7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

ÇALINAN VATAN: YEMEN


Çocuktun, ufacıktın.Çoğu şeyin adını öğrenmeden Yemen'i tanıdın.
Savaş ve ihaneti bildin kendince.Yemen ağıtları ile gözlerin yaşardı.Gidip de dönemeyenlerin hikâyelerini dinledin gidip de dönebilen dedenin ağzından.
O ağlayarak anlattı, sen ağlayarak dinledin.Yemen'e bazen çalınan vatan,
bazen kaybedilmiş yurt dedin.Kabarmış bir Arap öfkesinin cembiye olup böğre saplanışına kızdın. Gat çiğneyen bir Zeydi'nin uyuşuk iradesinin düşmanla işbirliği yapmasına içerledin.
Yemen hazin bir hikâyesiydi gidip de gelmeyenlerin.Anaların kimsesiz yetimleriyle bir çığlığıydı acısı yüreklere düşen.Anadolu'da yeşeren tomurcukların çöl rüzgârlarında açmadan solmasıydı.Cesaretle gidilen yerlerin esaretle terk edilişiydi.Yemen ölümün soğuk yüzüydü, uzak vatanın Anadolu'daki depremiydi.Karanlık zindanlara hapsedilen hilalin, ihanetlerle örülmüş bir kör kuyusuydu Yemen.
Romalılar talihli Arabistan derdi ona.Araplarsa mutlu Yemen. Türklere neden hüzün verdin Yemen, yaman mıydı yoksa adın, çektirdiğin acılardan ötürü.Çalınan son vilayetsin.Gurbet misin, sıla mısın?Şehitlerin emaneti kaybedilmiş vatan mısın yoksa?Yemen, Türk Mezarlığıydı baştan sona.Mezarlar Yemen'de, ağıtlar Anadolu'daydı.Ve tekmil Anadolu bir ağıtistandı.
Önce kimse kabullenmedi Yemen'e gitmeyi.
Ancak madem devletin ihtiyacı vardı gençlere, madem orası da bir vatandı... gidilecekti.
Evimiz önünde çifte pınarlar
İçerler suyunu beni anarlar
Yemen'e gideni ölü sayarlar
Yemen çöllerinde kaldım ağlarım
Ama yine de ana yüreğidir, söylemeden olmaz.
Yat da dizimde nazlayım
Kara kekilin düzleyim
Sene bir de yıl oniki ay
Hangi bir gün yol gözleyim
Herkes bilir ki; yiğitliğine, mertliğine kimse bir şey diyemez Türk askerinin.
Su dibinde biter söğüt
Verseler de almam öğüt
Yemen'e giden askerin
Hepisi de seçme yiğit
Türk askerinin yiğitliği savaş meydanında cesaretle devleşir, tebdil-i hava verilse de o, arkadaşlarını yalnız bırakmamak için memleketine gitmez.



Yemen kuşu ötmem demiş
Lale sümbül bitmem demiş
Tebdil-i hava olan kardeş
Ben evime gitmem demiş
Anadolu'da her evden bin feryat yükselir, periler ve melekler de harbe yollanır, dualarla.
Koyun geldi sürüyünen
Evler yandı yeriyinen
Hep melekler harbe gitmiş
Al bayraklı periyinen
Ağabeyini bir öğle vakti Yemen'e gönderen kız kardeş, belki bir teselli olur diye ağıdını bir göçmen kuşun kanadıyla gönderir.
Gitme Yemen'e Yemen'e
Yemen yolu toz kardeşim
Kapımızdan suyu gitti
İstediğin kız kardeşim
Ümidini kaybedenler dili;
Günden yanı soldu m'ola
Yerden yanı uldu m'ola
Mehmedimin ela gözün
Karıncalar oydu m'ola.. diyerek bir alev yakıcılığı ile gönüllere düşüp kavurur, acıyla 300 bin şehidin mezarıdır Yemen.
Esir alınanların çilesi bitmemiştir daha.Mısır'a getirilen esir askerler, Ermeni doktorların nezaretinde, ilaçla temizleme bahanesiyle krizol banyosuna sokularak gözleri kör edilir.İngilizlerin katran kazanında sterilize (!) ettikleri 15.000 Türk esiri ya hemen veya daha sonra kör olur.Türk yanlısı Araplar, 7. Ordu İngiliz esiri olarak Yemen'den ayrılırken,
''Allah yensuru Al-i Osman'' (Allah Osmanlı'yı korusun) demişlerdi ağlayarak.Deden de yaşlı gözlerle onlara ''Allah da sizi nifaktan ve İngiliz şerrinden korusun,'' diye cevap vermişti.
Gurbet ele gitmek varmış kaderde
Aziziye nerde şu Yemen nerde
Felek attı bizi onulmaz derde
Ben bu derdin hangisine yanayım
Zincirler zapt etmez benim gönlümü
derken kör olan gözlerinin nasıl bir gönül temaşası seyrettiğini sadece sen bilirdin.
O senin deden, Ahmet Çavuş'tu.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi