Biraz coğrafya bilgisi olanlar iyi bilir ; Rize’ nin adına türküler yakılan şirin ilçesi çayeli’nden az öteye geçince önce sınır kapısı Sarp’a ulaşırsınız,. Yani, vatan toprağından ayrılıp bir başka ülkeye geçmek üzere tam sınırdasınız demektir bu..Sonra da ver elini Gürcistan… İşte, ligde kader maçlarına çıkan ve Rize’den de puansız dönen Es-Es için gelinen nokta tam burasıdır. çayeli’ nin ötesi SAMSUN maçı; ,sonrası da bir başka diyar olan ”İKİNCİ LİĞ “… Kısacası ya sınırdan geriye döneceğiz ya da geriye dönüşü çok zor olan bir yolculuğa çıkacağız..
Sahadan 4-1 gibi farklı bir yenilgiyle ayrıldığımız Rize- ES-Es maçının teknik analizini ve futbolcularımızın performansını; ,Rize’ ye giderek çıplak gözle maçı izleyen arkadaşlarımıza bırakıp, bu maça farklı bir açıdan yorum getirmek istiyorum.
Hafta içinde takımın başına Yılmaz Vural gibi futbolcu motivasyonu konusunda ülkede tek geçilecek bir teknik adamı getiren Es-Es ‘in , Rize’den puan çıkarmasını kimse beklemiyordu zaten. Beklenen tek şey; bu motivasyonun futbolcu üstündeki etkisini görmekti. Sahaya çıkan on birimizin, maçın ilk 8 dakikasında 2-0 geriye düşmesi ve akabinde de oyun disiplininden kopması ile de bu hevesimiz kursağımızda kaldı maalesef.. Zira o dakikadan itibaren oyun disiplininden kopan Es-Es ‘i ; değil Yılmaz Vural, kenarda ünlü hoca Jose Mourinho da olsa toparlayamazdı.
Maçın hakemin ev sahibi lehine verdiği ucuz penaltıya gelince, Bu penaltı, süper lig patentli hakem özgür Yankaya ‘ ya yakışmadığı gibi, Rize’nin de böyle bir penaltıya ihtiyacı yoktu..
Maçtaki bir başka gerçekte, Ligi domine eden ve lider olan Rizespor takımının bize göre daha tecrübeli ve kaliteli bir kadroya sahip olmasıydı. Bu fark ta maçın sonucuna yansıdı ve takımımız Rize’ye farklı mağlup olup Eskişehir’ e döndü.
Gelinen bu noktada, klasik futbol deyimi ile artık ” önümüzdeki maçlara bakacağız.”.. önümüzdeki ilk maç ta evimizde oynayacağımız Samsun maçı olduğuna göre;
Samsun maçını: YA KAZANACAĞIZ..YA KAZANACAĞIZ ….BAŞKA YOLU YOK…
