1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Bunu da mı görecektik?"

Bugün size yakından tanıdığımız iki kişiden bahsedeceğim,
Birisi, 25 yılını bir devlet kurumunda işçi olarak çalışmış ve emekli olmuş, diğeri ise yaklaşık 20 yılını ticaret yaparak geçirmiş biri…
***
önce işçi emeklisinden başlayalım:
Kamu kurumunda çalışırken 2 çocuğunu okutmuş. çocuklarından büyük olanı eline ekmeğini alıp, maaş almaya başlayınca “Diğerini nasıl olsa okuturuz” diyerek, emekli olmuş.
Bir müddet sonra önüne bir fırsat çıkmış bu arkadaşımızın. Şehir merkezinde ama ara sokakta, yaklaşık 17 metrekarelik bir çay ocağının devredileceğini öğrenmiş.
Birkaç yakınının da “Sen bu işi yaparsın” demesi üzerine, emekli ikramiyesini verip, devralmış dükkânı.
-“Küçüğü emekli maşımla okuturum. Bu çay ocağından gelen üç-beş kuruşla da geçinirim” demiş.
Yeni malzemeler almış, küçük dükkanın önüne küçük 2-3 tane masa sandalye koymuş. Sıkı bir şekilde başlamış işe.
Bu arada, çevredeki dükkanlara da çay-kahve satmaya başlamış.
Sabahları, kahvaltı yapmak için gelip, tost-çay yapan müdavimleri olmaya başlamış.
İşler kısa sürede rayına girmiş anlayacağınız.
Tam bu sırada çıkmış salgın.
Şimdi çay ocağı yaklaşık 55 gündür kapalı.
İki aydır aldığı emekli maaşı dükkan kirasına gitmiş direkt olarak.
Eskiye dönülemeyeceğinin, dükkânı açsa bile eskisi gibi insanların gelip çay-kahve içmeyeceğinin farkında.
-“Bu ay mı kapatsam? Yoksa bir ay daha mı beklesem?” çelişkisiyle kara kara düşünüyor.
***
Gelelim 20 yılını ticaret yaparak geçirmiş kişiye…
Ticarete çocuk yaşta başlamış.
Simit-gazoz satmak dahi yapmadığı kalmamış.
Yıllarca uğraşıp didindikten sonra, küçük birikimleriyle zaman içinde kendi işini kurmuş.
Şu anda 5 ayrı alanda işyeri sahibi.
5 iş yerinden her biri ciddi para getiren işler yapıyor.
Toplamda,  oldukça ciddi cirolara, oldukça ciddi kazanca sahip…
Sahip olduğu işyerlerinde çalışanların sayısı zaman zaman 100’ü geçiyor.
Daha birkaç ay öncesinde açtığı son işyerinin sırf tadilatı için 1 milyon liraya yakın harcama yapmış.
Tam bu sırada çıkmış salgın.
Şu anda 5 işyerinden 5’i de 2 aydır kapalı.
Bu arada, kapalı olmasına rağmen 5 işyerinin kira, vergi, çalışanların maaşları ve diğer giderleri cebinden çıkmaya devam ediyor.
Aylık zararı nereden baksanız bir daire parası…
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkında…
Kara kara düşünüyor ne yapacağını…
***
Biri: Emekli ikramiyesi ile açtığı çay ocağında çay-kahve satan esnafın en küçüğü…
Diğeri…
Birbirinden farklı 5 tane büyük işyeri bulunan ve ciddi cirolar ile kazanca sahip tüccarın en büyüğü…
Ortak olan tek yönleri, iş yerleri kapalı olduğu için duydukları endişe, kaygı ve korku…
İkisi de, büyük kabus yaşıyor şu sıralar.
İkisinin de benzeri düşüncelerle uykuları kaçıyor.
İşin korkutan yanı; Sözünü ettiğimiz bu iki kişi gibi binlerce kişinin şu sıralar aynı durumda olması…
Ne diyelim?
Böyle giderse “bunu da mı görecektik?” diyeceğimiz daha sayısız durumlara şahit olacağız galiba!


.....


Yetkili yetkisizler,
yetkisiz yetkililer!


Eskişehir kamuoyu, salgında şehrin ne durumda olduğunu merak ediyor.
Haliyle…
Vaka sayısından tutun da ölüm sayısına kadar her türlü bilgiyi öğrenmek istiyor.
Bu bilgiyi verecek isimler belli.
Ya Vali açıklayacak bu bilgileri ya da İl Sağlık müdürü…
Her ikisi de bugüne kadar bu konuda rakam açıklamadı.
Açıklamama nedenlerinin muhtemelen, şehir kamuoyunda panik ya da rehavete neden olmama amacı güttüğünü tahmin ediyoruz…
Bu yüzden, rakam açıklamama konusunda haklı olabileceklerini de düşünüyoruz.
Hal böyleyken AK parti il Başkanı önceki gün Eskişehir’deki salgına ilişkin vaka ve ölüm sayılarını sosyal medya hesabı üzerinden pat diye açıkladı.
Demek ki bu konuda kendisini yetkili hissetti…
Ne diyelim?
Keşke söz konusu bilgileri Vali ya da Sağlık müdürü açıklasaydı.
Demek ki bundan sonra bu konuyla ilgili olumsuz bir durum ortaya çıktığında, biz bu durumdan Vali ve sağlık müdürünü sorumlu tutmayacağız…
Yetkili muhataptan isteyeceğiz cevapları!


.....


Ciddi bedel ödeyeceğiz…


Mağazalar açıldı diyelim…
En azından bir süre kim gidip elbise deneyecek?
Kafeler açıldı diyelim…
En azından bir süre kim gidip oturup, çay kahve içecek?
Berberler açıldı diyelim?
En azından bir süre kim gidip tıraş olacak?
Hadi hepsi açıldı diyelim ve insanlar gitti diyelim…
Mağazada bir tezgahtar, Kafede bir garson, berberde bir çırak hasta çıksa, bu dediğimiz yerlere kim gider?
Dahası…
Bu dediğimiz yerlerde tezgahtar, garson, çırak olarak kim çalışır?
çok ama çok zor bir süreç bekliyor bizi…
Görünen o ki, Ekonomide ve sağlıkta ciddi bedeller ödeyeceğiz…


.....


En azından fiyasko ortaya çıkmamış olurdu


Aslında konu Ticaret Bakanının bundan 50 gün kadar önce  “maskeler insanların kolayca ulaşabildikleri yerlerde ücretli olarak satılacak” demesiyle başladı.
CHP’li belediyeler ücretsiz maske dağıtmaya başlayınca, hükümet kanadından da “maskeler ücretsiz dağıtılacak” açıklaması geldi.
PTT’ye dağıttırmak istediler. Olmadı!
Evlere teslim etmek istediler. Yine olmadı!
Kod gönderileceğini, maskelerin Eczanelerden ücretsiz dağıtılacağını söylediler. Yine olmadı!
Maske 50 tane ülkeye ücretsiz olarak gitti de, ülkenin vatandaşına her yöntem denenmesine rağmen bir türlü gitmedi.
Sonunda başa dönüldü…
-“maskeler insanların rahatlıkla ulaşabileceği yerlerden ücretli olarak alınabilecek” uygulamasına geçildi.
Tıpkı ağa ile çalışanının, yol boyunca Eşek’e binme meselesi yüzünden yaşadıkları ve sonunda her ikisinin de  “biz bu işi neden yaptık” dediği fıkrada olduğu gibi…
Keşke, Ticaret Bakanının işin başında açıkladığı gibi maskeler para ile satılsaydı.
Maskelerin kalitesine göre bir fiyat aralığı belirlenip, belirlenen fiyatlar üzerinden, denetimli maske satış kararını sürdürmüş olsalardı.
Böyle bir durumda yapılacak tek eleştiri: “Hükümet, salgın sırasında maskeyi bile parayla sattı” olurdu…
En azından beceriksizlik ortaya çıkmamış, ücretsiz maske dağıtımı fiyaskoyla sonuçlanmamış olurdu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi