
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Büyükerşen niçin adaylığını ilan etmiyor?" bir strateji mi?
Doğrusunu söylemek gerekirse, Yılmaz Büyükerşen'in bu güne kadar adaylığını ilan etmesini bekliyorduk.
Her sorulduğunda "Düşünüyorum", "Değerlendiriyorum", "İstişare ediyorum" gibi sözlerinin CHP Genel Başkanı ve Genel Merkezi nezdinde alınganlığa neden olduğunu, bunun rahatsızlığa dönüşememesi için de, Büyükerşen'in biran önce dördüncü dönem adaylığını ilan etmek durumunda kalacağını tahmin ediyorduk.
Yanılmışız...
Büyükerşen hale büyükşehir adaylığını resmen ilan etmedi.
Artık sorulduğunda, başta olduğu gibi "Düşünüyorum" ya da "Değerlendiriyorum" gibi cümleler sarf etmiyor.
Genel Başkanın bizzat "Büyükerşen'i niçin aday yapmayalım. O bütün Türkiye'ye örnek olmuş bir Belediye Başkanımızdır" demesine rağmen...
-"Henüz ses seda yok ama, aday olup olmadığımı Genel merkez yakında açıklayacaktır herhalde" demeye başladı.
Büyükerşen'in dördüncü dönem adaylığını henüz ilan etmemesinin ve adaylığı ile ilgili ilanı CHP Genel Merkezine bırakıyor olmasının nedeni var.
Bize göre bu neden tam bir stratejik düşünceden kaynaklanıyor.
Şöyle ki;
Büyükerşen Eskişehir'de gerçekten önemli bir isim.
Aşağı yukarı herkes dördüncü dönem aday olacağını biliyor.
Beklemesinin ve adaylığını ilan etmemesinin tek nedeni, karşısında yarışacağı AK Parti Büyükşehir adayının henüz ortaya çıkmamış olması.
Bu ismin açıklanmasını bekliyor Büyükerşen.
AK partinin göstereceği aday kim olursa olsun, kamuoyunda kendiliğinden yapılacak bir kıyaslamayla "Büyükerşen bu seçimi rahat kazanır" algısının doğacak olmasını hesap ediyor.
AK Parti adayı açıklandıktan ve kamuoyunda da "Büyükerşen bu seçimi rahat kazanır" algısının ortaya çıkmasından sonra dev bir organizasyonda dördüncü dönem adaylık açıklamasını yapmak suretiyle, seçimlere on adım önde girmeyi planlıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse fena br strateji değil.
Zira...
AK Parti, Büyükerşen karşısında kimi aday gösterirse göstersin kamuoyunda ister istemez bir kıyaslama olacaktır.
Belki bu kıyaslama neticesinde Büyükerşen'in düşündüğü gibi kamuoyunda "Büyükerşen bu defa da rahat kazanır" algısı da oluşacaktır.
Ancak...
Bu stratejinin ters etkisi de mutlaka hesap edilmeli.
Zira...
AK parti adayını açıkladığı gün Eskişehir'de yeri yerinden oynatmayı becerirse ve "Bu iş burada bitti" imajını şehir geneline yerleştirebilirse, bu kez Eskişehir'deki algıyı da tersine çevirebilir ki, bu durum da Büyükerşen'in planladığı stratejinin çöpe gitmesine neden olabilir.
Bizden söylemesi...
.......
Benim oyum CHP'ye
Hüsamettin Cindoruk Eskişehirlilerin yakından tanıdığı bir isim.
Türkiye siyasetinde de önemli de bir yeri var.
Doğru yol Partisi'nin Genel başkanlığını, ardından kurulan Demokrat Türkiye Partisinin de yine Genel Başkanlığını yapmış bir isim olan Cindoruk, Eskişehir milletvekilliği sırada TBMM başkanlığı görevini de üstlenmişti.
İşte anlattığımız Cindoruk önceki gün Eskişehir'deydi.
Milli Merkez oluşumunun Eskişehir il kurultayı için gelmiş Eskişehir'e.
Etkili de bir konuşma yapmış.
Bize göre konuşmasının en vurucu kısmını da sona bırakmış.
Tüm katılımcıların konuşmasını tamamlamasından sonra soru-cevap kısmında görüşlerini açıklamaya devam eden Hüsamettin Cindoruk, önümüzde ki Mahalli seçimlerde kendi oyunun CHP den yana olacağını söylemiş.
Demokrat Parti, Adalet partisi ve Doğru yol partisi misyonunun Süleyman Demirel'den sonra ikinci ismi olan Hüsamettin Cindoruk'un oyunu CHP ye vereceğini söylemesi, basında yeterince yer bulmamış.
Nedeni ise...
Yukarıda da söylediğimiz gibi Cindoruk'un bu sözleri toplantı sonunda söylemesi ve o sırada salonda Basından kimsenin olmayışıymış...
........
Ve CHP'ye geliyor
Fethiye'nin üç dönem Belediye Başkanlığını yapan Behçet Saatçı, Türkçe-Kürtçe afiş astırdığı için bir anda ülke gündemine gelen isim olmuştu.
Astırdığı afişler ülke genelinde olumlu karşılanırken, partisi MHP de tam bir deprem etkisi yaratmış ve bizzat MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatı ile Fethiye belediye Başkanı disiplin kuruluna sevk edilmişti.
Behçet Saatçı disiplin kurulu sonucunu beklemedi.
Meclis üyeleri ile birlikte MHP den istifa etti ve bağımsız kaldı.
İşte tam o istifa arifesinde kendisini ziyaret etmişti Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç.
Daha önce de defalarca görüştüğü meslektaşına;
-"Elbette bundan sonra nasıl bir tavır içinde olacağını sen daha iyi bilirsin ama şunu da unutma ki CHP nin kapıları sana her zaman açıktır. Seni CHP de görmek benim de en büyük arzumdur" sözlerini söylemişti.
Sonrasında öğrendik ki Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi, Tepebaşı belediye başkanı Ahmet Ataç'ın ardından ÇHP lideri Kılıçdaroğlu ile de görüşmüş.
Hatta...
CHP'ye bugün yarın katılması kesinleşen Mustafa Sarıgül ile de görüşmeleri olmuş.
Tüm bunların ardından Behçet Saatçı CHP'ye katılma yolunda önemli bir mesafe almış.
Söylenilenlere bakılırsa, Mustafa Sarıgül ile birlikte MHP den istifa eden Fethiye'nin başarılı Belediye Başkanı Behçet Saatçı da CHP ye katılacakmış.
Anlaşılacağı üzere.
Ahmet Ataç'ın, Fethiye Belediye Başkanı Saatçı için araladığı CHP kapısı tam anlamıyla açılmış...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel ile Dursun Londra'da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor..
Sormuşlar..
U2'nin konseri varmış..
Bizimkiler:
" Cidelum, biz de corelum !!" deyip soluğu stadyumda almışlar..
Konser başlamış..
Millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor..
Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor..
Solistleri Bono, birden müziği durdurup, iki elini birbirine vurarak şaklatmış..
Herkes şaşkın..
İki üç saniye sonra bir daha şaklatmış..
Bir daha..
Sonra kalabalığa dönmüş:
Niye böyle yapıyorum biliyor musunuz?
On binlerce kişiden çıt yok..
Bono, sorusunu kendisi yanıtlamış:
Afrika açlık çekiyor! Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor!!!
Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın, şoklanmış gibi soliste bakarken gerilerden Temel'in sesi yükselmiş..
Ula! Ulaaa! Coduğumun evladı. Sen de elini çırpma o zaman!