
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu sefer film değişir mi?
-Cumhuriyet Halk Partisi’nde her seçim öncesi, ön seçimle aday belirleme isteği tavan yapar.
-Parti içindeki hemen herkes çıkıp “ön seçim istiyorum” der.
-Parti binası önüne masalar kurulur, imzalar toplanır.
-Yönetimler Ankara’ya gidip “Biz Eskişehir’de adaylarımızı ön seçimle belirlemek istiyoruz” dileklerini parti genel başkanına iletir.
-Genel başkan da her defasında “Bakacağız, edeceğiz” diyerek heyetlerin gazını alıp geri gönderir.
-Her defasında, nedendir bilinmez, bu ön seçim isteyenlerin istekleri ciddi bulunmaz.
-çünkü ön seçim isteyenlerin büyük bölümü, yapılacak bir ön seçimde listeye bile giremeyecek isimlerden oluşur.
-Tek seçilme şansı merkez yoklaması olanlar bile, bunu açıkça söyleyemez.
-Yalandan da olsa “ön seçim yapılmalı” der.
-Sonunda aday belirleme yönteminin belirleneceği gün gelir.
-Partinin yetkili organı “Eskişehir’deki üye ve delege yapısı ön seçim yapmaya müsait değil” diyerek, aday belirleme yöntemini “Merkez yoklaması” olarak açıklar.
-Kararın böyle olacağı önceden bilinse de, Eskişehir’de yalandan şok etkisi yaratır.
-Bu karar üzerine istifalar yaşanır.
-Heyetler sonucun değişmeyeceğini bile bile tekrar Ankara’ya gidip “Ne olur kararı gözden geçirin. Biz ön seçim istiyorduk” diye baskı yapar.
-Verilen Merkez yoklaması ile aday belirleme kararının değişmeyeceği anlaşılınca, bu kez “Bari tepeden inme aday gönderilmesin” demeye başlar CHP’liler.
-Sonunda, listelerin açıklandığı o gün de gelir çatar.
-Eskişehir milletvekili listesinin başında, Eskişehir ile hiç mi hiç alakası olmayan bir adam oturtuluverir.
-Tepeden, paraşütle liste başına inen ismi görünce ayaklanır CHP’liler.
-“Demek ki bu partide boşuna siyaset yapıyormuşuz” bağırtıları yükselir..
-Bir hafta-on gün sürer sözünü ettiğimiz tepkiler.
-Sonradan bir bakmışsınız, tepeden inme adaya demediğini bırakmayanlar, o adayın etrafında toplanarak A takımı oluşturuverir.
-Seçimler yapılır, o tepeden inen isim Eskişehir milletvekili olur.
-Seçilen vekil Eskişehir ile hiçbir bağı olmadığı için, seçildiği şehre gelip gitme kaygısı falan taşımaz.
-Ankara’da oturup, Eskişehir Milletvekilliği yapar.
-Milletvekilliği bitince de, Eskişehir ile bağı tamamen kesilir.
-O’na önce tepki gösterip, sonra A takımı olanlar ise, kendilerini yeni liste başının yanında bulur.
Ve…
Bu film her seçim öncesi CHP’de yaşanır.
Eskişehir’deki CHP’lilerin bu davranışını çok iyi bilen Genel Merkez de, her seçim öncesi bu filmi Eskişehir’de vizyona sokar.
Ne aynı filmi görmekten bıkmıştır Eskişehir’deki CHP’liler, ne de aynı filmi vizyona koyduğu için adam akıllı bir tepki göstermiştir genel merkeze…
Şimdi önümüzde bir seçim var…
ön seçim istekleri, “Yetti gali” tepkileri yükselmeye başladı.
önümüzdeki günler de, seçim yaklaşacağı için daha da çok konuşulacak.
Bir fayda getirecek mi bilemiyoruz…
Fakat…
Aynı filmin bu seçimde de vizyona girmesi muhtemel görünüyor.
.....
Sizce de bir terslik yok mu?
Bu işte var bir terslik ama…
Zaman zaman şehirlerle ilgili olarak istatistikler yayınlanıyor.
Söz konusu istatistikler sayesinde Eskişehir ile ilgili rakamları da öğrenme imkanı buluyoruz.
örneğin.
Eskişehir’in en yaşanabilir kentler arasında ilk 3 sırada olduğunu biliyoruz.
Yine…
Eskişehir’in en huzurlu kentler sıralamasında yine üğst sıralarda olduğunu da biliyoruz.
öte yandan.
Eskişehir’in en eğitimli kentler arasında olduğunu.
Kültür sanat konusunda da Eskişehir’in diğer illeri geride bıraktığını biliyoruz.
Bunlar Eskişehir ile ilgili olumlu sonuçları olan rakamlar.
Ancak…
Bunun yanı sıra…
Eskişehir’de ölüm oranının, Türkiye ortalamasının üzerinde olması.
Mutsuzluk ölçümlemesinde yine Eskişehir’in diğer illerin üzerinde bulunması gibi sonuçlar da Eskişehir açısından olumsuz sayılabilecek rakamlar.
Durum böyle olunca insan şaşırmadan edemiyor.
çünkü.
Ortaya çıkan sonuçlar birbirine ters, birbirine tezat rakamlar…
.....
İyi de hizmet niye alamıyoruz o zaman?
-“Aday olmayı aklımdan bile geçirmiyordum”
-“Hizmet etme aşkı her şeye baskın geldi.”
-“Aslında ne makama ne de paraya ihtiyacım var. Bunlar bende zaten var. Aday olmamın tek nedeni ülkem ve şehrim ile hemşerilerime hizmet edebilmektir”
-“Hizmet etmenin bin bir yolu var. Kendimizce bu hizmeti yaptığıma inanıyorum. Şimdi sıra doğrudan hizmet etmeye geldi. İşte aday olmamın asıl nedeni budur”
-“Tek amacım var siz hemşerilerime hizmet edebilmektir”
-“Eğer seçilirsem, gerekirse günün 24 saati hizmet etmekle geçecek. Buna söz veriyorum”
-“Benimle birlikte gerçek hizmetle tanışacaksınız. çünkü ben bu göreve sadece bu amaç için geliyorum”
-“Ben makam, mevki, paranın değil, seçmenlerimin hizmetkârı olmaya adayım”
Siyasette aday olanlardan sıkça duyarsınız bu cümleleri…
“Hizmet” derler de başka bir şey demezler…
Aralarından bazıları seçilemez, bazıları da seçilip koltuğa oturur.
İlk birkaç ay idare ederler hizmet anlamında.
Ancak…
Sonraki süreçte, hizmet etme amacı ve önceliği yerini başka şeylere bırakır.
çıkış noktası olan “hizmet” in adı dahi anılmamaya başlanır.
Sonuç olarak…
Siyasete her girenin “Hizmet için” dediği ama bir türlü hizmet göremediğimiz bir durum var ortada…
İlginçtir!
Günümüzde dahi siyasete girenlerin ısrarla “Hizmet için” demekten, vatandaşın da hizmet beklemekten bıkmadığı bir durum söz konusu…