1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu yazı "Büyükerşen aday olmaz" diyenlere...

Sürekli yazıyoruz.
Yılmaz Büyükerşen'in yeniden Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olup olmayacağı yönünde yorumlar yapılıyor.
Kimileri "Artık olmaz" diyor.
Kimileri de, yeniden aday olacağını söylüyor.
Büyükerşen'in yeniden aday olacağını söyleyenlere katılıyoruz.
Zira...
Büyükerşen'in yapılacak Mahalli seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olacağını biz de tahmin ediyoruz.
O yüzden, bu yazıyı biraz da "Büyükerşen bu defa aday olmaz" diyenler için yazıyoruz.
Öncelikle:
Büyükerşen yeniden aday olmayacaksa niçin elinde ki projeleri bitirmek için uğraşıyor?
Aday olmayacaksa, çeşmelerden Kalabak Suyunu akıtma ve Tramvay'ın hat uzatım projelerini tamamlama süresini niçin seçime yakın bir tarihte bitirmeyi planlıyor?
Sazova Parkı içinde ki Hayal Şatosu, Balmumu Müzesi, Kentpark içinde ki Kültür Merkezi, Adliye karşısında ki Nikah Salonu ve Tiyatro salonları niçin bitmiyor sanıyorsunuz?
Madem aday olmayacak; niçin ilçe ve köyleri geziyor? Neden İftar yemeklerinin çoğuna katılmaya gayret gösteriyor?
-"Yaşı bir hayli fazla. O yüzden aday olmaz" diyenlere soruyoruz. Geçtiğimiz seçimde de Büyükerşen'in yaşı sanki 45 miydi?
-"CHP den aday olmak istemiyor" diyenler... Sanki geçtiğimiz seçimde DSP'den aday olmayı çok mu istemişti?
Şu unutulmasın.
Büyükerşen üst üste 3 kez seçilmiş olmasını belki de partici olmamasına borçlu.
O Hiçbir zaman gerçek DSP li veya CHP li olmadı ki. O'na oy verenlerin büyük bir kısmı da sırf bu özelliği yüzünden oy vermedi mi?
Büyükerşen siyaset üstü görüntüsüyle Sağdan da soldan da oy almadı mı?
-"Kazanamayacağı seçime girmez" diyorlar.
Haklılar. Bizce de girmez.
Ama bu gün yaptıkları ve yapacakları zaten kazanabileceği bir seçimin hazırlığı değil mi?
Büyükerşen bu güne kadar hep doğru zamanda doğru yerde durmuş, her dönem de bu kendi yarattığı avantajı kendi lehine kullanma becerisini göstermiş bir isim.
Bu defa da öyle yapacak.
Dördüncü kez aday olup, seçildiği takdirde de 4 kez üst üste Büyükşehir Belediye Başkanı seçilme rekorunu kırmak ve bir kez daha tarihe geçmek isteyecek...
O yüzden...
-"Büyükerşen yeniden aday olmaz" diyenler bir daha düşünsün.
Siz olsanız böyle bir fırsatı kaçırır mısınız?
Büyükerşen de kaçırmaz...
..........
Şehrin dört bir yanını Bisiklet yollarıyla kaplasanız neye yarar ki?
Son günlerde Eskişehir'de Bisiklet tartışması var.
Ulaşımda Bisikletin sağlıklı ve ekonomik bir yöntem olduğunu ileri sürenler bir tarafta...
Tramvay yoluna girdiler diye Bisikletlileri toplayanlar diğer tarafta cephelenmiş vaziyette.
Ve bir Bisiklet tartışmasıdır gidiyor.
Hakkı Kutlu'nun yazısını okuyunca aklımıza geldi.
Bisiklet ve hatta kullanımının yaygınlaşması için illa ki Bisiklet yollarının varlığı gerekmiyor.
Çünkü sorun Bisikletlilere ait ayrılmış yollarda değil.
Sorun kafalarda ve kural tanımıyor olmamızda.
Bisiklet yolları da yapsanız, o yolları kural tanımayan yayalar ve araçlar işgal ettikten sonra hiçbir işe yaramayacaktır.
Yasal olarak imkânsız olsa da Bisikletin yasaklanması ile ilgili Hakkı Kutlu'nun yazısı, şu ortamda şehir merkezinde Bisiklet altyapısı olmadığı üzerine...
Doğru da bir tespit bu belki...
Ancak, işin bir de yukarıda izah ettiğimiz "Kural tanımazlık" boyutu var.
Hasbelkader Uzakdoğuda bazı ülkeleri gezme imkânımız oldu.
Nüfusun neredeyse yüzde 70'inin Bisiklet ve motosiklet kullandığına bizzat şahit olduk.
Hatta buna dair birçok fotoğraf da çektik.
Gezdiğimiz ülkelerin hiçbirinde "Bisiklet yolu" diye bir yola rastlamadık.
Bisiklet ve motosikletler, araçların kullandığı yolu kullanıyordu.
Doğrusu...
Trafikte herhangi bir karmaşa da yoktu.
Çünkü...
Toplum kurallara uyuyordu.
Ne kaskı olmadan Bisiklet ve motosiklet üzerinde yolculuk yapan birini gördük, ne de araçlarını bisikletlilerin üzerine süren araç sahiplerini.
Ne, hız sınırı olan 60 kilometreyi geçen araçlar vardı, ne de ters yoldan gelen bisiklet ve motosikletliler.
Üstelik...
Trafiği denetleyen görevlilere de rastlamadık desek yeridir.
Netice itibarıyla...
Kurallara uyulmadıktan sonra, şehrin dört bir yanını bisiklet yollarıyla da kaplasanız da nafile.
Çünkü...
O yolları işgal eden yayalar ile, araçlarını bu yolların üzerine park edenler de neticede kurallara uymuyor...
..........
Biraz da gülmek lazım
İki Türk Fransa'ya geyik avına gitmiş. Av da av yani... Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar sonra dönecekler... Şimdi onlara katılalım...
Pilot: Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum. Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor.
Bizimkiler: Tamam, biz zaten seri avı düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız.
Pilot: Harika, iyi avlar. Rastgele!
Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner... Pilot bir bakar ki... Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik!
Pilot: Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz.
Bizimkiler: Taşır taşır.
Pilot: Taşımaz.
Bizimkiler: Taşır taşır.
Pilot: Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz.
Bizimkiler: Havalanır havalanır.
Pilot: Olmaz!
Bizimkiler: Geçen yılki pilot havalandı ama...
Pilot: Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı?
Bizimkiler: Evet tastamam öyle. Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı!
Pilot: Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz. Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi, kalkalım.
Pilot gazı verir... Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir... Süratlenir... Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez.... Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır, bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan biri kendine gelir, kafayı kaldırır... Arkadaşı da gözlerini açmıştır...
Gözlerini açan sorar:
- Len Ahmet, neredeyiz biz?
Bizimki şöyle bir etrafa bakar...
- Hemen hemen.... Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi