Remzi Aydın'ın müzede evlenmesi, müzelere çekti dikkatimizi...
Unutup gittiğimiz müzelerimize...
Sonra 'müzeler ile ilgili ne yazalım?' diye düşündük!
Kentteki müze eksikliğini mi ele alalım, yoksa müze kültürümüzdeki eksikliğe mi dikkat çekelim?
İki arada bir derede kalmamızın nedeni belli!
Çünkü bizim ülkemizde müzeler çokta gezilmez.
Müzeye verilecek olan giriş parası, lüzumsuz yere harcanmış para gibi görülür.
Hatta bir kez bile müze görmeden, dünyadan göçenlerin olduğuna bile inanırız.
Bizdeki sıkıntı o derece yani!
***
Müzeler rönesanstan bu yana kurulmaya başlanmış.
Amerika ve Avrupa bu işe iyi sarmışlar sonra...
Hatta müze kültürünün eğitimini bile vermeye başlamışlar.
Bugün o bölgelerde ünlü müzeler var.
Ve her yıl binlerce kişi, bu müzeleri görmeye geliyor.
Bir nevi 'Müze turizmi'
Yani bir kültürü, ekonomiye de döndürmeyi başarıyorlar.
***
Başkan Büyükerşen'in Eskişehir'e kurmayı hedeflediği iki önemli müze var.
Birisi 'Kent Tarihi Müzesi...'
Eskişehirliler adına oldukça anlam taşıyacak.
Kentin tüm tarihi bu müzede yer alacak çünkü...
Diğeri, 'Bal Mumu Heykel Müzesi...'
İşte bu müze oldukça iddialı olacak.
Bir benzeri bahsettiğimiz gibi Londra'da var.
Bizimkisinde tarihe mal olmuş Türklerin heykelleri yer alacak.
Ve büyük ihtimalle, binlerce kişinin Eskişehir'e sırf bu nedenle gelmesini sağlayacak...
***
İşin özü şu;
Müze deyip geçmemek lazım...
Bir kent ve kentli için son derece önem taşıyor müzeler...
Elbette işin ekonomik tarafı için söylemiyoruz bunu...
Kente ve o kentte yaşayanlara bir kimlik, bir zarafet kazandırdığı içinde önemsiyoruz yeni müzeleri...
O yüzden, yeni müzelerle birlikte, müze kültürünü de yakalamalıyız.
Avrupa kenti Eskişehir'e de, Eskişehirliye de böylesi yakışır...