1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu şehir bunu hiç hak etmiyor!

Eskişehir demiryollarının kesiştiği bir noktadadır.
Eğer Tren bir şehre yakışacaksa, bu şehir kesinlikle Eskişehir olmalıdır.
Nitekim geçmişte böyleydi.
Eskişehir’in kendine ait treni vardı.
Yanlış duymadınız! Kendine ait bir treni vardı bu şehrin.
Eskiler çok iyi bilir.
Adı “Eskişehir Ekspresi” idi…
Pazartesi-çarşamba ve Cuma günleri sabah saat 06.35’de Eskişehir gar’ından hareket eder, yaklaşık 4-4,5 saatte İstanbul’a varır. Aynı şekilde akşam saat 18.55’de İstanbul’dan hareket ederek, Eskişehir’e gelirdi.
öylesine büyük bir lükstü ki söz konusu tren, sabah İstanbul’a gidip, işinizi halledip, aynı gün Eskişehir’e dönerdiniz.
Trende çoğunlukla Eskişehirliler olduğu için o uzun yol, sohbet-muhabbet içinde geçip giderdi.
Cumhuriyet Ekspresi aynı hat üzerinde faaliyete başlayınca, Eskişehir Ekspresi 2002 yılında seferden kaldırıldı.
Yani…
Eskişehir’in özel treni, Eskişehirlilerin elinden alındı.
Halbuki bu tren, sabah Eskişehir’den yola çıkanların, ölen olmadan İstanbul’a varabildiği, İstanbul’dan yola çıkanların da gece yarısı çökmeden Eskişehir’e gelebildiği bir hayalin geçekleşmiş haliydi.
Bugün Yüksek Hızlı Trenler var…
Eskişehir’den İstanbul’a günde 5-6 sefer var.
Ama gel gelelim bugün Eskişehir İstanbul’a tren bulamamaktan muzdarip.
Demiryollarının merkezinde olan, bu ülkede trenin yakışacağı tek kent olan Eskişehir’de, bugün insanlar tren bileti bulamıyor…
Bomboş görünen trende Eskişehir için bilet bulunmuyor.
Ellerinden gelse, İstanbul-Ankara arası çalışan yüksek Hızlı Tren seferlerinde, Eskişehir istasyonunu pas geçecekler.
Bu çok acı veren bir durum…
Bu şehir bunu hiç hak etmiyor!


.....


Rekor kırmış…


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sitesinde dolaştık biraz…
“milletvekillerimiz ne yapmış” diye…
Bu dolaşım sırasında gördük ki CHP Eskişehir milletvekili Utku çakırözer adeta rekor kırmış.
Rakamlar tam olarak sayfasına girildi mi bilemiyoruz ama bir yıl içinde, isminin yer aldı sayfada 7 tane kanun teklifine imza attığı görülüyor.
Yine bir yıl içinde 72 yazılı soru önergesi verdiği, 10 meclis araştırma önergesinde ismi bulunduğu ve TBMM genel kurullarında 60’ye yakın konuşma yaptığı yer alıyor…
Vermiş olduğu yazılı soru önergeleriyle, genel kurul konuşmalarına şöyle bir göz gezdirdik, nerdeyse tamamına yakını Eskişehir ile ilgili meseleler.
Sonuç olarak:
Yukarıda da söylediğimiz gibi Utku çakırözer, meclis çalışmalarında resmen rekor kırmış…


.....


Fırsatlar ülkesiyiz …


-Futboldan zerre kadar anlamayan kişi, Futbol Federasyonu başkanı oluyor…
-Siyasetin “S” sinden anlamayan kişi, Milletvekili olabiliyor…
-Partinin yolunu dahi bilmeyen, partiyi en üstte temsil eden oluveriyor…
-Hayvanat bahçesi müdürü, TüBİTAK’a yönetici olabiliyor…
-öğretmen Milli Savunma bakanlığı yapabiliyor örneğin…
-İmam hastane müdürü oluyor.
-Tıp Fakültesine Veteriner hekim Dekan yapılıyor.
-Kahvehanesi olmayan Kahveciler Odası’na, lokantası olmayan, lokantacılar Odası’na başkan seçilebiliyor rahatlıkla…
-Yabancı dil bilmeyen diplomat olabiliyor…
-Bilgisayarı açmayı bilmeyen Bilişim müdürü, hayatında sinema görmemiş kültür ve sanat yöneticisi oluyor.
-Hayatında önünden bile geçmediği üniversiteye rektör olabiliyor mesela…
-Parası olmayan kulüp başkanı, batırmadığı iş kalmayan kulüp yöneticisi olabiliyor.
-PTT müdürü Sayıştay üyesi oluyor mesela.
-Birlerinin bir sözüyle birileri başbakan oluyor, birilerinin bir sözüyle birileri başbakanlıktan oluyor.
Bu ülkede olmayacak hiçbir şey yok anlayacağınız.
Biz de kalkıp Amerika’ya “Fırsatlar ülkesi” falan diyoruz…
Bizden iyi fırsatlar ülkesi var mı?
Gördüğünüz üzere bu ülkede olmayacak hiçbir şey yok.
üstelik.
Bu ülkede olmayacak iş olduğunda, bu işe “bu kadar da olmaz” bile diyen olmuyor…

O yüzden…
Bu ülkede yaşayan herkesin önünde müthiş bir fırsat var…
çünkü…
Sizi bilmem ama bana göre düşük profilli insanların altın çağı yaşanıyor…


.....


Biraz da gülmek lazım


Sabah oğlunun odasına giren anne;
- Haydi oğlum, uyan artık! Okuluna geç kalıyorsun!
Yarı açıkgözlerle annesine bakan oğlu, uykulu bir sesle;
- öf yaa anne!! Bugün okula gitmek istemiyorum!
Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı:
- Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım? İki ciddi neden söyle bana
Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesine;
- Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyor, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyor, ikiii... Anne bu iki ciddi nedenim yeter mi?
Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı;
- Bunlar okula gitmemen için neden olamaz ki!. Şimdi hemen kalk ve çabuk hazırlan!...
Bu kez oğlan yatakta genleşir ve annesine;
- Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?
Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı sinirli bir şekilde hızla çeker:
- Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın. İkinci ciddi neden ise, sen o okulun müdürüsün, oğlum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi