
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ÇANAKKALE HUTBESİ VE ATATÜRK
Geçen hafta, Cuma günü camilerimizde okunan, " Vatan sevgisi ve Çanakkale Zaferi" isimli hutbede, Çanakkale Savaşı' nın, önemi anlatıldı. Çanakkale'de, tüfeği tutukluk yapınca düşmana, taşla saldıran Mehmet Çavuş; İngiliz zırhlısını batıran, 270 kiloluk mermiyi tek başına kaldırıp, topa yerleştiren Seyit Onbaşı, Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hatırlanırken, ATATÜRK' ten, tek kelime bahsedilmemesi, aklıselim insanlarımızı üzdü.
Hutbede, ATATÜRK' den, neden bahsedilmedi veya gerek duyulmadı, en iyi hutbeyi hazırlayan Beylikova Müftüsü Mehmet TÖZLUYURT bilir ama Çanakkale zaferi, Conkbayırı'nda, düşman askerlerinin ilerlemesini biten cephanesine rağmen, süngü savaşıyla durdurup, buradaki savaşı kazanma kabiliyetini gösteren, 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal (ATATÜRK), "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir." Verdiği bu emir sayesindedir ki Türk askerine, azim, sebat ve cesaret veren, Mustafa Kemal,(ATATÜRK) Arıburnu' nda büyük bir zafer kazanmıştır.
Gösterdiği başarılar nedeniyle, Mustafa Kemal'de, 8 Ağustos 1915'te Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilmiştir. Anafartalar'daki Türk kuvvetlerine oldukça kritik bir zamanda kumanda eden, Mustafa Kemal(ATATÜRK), Çanakkale Boğazı'na çıkarma yapıldığında, bu durumu kişisel gayretiyle kurtarmıştır.
Anafartalar Grubu Komutanı görevinde olan Mustafa Kemal (ATATÜRK) 9-10 Ağustos tarihinde, Anafartalar Zaferini de kazanmıştır. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etmiş olup, İtilaf Devletleri Anafartalar'da, Conkbayırı'nda ve Kireçtepe'de Mustafa Kemal(ATATÜRK) komutasındaki Türk askerinin mücadeleci gücü ve azmi karşısında, başarısızlığa uğramıştır. Çanakkale Savaşlarında, yaklaşık olarak 253.000 şehit verilmiş ama Mustafa Kemal komutasındaki Türk ulusu, onurunu, İtilâf Devletlerine karşı, korumasını da bilmiştir.
Robert Rhodes James""Çanakkale Muharebelerinde, Türk ordusunun başında daha başlangıçtan itibaren orayı, üç kez ve yalnız kendi inisiyatifiyle kurtarmış olan Türk Başbuğu (ATATÜRK) bulunmuş olsaydı, bu gün tarih, bir Çanakkale Savaşı yerine, karaya ayak basmasıyla beraber, akim kalan bir Çanakkale teşebbüsünden bahsederdi." demiştir.
Hal böyle iken Çanakkale hutbesinde, ATATÜRK' de bahsedilmemesi, tarihi gerçekleri göz ardı etmekten başka bir şey değildir. Bilsinler ki Güneş Balçıkla Sıvanmaz...
Öte yandan Çanakkale Savaşı'nda, olduğu gibi yıllarca, bazı kişi/kişiler Atatürk' ün, İslam dini ile ilgili düşüncelerini, sürekli kamuoyundan uzak tuttular. Nitekim Türk halkı, Atatürk'ün, Hz. Muhammed' in mezarını yıktırmadığını, yıllar son öğrendi.
AKP Eski Milletvekili, Sayın Prof Dr. Nevzat YALTINTAŞ, katıldığı bir TV programında, "...Vahabilik' te mezar ziyareti günah sayıldığı için, Suudiler bütün mezarları yıkmaya başlamışlar. Sıra Hz. Muhammed'in mezarına gelmiş. Ülkedekiler, Mustafa Kemal Atatürk'ten yardım istemişler.
ATATÜRK, bu olayı duyunca, tüm manevi duyguları kabarmış ve Suudi Kralı'na Hz. Muhammed'in değil mezarına, türbesinin bir taşına dahi dokunulursa, bedelinin çok ağır olacağını bildiren nota niteliğinde bir yazı göndermiştir. Bu vesika, Dışişleri arşivlerinde mevcut ama yıllardır açıklanmıyor. Oysa Türk halkının, Büyük Kurtarıcısı' nın, her yönüyle tanıma hakkı var." diyerek bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı.
Oysa Suudiler tarafından, geçmiş yıllarda, Hz Hatice'nin evi yıkıldı, Hz Ebu Bekir'in evi, Hilton Oteli'nin müştemilatında kaldı. Bugünde, Mekke'de bulunan, Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A. V) Efendimizin, evinin yıkıldığı söyleniyor ama İslam dünyasından ve ülkemizdeki iktidar ve sivil toplum örgütlerinden, tepki gelmedi.
ATATÜRK' e göre, "Allah birdir. Şanı büyüktür... Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara, dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur'an'daki anlamı açık olan ayetlerdir."
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum.
"Hz. Muhammed, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinden, bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar o ölümsüzdür.",
" Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası vardır ki, din Tanrı ile kul arasında kutsal bir bağlılıktır. Mutaassıp İslâmcıların din komisyonculuğuna izin verilmemelidir." (Kültür Devrimi 53,54)
Kim, ne düşünürse düşünsün, ATATÜRK, tarihe mal olmuş, bir dahidir. Türk Milletine ve İslamiyet' e, yaptığı hizmetler de ortadadır. Acaba ATATÜRK önderliğin de Türk ulusu, Çanakkale Savaşı ve İstiklal Savaşını, kazanılmamış olsaydı, Minarelerde ezan, camilerde hutbe okunur muydu?