1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu şehirde herkesin kendine göre eksik buldukları var

Eskişehir, sürekli olarak eksikliklerin dile getirildiği bir kent.
Özellikle de Eskişehir'de yaşayanlar ve Eskişehir'i yönetenler dile getiriyor bu eksiklikleri.
Ancak...
Dışarıdan baktığınızda, dile getirilen eksiklikler konusunda bir mutabakat sağlandığı söylenemez.
Belki son günlerde Trafik sorunu herkesin mutabık kaldığı en belirgin sorun olarak ortaya çıkmıştır.
Kimine göre Eskişehir'in en büyük eksikliği, üçüncü bir üniversite...
Kimine göre de Termal...
Bunun yanı sıra...
Bazıları Ulaşımı, bazıları Turizm alanında ki altyapı yetersizliğini, bazıları da şehrin düzensiz imarını dile getiriyor büyük eksiklik olarak.
Keza...
Fuar alanı olmayışı, Bilişim merkezlerinin bulunmayışı ve benzeri eksiklikler de söylene geliyor.
İşi biraz daha abartırsanız...
-"Eskişehir'de niçin Golf sahası yok?Olimpik yüzme havuzlarının sayısı niçin yetersiz. Bu büyük bir eksiklik ve derhal bu eksikliğin öncelikli olarak giderilmesi lazım" diyenler bile zaman zaman çıkıyor.
Netice olarak...
Bu kentte yaşayanların ve bu kenti yönetenlerin, Eskişehir tahlili yaparken, kendi önceliklerine göre sıraladıkları eksiklikler mevcut.
Belki herkes kendi penceresinden baktığı için bu eksiklikleri kendince dile getiriyor.
Belki...
Kendi işine yarayacağı için, kendine göre öncelik belirliyor...
Ama...
Bu işin böyle olmayacağı artık ortada.
O nedenle...
Bu kentte yaşayanlar ve bu kenti yönetenler, bu kent için en önemli eksikliklerin önceliğini artık tespit edebilmeli.
Öncelik sırasına göre alt alta yazılacak olan bu eksikliklerin de zaman içinde giderilmesi bir takvime bağlanmalı.
Kısacası...
Eskişehir, eksikliklerini öncelik sırasına göre belirleyip, buna göre de bir yol haritası çıkartmalı.
Aksi takdirde...
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da herkesin kendine göre bir önceliği olacak ve bu eksiklikler bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da söylenip durulacak.
Ve bir türlü netice de alınamayacak.
......

Sürecin sonunda kimsenin "Ben haksızlığa uğradım" deme hakkı yok
Partiler adaylarını iki yöntem ile belirler.
Biri önseçim yöntemidir ki, en demokratik yöntemdir bu.
Zira...
Aday için tüm parti üyelerinin katıldığı bir seçim yapılır ve yapılan seçim hakim gözetiminde olduğu için de, kimsenin itiraz etme hakkı yoktur.
Önseçim ile belirlenen ismin adaylığına parti genel merkezi dahi müdahalede bulunamaz.
Diğeri ise; Merkez yoklaması yöntemidir.
Bu, tamamen "Genel Merkez belirleyecektir" anlamı taşır.
Genel merkez ister anket yapar, ister temayül yoklaması bilinmez.
Bazen hiçbir şey yapmayıp, masa başında karar verilir adayın kim olacağına.
Bazen de, birilerinin istediği isim aday ilan edilir.
Bu anlattıklarımızın tümü "Merkez yoklaması" adı altında yapılan aday belirleme yöntemidir.
Bu yöntem uygulanarak belirlenen aday isimleri hep tartışma konusu olmuştur.
Çünkü...
Bu yöntem ile belirlenen adaylar, genelde partililerin isteğini yansıtmayan isimler olur.
Her ki yöntem de partilerin tüzüklerinde yer aldığı için, her iki aday belirleme yöntemi de yasaldır.
Sadece...
Önseçim yöntemi daha demokratik, merkez yoklaması yöntemi ise parti içi demokrasiden tamamen yoksun bir yöntemdir.
Önümüzde mahalli seçimler var.
Partilerin tamamı Eskişehir'de adaylarını "merkez yoklaması yöntemi" ile belirleyecek.
Sonuç olarak...
Tüm partiler adaylarını merkez yoklaması ile belirleyeceğine ve aday adayları, bu yöntemle belirlenecek bir sürece dahil olduğuna göre...
Bu sürecin sonunda aday olamayanların bağırıp çağırma hakkı yok.
Hele hele...
-"haksızlığa uğradım" deme hakkı hiç yok...
Zira...
Demokratik olmayan bir yöntemin uygulandığı bir sürecin sonucunda demokrasinin çıktığı nerede görülmüş ki?
.....

Sanki seçim kazanılmış,
cebe konulmuş da...
Cumhuriyet Halk Partisi'nde, Odunpazarı adaylığı meselesi çığırından çıkmış vaziyette.
-"Seçimi hangi adayla kazanırız?"ı kimse düşünmüyor.
-"Hangi ismi aday yaparsak parti içinde en az sıkıntıya neden olur?" konusu da kimsenin umurunda değil.
Sanki seçim şimdiden kazanılmış da, aday gösterilen isim direkt olarak Odunpazarı Belediye Başkanı olmuş gibi herkes bir hava içinde...
-"Hangi adayla 5 oy daha fazla alırız?" meselesine kafa yorulacağı yerde, aday gösterilen isim ile Büyükşehir belediye Başkanının ilerde anlaşıp anlaşamayacağı tartışılıyor iyi mi?
Neymiş?
Eğer o isim aday gösterilirse, Odunpazarı Belediye Başkanı olduğunda Büyükerşen ile anlaşamazsa ne olurmuş...
Büyükerşen'in zaten geçmişte yaşadı benzeri bir anlaşamama olayından ötürü ağzı yanmış mış...
Eğer şu isim olur saymış, Odunpazarı Belediye Başkanı olduğunda Büyükerşen'in lafından çıkmaz, böylece sorun da yaşanmazmış...
Yahu bu işin senet'i sepeti mi var ki?
İlerde "Anlaşamaz" dediğin adam belki çok iyi anlaşır.
Bugün "Çok iyi anlaşır" dediğin kişi de, bakarsın yarın kılıçları çeker.
CHP'lilr, Odunpazarı adayı olacak kişinin Büyükerşen ile ilerde anlaşıp anlaşamayacağının falına bakma yerine, önümüzde ki seçimlerde Odunpazarı'nı hangi adayla daha rahat kazanabileceği gerçeğinin peşinde koşmalı...
Zira...
Yarın CHP Odunpazarı'nı kaybederse, gösterilecek adayın zaten Büyükerşen ile iyi anlaşıp anlaşmayacak olması hiçbir şey ifade etmeyecek ki...
......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Vatandaş dişinden tırnağından arttırdığı parayla aldığı murat 124 ünün üzerine titrer. Bir gün yolda giderken araba birden stop eder. Adam kaputu açar arızayı bulmaya çalışırken yanında son model bir Ferrari durur; içindeki genç yardımcı olabilirliyim diye sorar; ve ekler isterseniz tamirciye kadar çekerek götürelim.
Adam teşekkür eder ve murat 124 'ü Ferrari'nin arkasına bağlayıp çekmeye karar verirler. Bu esnada Ferrarili genç adama derki; ben biraz hız delisiyimdir. Sizi çekerken hızlanırsam arkadan selektör yapıp beni uyarın der adamda tamam der ve yola çıkarlar.
Bir süre sonra genç arakadaki arabayı unutup hızlanmaya başladığında murat 124 selektör yapmaya başlar. Bunu gören genç yavaşlar. Böyle yavaş yavaş giderken kırmızı ışıkta dururken Ferrari'nin yanına bir BMW yanaşır ve yarışalım mı der.
Genç bu teklifi kabul eder; neyine der; Otuz kilometre ileride bir benzinci var oraya ilk varan kazanır. ve depoları doldurur der BMW deki adam ve başlarlar yarışmaya;
Kısa bir süre sonra otobanda 150-160 km hızla gitmeye başlarlar. Bu arada havada da bir polis helikopteri vardır ve Merkeze Şu mesajı geçer.
merkez: burası helikopter 1
otobanda 3 araç yarış yapıyor. Kırmızı bir Ferrari ve bir BMW saatte
160 km hızla gidiyorlar. bu arada Ferrari'nin arkasında da bir murat 124 var acelesi var galiba 10 dakikadır. selektör yapıp Ferrari'den yol istiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi