
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP denizi geçti havuzda boğulacak...
CHP'nin önümüzde ki seçimlerde göstereceği Büyükşehir adayı aylar öncesinden belliydi.
Partinin Yılmaz Büyükerşen'i yeniden aday göstereceğini herkes biliyordu.
CHP'nin önümüzdeki seçimlerde göstereceği Tepebaşı adayı da aylar öncesinden belliydi.
Partinin, Ahmet Ataç'ı yeniden aday göstereceğini herkes biliyordu.
Zaten hem büyükşehir'de hem de Tepebaşı'nda bu isimlerin haricinde ikinci bir isim de yoktu,niyetli olan da...
Kısacası...
CHP, önümüzdeki mahalli seçimlere iki Belediye'de göstereceği adayları aylar,hatta yıllar önce belli olan bir avantaja sahip olmuştu.
Kala kala bir tek Odunpazarı bölgesi adaylığı kalmıştı ki, o da, zaten bölgenin sol oy hakimiyeti göz önüne alındığında çok büyük bir mesele oluşturmayacaktı.
Zira...
Odunpazarı bölgesine gösterilecek en makul aday ismi ile CHP, önümüzde ki seçimlere en huzurlu ve sıkıntıdan uzak giren bir parti olacaktı...
Ne;diğer partilerin aday belirleme sürecindeki kaybettiği vakti kaybedecekti CHP...
Ne de...
Diğer partilerde, aday belirleme yüzünden yaşanan sıkıntı ve kavgaları yaşayacaktı.
Böyle bir avantaj varken, sırf Odunpazarı adaylığı için gelinen nokta, CHP'nin sahip olduğu tüm avantajı neredeyse ortadan kaldırıverdi.
Seçim öncesi en zor süreç olan aday belirleme sürecinin üçte ikisini zaten aylar, hatta yıllar önce halletmiş olan CHP,Odunpazarı adaylığı meselesinde büyük bir kaos yaşar hale geldi.
CHP'de, Odunpazarı adaylığı için yaşanan kaos, süreç uzadıkça daha da artıyor.
Kırgınlıkları,küskünlükler,güç gösterileri ve ekipleşmelerin yaşattığı sıkıntı her an kendisini hissettiriyor.
Bu durum, daha aday belli değilken böyle.
Aday ismi açıklandığında, partideki toz-dumandan belki göz gözü görmeyecek.
Son olarak diyeceğimiz şu ki:
İki adayı aylar öncesinden belli olan CHP bu avantajını yitiriyor.
Deyim yerinde ise...
Denizi geçen CHP, Havuzda boğulma tehlikesiyle karşı karşıya...
.....
Siyaset kötü değil ki...
Siyaset; demokrasilerde insana hizmet edebilmenin en geçerli yoludur.
O nedenle, siyaset hizmet ettiği insan unsuru düşünüldüğünde kutsal bir müessesedir.
Siyaset hiçbir zaman kötü değildir.
Siyaseti kötü yapan, siyasetçilerin kötü oluşudur.
İyi siyasetçi, siyaset kurumunun da onurunu kurtarır.
Kötü siyasetçi ise, hem kendini hem de siyaset kurumunu batırır.
Siyaset'i güvenilir hale getirecek iyi siyasetçilerin yetişmesi şüphesiz eğitimle mümkün.
Bu konuda Üniversitelere büyük görev düşüyor.
Hal böyleyken...
Siyasete düzgün siyasetçi kazandırma sorumluluğu olan Üniversitelere baktığınızda durum hiç de hoş görülmüyor.
Zira...
Üniversiteler, Rektörlük ve Dekanlık seçimlerinden tutun da, öğretim üyesi almaya kadar kötü siyasetçilerin egemenliği altına girmiş durumda.
Elbette bir genelleme yapmamız çok yanlış olacaktır ama, Bilim adamı titri olan insanların siyasetçilere tabii olma durumuna düşmüş olması hiç de hoş değil.
Siyasete, iyi siyasetçi kazandırma misyonu olanların, bu misyona rağmen kötü siyasetçilerden medet umması ise, hoş olmamanın ötesinde, facianın ta kendisidir.
.......
Bu kurallar hiç değişmez...
Günlük yaşantımızda hepimizin defalarca başına gelen ve gerçekten değişmeyen kurullar yer alıyor.
Okuyunca hem güldük hem kendi kendimize "Doğru vallahi" dedik.
Pazar neşesi olsun. Bir de siz okuyun. Gerçekten değişmiyor bu kurallar:
Mekanik Tamirat Kuralı
Elleriniz yağa bulaştığında, burnunuz kaşınmaya başlar ve acil çiş etmeniz gerekmektedir.
Yer Çekimi Kuralı
Yere düşen her şey en zor ulaşılabilecek noktaya yuvarlanır.
Yanlış Numara Kuralı
Yanlışlıkla çevirdiğiniz bir telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz ve biri daima cevap verir.
Mazeret Kuralı
Patronunuza işe geç kalma sebebinin patlak lastik olduğunu söylerseniz ertesi sabah lastiğinizi muhakkak patlak bulursunuz.
Değişkenlik Kuralı
Eğer trafikte şerit değiştirirseniz, eski şeridiniz şimdi bulunduğunuzdan daha hızlı akar. (Bu hep böyledir)
Banyo Kuralı
Vücudunuz tamamen ıslandığında telefon çalar.
Yakın Tesadüf Kuralı
Beraber görülmek istemediğiniz biriyle beraberseniz tanıdığınız biriyle karşılaşma ihtimali tavan yapar.
Sonuç Kuralı
Birine bir aletin çalışmayacağını ispat etmeye çalıştığınız zaman o alet çalışır.
Biyomekanik Kuralı
Kaşınma katsayısı vucudunuzda ulaşılması zor olan yerlerde en yüksektir şekilden şekle girersiniz.
Tiyatro Kuralı
Ne olursa olsun koridordan en uzak sandalyenin sahipleri en geç gelir.
Starbucks Kuralı
Bir kahve içmek için oturduğunuzda patronunuz sizden bir görev ister ve bu görev süresi kahve soğuyana kadardır.
Murphy'nin Soyunma Odası Kuralı
Eğer soyunma odasında sadece iki kişi varsa, onların soyunma dolapları bitişiktir.
Yüzey Kuralı
Tereyağlı ve reçelli ekmeğinizin yeni yaptırdığınız veya aldığınız halıya düşme ihtimali, halının pahalılığı ve yeniliği ile doğru orantılıdır.
Mantıksal Tartışma Kuralı
Neyi konuştuğunuzu bilmiyorsanız her şey olabilir.
Brown'un Fiziksek Görünüm Kuralı
Pabuç ayanıza tam geldiyse, o pabuç çirkindir.
Wilson'ın Pazarlama Stratejisi Kuralı
Gerçekten çok sevdiğiniz bir ürünü bulup aldığınızda, o ürünü üretmekten vazgeçerler.
Doktorların Kuralı
Eğer kendinizi hasta hissedip doktor randevusu alıp gittiğinizde aniden iyileşirsiniz. Eğer randevu almazsanız hastalık devam eder.
Olasılık Kuralı
Birisi tarafından seyredilme olasılığı yaptığınız işin aptallık katsayısıyla doğru orantılıdır.
.......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir sarışın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. itfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları çıkarmışlar. Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler;
"Atla. Bu tek sanşımız".
Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış.
İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler;
"Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın." Kızıl saçlı aşağıya bağırmış;
"Atlamam. Biraz önce yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz".
İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler için bunu yaparız". Böyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşağıya bırakmış. İtfaiyeciler esmer kızda olduğu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saclı da elmalı kek gibi yere serilmiş.
Çatıda sadece sarışın kalmış. İtfaiyeciler daha önce de yaptıkları gibi;
"Atla, atla. Yoksa yanarak öleceksin".
Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz".
itfaiyeciler; "Kesinlikle çekmeyeceğiz. Söz veriyoruz".
Sarışın kız; "Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin..