
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Büyükerşen "Doğrusu aday olmayı düşünmüyordum"
-"Aslında yeniden aday olmayı hiç düşünmüyordum" diye başlıyor süreci anlatmaya Yılmaz Büyükerşen.
Ardından da...
-"Mahalli İdareler yasasının değişmesiyle tüm şehir sınırlarının Büyükşehir belediyesine bağlanması sonrasında çok sayıda gelen ve aday olmam için ısrar edenler oldu. Bunun üzerine, rahmetli Ecevit'in üzerinde titizlikle durduğu Köy-Kent projesini hatırladım. Yeni yasa ile İlçe ve Köyler de Büyükşehir sınırlarına dahil olduğu için, Köy-Kent projesinin benzeri uygulamalarının Eskişehir İlçe ve köylerinde de gerçekleşebilirliğini düşündüm. Belki de yeniden aday olmamda en büyük etkenlerden biri bu düşünce oldu. Zira, Eskişehir'in hem İlçeleri hem de bu ilçelere bağlı köyleri güçlü değil. Pek çok köy, gençler tarafından terk edilmiş. Sadece birkaç hane ve o hanelerde yaşlılar kalmış. Bu yerleşim yerlerine yapabileceğimiz yeni projelerle geri dönüşü bile başlatabileceğimiz geldi aklıma.
Seçim süreci boyunca gittiğim her ilçe ve köyde hep aynı talepte bulundum. 'Büyükşehir'de sadece bana oy vermeniz yetmez. İlçenizde de partimizin adayına oy verin ki, düşündüğümüz projeleri rahatlıkla gerçekleştirelim' dedim. Bana 'Tamam' dediler. Ancak, seçimler yapıldı, Büyükşehir'de bana oy verip, kendi ilçelerinde bizim partiye oy vermediler. Tabi neden vermediklerinin bir sürü sebebi var. Sonuç olarak, mecliste çoğunluğu olmayan bir Belediye Başkanı durumuna düştük ki, bu durum da bizim istediğimiz şekilde hizmet etmemizin önünde bir müşkülat gibi görünüyor" diyor...
Sonrasında ise...
Rahmetli Ecevit'in, yıllarca hayalini kurduğu Köy-Kent Projesini, sonunda Ordu'nun Mesudiye köyünde gerçekleştirdiğini söylüyor Büyükerşen...
Yapılan proje ile köyün çehresinin değiştiğini söyleyip;
-"Yapılan Köy-Kent projesinden herkes, özellikle de köy halkı büyük bir memnuniyet duyuyordu. Zira, yapılan proje ile Mesudiye köyünün çehresi değişmişti. Ama gelin görün ki, yapılan ilk seçimde o köyden Bülent Ecevit'in partisine çıka çıka sadece 4 oy çıktı. Tıpkı, seçim öncesi İlçe ve köylerde seçim öncesi 'Sana ve senin partinin adayına oy vereceğiz' deyip de, vermeyenlerin yaptığı gibi" diyerek tamamlıyor sözlerini...
-------------------------------------------
Bayram'ın doğuşu...
Meclisin açıldığı günün (23 Nisan 1920) akşamı yatsı vaktinden evvel Yunus Nadi, Mahzar Müfit, Ruşen Eşref, Fethi Beylerle Hoca Feyzullah Efendi ve ismini hatırlayamadığım birkaç milletvekili Direksiyon binasında toplanmışlar, Atatürk ile sohbet ediyorlardı. Bu konuşmalar arasında bir milletvekili:
-Paşam, bu güzel günün adını henüz koymadık, bir ad koyalım, dedi.
Bunun üzerine Atatürk, yarı karanlık odada koltuğunda doğrularak:
-İşgal kuvvetlerini nasıl olsa atacağız. Fakat karşımızda altı yüz senelik bir imparatorluğun dağılmış da olsa bir hükümeti duruyor. Onun karşısında Meclisimiz çocuk sayılır. Onun için bugünün adına "Çocuk Bayramı" diyelim. Büyüsün ve kendi zaferini kendi ilan etsin, buyurdular.
Atatürk'ün bu sözleri oturanların alkışları ve tasvipleriyle karşılandı. Böylece 23 Nisan Meclisin açılma günü, Çocuk Bayramı olarak kabul ve ilan edildi.
Atatürk'ün emir çavuşu Ali Metin'in anılarında yer alıyor bu bilgi.
Ulu önder'in, yeni Cumhuriyet ile çocukları nasıl özleş deştirdiğini de yeterince ortaya koyuyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
-------------------------------------------
Hadi şimdi çıkın işin içinden...
-"Mahalli seçimlerde CHP ile "Paralel Yapı" olarak adlandırılan Cemaat hareketinin ortak hareket ettiği iddialarına ne dersiniz?" diye soruyorlar CHP Eskişehir milletvekili Süheyl Batum'a...
-"Bunu da nereden çıkarttınız şimdi?" diye cevap verse, anlayacağız...
-"Olacak iş mi şimdi bu? Kim çıkartıyor bunları?" dese de anlayacağız.
Hatta...
-"Arkadaşlar CHP ile Cemaat sözcükleri nasıl yan yana gelebilir ki?" diye, soruya soruyla karşılık verse de anlayacağız.
Dahası...
-"Bakın, CHP Atatürk'ün kurduğu bir partidir. Cumhuriyetimizin ve Demokrasimizin teminatıdır. Ulu önder Atatürk, silah arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyeti kurarken en çok Şeyhler-Dervişlerle uğraşmış, onlara karşı mücadele vermiştir. Siz nasıl oluyor da Misak-ı Milli sınırlarından bir santim dahi toprak vermemeyi kanı pahasına ilke edinmiş bir parti ile Cemaatin seçim ittifakı yaptığını iddia edebiliyorsunuz?" demiş olsa, çok daha iyi anlayacağız.
Fakat...
Ne diyor Süheyl Batum bu soru karşısında biliyor musunuz?
-"Cumhuriyet Halk Partisi ile Fethullah Gülen hareketi arasında bana göre bir doku uyuşmazlığı vardır" diyor...
Hadi bakalım! Şimdi çıkın işin içinden...
Tabi çıkabilirseniz...
--------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş.. Doktor muayene edip, amelenin külodunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3
-4 kere sertçe indirmiş amelenin kıçının tam ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin.." Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele "Sağol Doktor bey.." demiş, "Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.." "Bir şey yapmana gerek yok.." demiş doktor, "Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter.