
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu seçim sürecinde neler neler göreceksiniz. Aklınız duracak...
Eskilerin deyimiyle seçim satı mahalline girmiş bulunuyoruz.
Süreç başladı.
Dilerseniz bu süreç zarfında nelerin olabileceğini anlatalım.
Öncelikle bu seçimler büyük ihanetlerin ve hesaplaşmaların yaşanacağı seçimler olacak. Buna emin olun.
Örneğin...
Harun Karacan'ın Büyükşehir adayı yapılmasına tepki gösteren, bunu hazmedemeyen birçok AK partilinin başka parti adayları için çalıştığına şahit olacaksınız.
Öte yandan...
Büyükerşen'in aday olmasını hazmedemeyen bir sürü CHP'linin de başka partilere ve adaylarına çalıştıklarını göreceksiniz.
Büyük ihtimalle MHP'de de benzeri olaylara şahit olunacak.
Harun Karacan için;
-"Daha düne kadar partili bile değildi. Başbakan tuttu aday olarak gönderdi. Hiç de onun peşinde koşmaya niyetim yok. Ne oy veririm ne de çalışırım. Biz uğraşacağız, birileri tepeden gelip oturacak. Yok öyle şey" diyecek bazı AK Partili bildiklerimiz.
Yılmaz Büyükerşen için ise;
-"DSP den gelenler CHP yi adeta esir aldı. CHP için yıllarca uğraş verenlerin esemesi bile okunmaz oldu. Madem Belediye Başkan adaylarından meclis üyelerine kadar listelerde hep DSP'den gelenler olacaktı, ne diye CHP'ye geldiler ki? DSP de kalıp, oradan seçime girselerdi ya. Ne oy veririm ne de çalışırım" diyecekler.
MHP Büyükşehir adayı Kadir Çalışıcı için de olacak bu anlattıklarımız.
-"Niye gelip Eskişehir'den aday oluyor ki? Çok istiyorsa gidip Afyon'dan olsaydı" diyenler çıkacak MHP içinde.
Velhasıl bu seçim sürecinde...
-CHP ve MHP adaylarına, gizliden gizliye ya da açıkça çalışan AK Partilileri...
-AK Parti ve MHP adaylarına gizlice veya açıktan çalışan CHP'lileri...
Hatta...
-AK Parti ve CHP adayına gizliden destek verip belki de açıktan çalışan MHP'lileri göreceğiz.
Bu anlattıklarımızın olacağı , sayısı az da olsa, sadece Büyükşehir adaylarının belli olduğu şu günlerde açık seçik ortada.
Önümüzdeki günlerde, partilerin ilçe adaylarının da ilan edilmesiyle birlikte partilerine ve partilerinin belirlediği adaylara kızanların sayısı daha da artacak.
Bu durum, seçim yarışındaki partileri ve adaylarını, olumlu ve olumsuz nasıl etkileyecek?, bu durum hangi parti ve adayına en çok zarar verecek bunu elbette bilemiyoruz.
Ama bir şeyi çok iyi biliyoruz.
O da şu;
Bu seçimde bazı koyu partili olarak bildiğimiz pek çok kişinin, kendi partilerine karşı isyan başlattıklarına şahit olacağız.
Bazıları seçim sandığını, partileri veya adaylarına karşı "hesap günü" ilan edecek.
Birileri sırf bu yüzden hainlikle suçlanacak.
Bu şekilde davranış içinde olanların tümü, bu şekilde ki davranışlarına kendilerince bir neden bulacak.
Kısacası...
Bu seçim sürecinde koyu partili olarak bildiğiniz insanları başka parti ve başka partinin adayı peşinde görürseniz sakın ola şaşırmayın ve "Bu adam burada ne arıyor?" Diye düşünmeyin.
Çünkü...
Bu seçim bambaşka bir seçim süreci olacak.
Ve bu süreçte olup bitenlere kimsenin kolay kolay aklı ermeyecek.
......
Bu şehirde zabıta ve Sağlık Müdürlüğü neyi kontrol eder ki?
Her gün yediğiniz ekmeği nereden alıyorsunuz bilemiyoruz.
Ancak...
Her gün yediğiniz ekmeğin f§ırından çıkıp, sizin satın aldığınız yere kadar nasıl geldiğini de bildiğinizi zannetmiyoruz.
O yüzden anlatalım isterseniz...
Genelleme yapmak doğru olmayacaktır ama...
Pek çok ekmek, fırından çıktıktan sonra sizin el bile sürmeye cesaret edemeyeceğiniz derecede pis olan kasalara dolduruluyor önce.
Sonra o ekmek dolu her yeri delik ve etrafı pislik kapladığı için renk değiştirmiş kasalar önce yere konuluyor.
Sonra sırayla pek de temiz olmayan araçların kasalarına.
Gittiği yerde de aynı işlem var.
Araçtan indirilen ekmek dolu kasalar önce yere konuluyor.
Sonra alınıp bakkal ya da marketteki rafların önüne bırakılıyor.
Hemen her gün tüm bunlar olurken...
Fırından çıkan tertemiz ekmekler, satılacağı yere gelinceye kadar mikroptan geçilmez bir hal alırken, bu şehrin ne zabıtasının ne de sağlık müdürlüğünün aklına bu duruma bir son vermek gelmiyor.
Böyle bir şehirde yaşıyoruz işte...
En temel gıda maddemiz göz göre göre pisletiliyor ve biz her gün bu mikrop dolu ekmekleri yiyoruz...
......
Sakallı İngiltere'ye gidiyormuş...
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı şu günlerde en çok konuşulan isimlerin başında geliyor.
Büyükşehir adayı yapılmayışı ve ardından "Odunpazarı adayı olmayacağım" açıklamasıyla bir anda adından en çok söz ettiren isim oldu Burhan Sakallı.
Her ne kadar "Aday olmayacağım" açıklaması yapmış olsa da AK parti cephesinden yükselen "Daha her şey bitmedi" türünden açıklamalar kafaları karıştırmaya devam ediyor.
Dün bir haber aldık.
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı İngiltere'ye gidiyormuş.
Ne için gittiğini, ne kadar süreyle orada kalacağını bilemiyoruz.
Ancak...
Burhan Sakallı'nın İngiltere'ye gitmesi, bir anda Eskişehir'den ve hem siyaset hem de adaylık ortamından uzaklaşmak, tartışmaların içinde isminin yer almamasını sağlamak için olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek...
......
Bu senaryoda
benim rolüm yok...
Son günlerde CHP'nin Odunpazarı adaylığıyla ilgili bir senaryo dolaşıyor ortada.
Senaryoya göre, mevcut 5 aday adayına da Belediyelerde bir koltuk bulunmuş.
Aday adaylarından biri Büyükşehir'e Genel Sekreter yapılıyor örneğin.
Diğeri ise ESKİ'ye genel müdür.
İki aday adayı, Odunpazarı ve Tepebaşı'na Başkan yardımcısı yapılıyorlar meclis içinden.
Haliyle...
Biri de Odunpazarı adayı oluyor.
Nereden bakarsanız bakın bunun adı Senaryo.
Ama, bu senaryoya inananı da yok değil.
Üstelik.
Her geçen gün inanan sayısı da bir hayli artıyor.
Dün CHP Odunpazarı aday adayı Ayhan Kavas ile denk geldik.
Anlattık senaryoyu.
Zaten o da duymuş.
-"birilerinin uydurması. Böyle şey olur mu?" diye başladı konuşmaya.
Ardından da...
-"Bu senaryoda benim hiçbir rolüm olamaz" diye devam etti.
Ayhan Kavas "Ben Odunpazarı Belediye Başkan aday adayı olmak için yola çıktım" diyor.
Son olarak da...
-"Ben hala CHP'nin Odunpazarı'nda göstereceği en iyi adayın kendim olduğunu düşünüyorum. Amacım meclis üyesi ya da Başkan yardımcılığı olsaydı, o görevler için yola çıkardım. O yüzden böyle bir senaryo yok. Bu senaryoya inananların da şunu bilmesi gerekir ki, bu senaryoda benim herhangi bir başka rolüm olamaz" diyerek tamamlıyor sözlerini.
......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Mahkumun biri yeni hapishaneye nakledilir.. Üzerinden 3-5 ay geçince koğuşun en kıdemli mahkûmlarından birine yaklaşır:
Bu hapishanenin 100 metre ilerisinde ne var?
Adam:
Genelev!! Neden sordun? Ayrıca hiç umutlanma!! Tahliye olmadan asla gidemezsin!!
Yeni mahkûm:
Şey... Ben ondan sormamıştım. Bak, karım mektubunda ne yazmış?
Koğuş kıdemlisi mektubu alır, okumaya başlar:
Yeni nakledildiğin bu hapishanenin yüz metre yakınında çalışıyorum! Parası çok iyi! Üstelik burada sadece kadınlar çalışıyor. Kıskanman da gereksiz yani!