıyor, seçimlere 3 aydan az bir vakit kalmış ama iki partinin Eskişehir’de birbirleriyle hiçbir teması yok.
Temas olmayınca İYİ Parti bir şey diyor, CHP “yok öyle bir şey” diye itiraz ediyor.
CHP bir şey diyor, İYİ Parti’den “Olur mu öyle şey?” cevabı geliyor…
İki partiyi dışarıdan izleyen bırakın ittifak yaptıklarını bir kenara, birbirlerine güç gösterisi yaptığını ilk bakışta anlar…
Sanki diğer cephede olay farklı mı?
Elbette değil…
AK Parti ile MHP’nin seçim ittifakı var…
Bugüne kadar AK Parti milletvekilleriyle MHP milletvekilinin bir araya geldiğini duymadık.
Yönetimlerin buluştuğunu ve değerlendirme yaptığını falan da görmedik.
İki parti arasında, Eskişehir ölçeğinde bir araya gelindiğini falan da işitmedik.
Kamuoyunda pek çok şey konuşuluyor.
MHP’nin merkez ilçelerden birini ısrarlı şekilde istediği, bunun yanı sıra bazı ilçelerde ittifakın adayı olarak MHP’nin aday çıkartacağı, Büyükşehir’de AK parti’yi destekleme anlamında, belediyedeki bazı daire başkanlıklarını talep ettiği, AK parti’nin ise bu talepleri kabul etmeme taraftarı olduğu falan kulaktan kulağa yayılıyor.
Sonuç olarak…
İki ittifak var orta yerde.
Her iki ittifakın da partileri bir araya gelmiyor.
Bir değerlendirme yapmıyor…
İttifak içindeki partilerin birinin dediğine diğeri tepki gösteriyor.
Diyalog yok…
İletişim yok.
Durum böyle olunca insan ister istemez “bu ittifak partileri birlikte nasıl sağlıklı bir şekilde seçime girecek?” diye düşünmeden edemiyor…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Döne döne okunması gereken kitap…
Şu sıralar İbni Haldun’un Mukaddime’sine yeniden göz atmaya başladık…
1300’lü yıllarda yaşamış tarih, sosyoloji ve iktisadın öncülerinden olan bir ilim adamı.
Hapis de yatmış, saraylarda önemli pozisyonlarda da görev almış bir isim.
Eseri, Osmanlı tarih anlayışını da derinden etkilemiş.
Devlet ve devlet yönetiminin tanımını yaparken, toplum ve toplum yaşantısının da önemli bir açılımını kolayca anlaşılır bir şekilde yapmış. Hem de yüzyıllar öncesinde…
örneğin: Bir toplumun refah belirtilerini sıralarken, çöküşünün belirtilerini sıralamış…
İbn-i Haldun'a göre bir toplumun çöküşünün belirtileri şu şekilde anlatılmış:
- Toplumda dayanışmanın yok olması…
- üretimin zayıflaması…
- Fiyat ve vergilerin artması…
- Liyakatin kaybolması…
- Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması…
- Umutların kırılması, karamsarlığın ve korkunun hâkim olması…
- Göçün hızlanması…
öyle bir kez de değil, döne döne okunması gereken bir kitap…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Ne desin ki ?
Kamyon çarpmasıyla yaralanan bir çiftçi, kazadan sorumlu tuttuğu taşıma şirketine dava açar... Mahkeme salonunda şirketin avukatı ile çiftçi karşı karşıyadır.
Avukat çiftçiye şunu sorar:
– Siz kazadan sonra gelen polis memuruna,
“ben çok iyiyim” demediniz mi?”...
– Anlatayım beyim. Ben eşeğimi kasabada satmak için, bizim kamyonete tam bindirmiştim ki…
– Bırakın ayrıntıları beyefendi, siz sadece soruma cevap verin.
Siz, kazadan hemen sonra gelen Polis memuruna, “ben çok
iyiyim” dediniz mi, demediniz mi?
– Anlatıyorum ya Avukat bey. Eşeği tam kamyonete yükleyip,
yola çıkmıştım ki…
Avukat tekrar adamın sözünü keser ve Hakime dönerek;
– Sayın hakim, size olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğini davacının kendi ifadesi ile almaya çalışıyorum ama soruma cevap vermiyor. Bu bey, kazadan hemen sonra olay yerine ulaşan polis memuruna ifadesinde “çok iyi” olduğunu söylemiş. Kayıtlara da geçmiş. Şimdi, aradan kaç hafta geçtikten sonra müvekkilime dava açıyor...
Ben bu davada, bu şahsın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığına inanıyorum. Lütfen, sadece soruya cevap vermesini söyler misiniz?
Ama Yargıç, "çiftçinin hikayesini merak ettim. Bırakalım da anlatsın" der.
çiftçi, Yargıca teşekkür ettikten sonra, sözlerine devam eder;
– Dediğim gibi Sayın Hakimim, tam eşeği kamyonete bindirmiş, şehre doğru gidiyordum ki, bu şirkete ait kocaman bir kamyon, “DUR” tabelasına aldırmadan üzerime sürdü ve bize çarptı. Ben, yolun bir yanına fırladım.
Eşek ise öbür yana fırladı. Nasıl kötüyüm, nasıl kötü anlatamam... Kıpırdayamıyorum sancıdan.
öte yanda Eşek bir anırıyor, bir anırıyor ki, ortalık sesinden adeta inliyor...
Derken bir polis memuru geldi. Eşek’in kuvvetli sesini duyunca, önce ondan yana gitti. Eğildi, baktı, tabancasına davrandı, alnının ortasından vurdu Eşek’i…
Sonra, yolun karşısına geçti, bana doru geldi, dedi ki;
- "Merkebin hali berbattı, vurmak zorunda kaldım".
- "Sen nasılsın bakayım?" diye sordu…
-”ne deseydim hakim bey? Can havliyle ‘ben çok iyiyim’ dedim!”
Fıkrayı, bir tören öncesi karşılaştığım ve sohbet ettiğim Eskişehir’in bilinen tüccarlarından biri anlattı…
Ne yalan söyleyelim…
-“İşler nasıl?” sorumuza önce “Oluyor bir şeyler… Olana bereket… Bu günümüze şükür…” dedikten sonra bu fıkrayı anlatması son derece ilginç geldi bize…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Biraz da gülmek lazım…
Sonbaharda, Kızılderililer şeflerine kisin soğuk geçip geçmeyeceğini sormuşlar. Herhangi bir fikri olmayan şef, kisin soğuk geçeceğini ve hazırlanmak için odun toplamaları gerektiğini söylemiş. İyi bir önder olan şef, en yakın telefon kulübesine gittikten sonra Ulusal Hava Durumu Servisi'ni arayıp sormuş:
- Kış soğuk mu geçecek?
Telefondaki adam:
- Evet, bu kış epey soğuk olacak.
Şef, köye geri dönüp odun toplama isini hızlandırmış.
Bir hafta sonra, şef tekrar Ulusal Hava Durumu Servisi'ni aramış:
- Kış çok mu soğuk geçecek?
Telefondaki adam:
- Evet, bu kış gerçekten oldukça soğuk olacak.
Böylelikle şef geri dönüp adamlarına bulabildikleri bütün odun parçacıklarını dahi toplamalarını söylemiş.
Bir hafta sonra, şef tekrar Ulusal Hava Durumu Servisi'ni aramış:
- Bu kışın çok soğuk geçeğine kesinlikle emin misiniz?
Telefondaki adam:
- Kesinlikle, Kızılderililer deli gibi odun topluyor.