
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Burası Eskişehir ama...
AK Parti hükümetinin bazı uygulamaları var.
Bunun yanı sıra...
Başbakan'ın da bazı olaylarla ilgili sıra dışı çıkış ve değerlendirmeleri mevcut.
Hem AK Parti uygulamalarının hem de Başbakan'ın sıra dışı söylemlerinin karşılık bulacağı şüphesiz pek çok il var...
Ama gelin görün ki, Eskişehir'in özelliği ve Eskişehirlilerin hassasiyetleri göz önüne alındığında, aynı durumun Eskişehir için geçerli olmadığı çok açık.
İsterseniz biraz daha açalım konuyu.
Örneğin yaşadığımız Gezi olayları...
İstanbul ve Ankara'dan sonra Gezi olaylarına en çok katkıyı yapan şehir oldu Eskişehir.
Pek çok kişi destek verdi Gezi ruhuna.
A politik bilinen gençlerin, taşıdıkları düşünceleri mizahi yöntemle ortaya koyması, pek çok kişide hayranlık uyandırdı.
Eskişehir'de hal böyleyken...
Başbakan'ın çıkıp, Gezi olaylarına katılanları Bölücü ilan etmesi ve neredeyse her olumsuz gelişen olayı Gezi olaylarına bağlaması, belki çoğu ilde taraftar bulabilir ama, bu sözlerin Eskişehir'de hiçbir geçerliliği yoktur.
Çünkü...
Başka da söylediğimiz gibi, Eskişehir Gezi olaylarına en çok katılım sağlayan illerin başında gelmiştir.
Mesela Kızlı-Erkekli söylemler.
Eskişehir Üniversiteli öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı bir kenttir.
Bugün, gerek Apartlarda, gerekse Apartmanlarda barınan Üniversite öğrencilerinin belki de en çok olduğu illerin başında gelir Eskişehir.
Eskişehir halkı yıllardır Üniversite öğrencileri ile iç içe girmiş vaziyettedir.
Komşusu olan öğrencilerin evlerine gireni de bilir çıkanı da.
Aklına hiçbir zaman, Başbakan'ın düşündüğü ihtimalleri getirmez.
Öğrencilerin, kız ve erkek arkadaşlarının olabileceği ve gerekirse bunların aynı evde rahatlıkla kalabileceği, bunun da fuhuş yapıyorlar anlamına gelmediğine ilişkin medeni bir akla sahiptir Eskişehirli.
Çoğu aileye göre, aynı Apartmanda komşuluk yaptıkları öğrenciler, suyunu yukarıya çıkartan, faturalarını yatıran hatta, çocuklarına matematik dersi veren gençlerdir.
Çoğu aile, çoğu zaman, komşuluk yaptığı Üniversite öğrencilerinin gürültülerine ses bile çıkartmaz.
Çoğu aile, çoğu zaman, komşuluk yaptığı Üniversite öğrencilerine ocakta ne pişiyorsa bir tabak götürüp vermeyi ihmal etmez.
Eskişehir'de yaşayan her Üniversite öğrencisi, Eskişehir'de yaşayan her ailenin yıllardır adeta çocuğu olmuştur.
Çoğu Üniversite öğrencisi, mezun olup gittikten ve meslek sahibi olduktan sonra öğrencilik yıllarında komşuluk yaptığı aileleri unutmaz. Aileler de onları...
Her fırsatta birbirlerini arar sorar.
İşte o yüzden...
Kızlı-Erkekli söylemler belki çoğu ilde karşılık bulur ama, Eskişehir'de hiçbir karşılığı olmaz bu sözlerin.
Çünkü...
Eskişehir halkı, Eskişehir'de okuyan ve barınan öğrencileri," Kızlı-Erkekli" söylemde bulunanlardan daha iyi bilir ve tanır.
Sadece bu da değil tabi...
Dershanelerin kapatılması girişimi de, Açılım sürecinde yaşananlar da bu kentte hoş karşılanacak olaylar değildir.
Eskişehir belki de, üç büyük şehrin ardından Dershanelerin en çok var olduğu şehirlerden biridir.
Diğer taraftan...
Eskişehir, vatanını ve bayrağını seven, içinde Atatürk sevgisi olan ve bunu sürekli yaşayan Cumhuriyet kentlerinin başında gelir.
Tüm bu anlattıklarımız gözden geçirildiğinde...
Hükümet uygulamaları ve Başbakan'ın söylemlerinin Eskişehir'de bir karşılık bulması çok zordur.
Bu uygulama ve söylemler, belki birçok şehirde destek bulup AK partiye oy getirecektir...
Ancak...
Eskişehir'de bunun olmayacağı, tam tersi bir etki yaratacağı da açıktır.
----------------------------------
Bu hikâyenin yaklaşan seçimlerle hiçbir alakası yoktur...
Dağda özgürce yaşayan bir inek, bir beygir, bir eşek,
dağılıp insanların arasına karışarak ne yaptıklarını
öğrenmeye ve beş yıl sonra buluşmaya karar verdiler.
Her biri başka yöne yola çıktılar.
Beş yıl sonra buluşma yerine önce inek ile beygir geldi.
İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış,
adeta çökmüşlerdi.
Beygir sordu: "Nedir bu halin inek?."
İnek iç çekerek anlattı:
"Bu insanlar merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar.
Alan sütümü sağdı. Bir inek daha varmış, onu yanıma koyup
çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş. "
Sonra beygir anlattı:
"Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım.
Üzerime bindiler. O indi öbürü bindi, o indi öbürü bindi...
Binmedikleri zamanlar zincire vurdular...
Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğimde arkama kocaman
bir araba bağladılar, bu sefer birçoğunu birden taşımaya başladım.
Ben onları taşıdıkça kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım yav inek kardeş..."
Ve uzaktan eşek gözüktü.
Eşek; ıslık çala çala, taşlara tekme ata ata geldi. Mutluydu.
Şişmanlamıştı, tüyleri parlıyordu, gözlerinin içi gülüyordu, üzerinde lacivert takımlar vardı.
Inek ile beygir, "Nedir bu halin, neler oldu" diye merakla sordular, eşek anlattı:
"Bir memlekete vardım, birisi bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.
Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım.
Benim bağırmamı bilirsiniz, duyan benim yanıma koştu, duyan koştu.
Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım..."
"Sonra?.."
"Sonra beni başkan seçtiler..."
"Yani sen başkan mı oldun?.."
"Evet... Bir şey yapmama gerek kalmıyordu, ben bağırdıkça onlar
'Memleket seninle gurur duyuyor' diye alkışladılar.
Yiyecek birçok şey vardı.
Ben ise yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım..."
"Pekiii... Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?..."
Eşek yanıtladı: "Anladılar anlamasına da iş işten geçmişti..."
Not-Kimse alınganlık gösterip üzerine alınmasın. Bu sadece bir hikaye...
Ve... Yaklaşan seçimlerin bu anlattığımız hikaye ile hiçbir alakası yok...
------------------------------------
Odunpazarı adayları Amerika'dan mı açıklanacak?
CHP de adaylık süreci erken başlatıldı.
Süreç başlar başlamaz aday adayları meydana çıkmaya başladı.
Bunun sonucunda...
Hızlı start alan iş, süreç ilerledikçe yavaşlayıverdi.
Aday adayı olan isimler "Ha bu gün açıklanacak, ha yarın" derken günler geçti.
Aday adaylarında ne heves kaldı ne de heyecan.
Hepsi resmen "Bitse de gitsek" demeye başladı.
Şu sıralarda CHP'li Odunpazarı adayları nereye gitse aynı soru ile karşılaşıyormuş.
-"Ne oldu sizin iş? Odunpazarı adayı kim?" diye soruyorlarmış.
Daha önce sırasıyla "Eylül sonu belli olur", "Ekim ortasında belli olacak", "Kasım'da kesin açıklanır" cevaplarını veren aday adayları, bu işten bıkmış olmalılar ki yeni bir yöntem geliştirmişler.
CHP liderinin önümüzde ki günlerde Amerika'ya gideceğini hatırlatıp;
-"Eskişehir Odunpazarı adayı Genel başkan tarafından Amerika'dan açıklanacak" demeye başlamışlar.
Cevap elbette espri ama...
Gelinen nokta bir gerçeğin de altını çiziyor.
O gerçek ne mi?
CHP'de her geçen gün, Odunpazarı adaylığı ile ilgili işin suyunun çıkıyor olması...
----------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk, gemiyle yolculuk ediyorlarmış.
Birden şiddetli bir fırtına kopmuş.
Geminin batacağını anlayan kaptan, hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş.
Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.
Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış.
- "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi!" demiş.
Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş.
Kaptan merakla sormuş:
Eee, ne oldu?
Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar!" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
Peki ya Türklere ne dedin?
Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.