4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

CHP VE AKP'DE, TÜRBAN STRATEJİSİ DEĞİŞMEZ

CHP, Türkiye ve Eskişehir gündeminden düşmüyor. Ülke genelinde, CHP lideri Sayın Baykal, kara çarşaflı kadınlara, CHP rozeti takınca kıyamet koptu. Din istismarı yapılıyor ve CHP elden gidiyor, yaygaraları yapıldı. Hala da tartışmalar sürüyor.
Peki, CHP, doğru mu yapıyor?
Şayet CHP iktidar olmak, tüm kesimleri kucaklamak, özellikle de "LAİK" düzeni savunmak istiyorsa, insanların giyim-kuşamına bakmadan, saflarına kabul etmek zorundadır. Ayrıca da giyim ve kuşam, herkesin kendi tercihidir veya inancının da gereğidir. Ayrıca her alanda yapılan şekilcilik, Türkiye' yi, yıllardır meşgul ediyor. Esas yapılması gereken hayati hizmetleri de engelliyor.
CHP, şekilciliği bırakarak, "DİNSİZ PARTİ" propagandasına da cevap vermiş oldu. Hâlbuki yıllardır, Müslüman olup da, CHP' ye oy veren milyonlarca insan vardı. Elbette CHP, bu hususlarda takiye mi yapıyor, zaman içinde görülecektir ama bugünkü kararı, hem parti, hem de ülke açısından önemli bir adımdır.
Öte yandan Türkiye' deki siyasi partiler, değişik görüş ve düşüncede olabilirler, Ancak icraatlarında, Türk toplumunun tamamına hizmet etmek ve çıkarını gözetmek, tüm siyasi partiler, de icraatlarına ülke perspektifinden bakmak zorundadırlar. İçinde yaşadığımız çağda, Siyasi partilerin, vatandaşları fikir, düşünce, giyim, özellikle de inançlarına göre ayırım yapmak gibi bir lüksü de yoktur.
Diğer yanda CHP, bir kitle partisidir. Her kesimden insanların olmasın da doğaldır. Ayrıca da AKP'ye oy veren kadınların, tümünün başı da örtülü olmadığı gibi, CHP'ye oy veren, kadınların da tümünün başı açık değildir. CHP'ye başı örtülü, türbanlı hatta birkaç çarşaflı kadının katılması, partinin ilkelerinin ve politikalarının değiştiği ve değişeceği anlamına gelmez. Ayrıca başı örtülü olup da başta laiklik olmak üzere, Atatürk ve cumhuriyet ilkelerine ve değerlerine bağlı pek çok kadın var.
Bugün, CHP' yi, çarşaflı kadınlardan dolayı eleştirenler, Atatürk'le ilgili olumsuz gelişmeler karşısında, aynı duyarlılığı göstermiyorlar. Veya laikliğin, ne anlama geldiğini ya bilmiyorlar, ya da bilmezlikten geliyorlar. Aslında laiklik, tüm inanç gruplarına eşit mesafede durmak demektir. Devletin laik olması da bu gerekçeden dolayıdır.
CHP, ne kadar çarşaflı kadınlara rozet takıp şov yapsa da, kadın " çarşaf giymeli ", "türban ve "başörtüsü" takmalıdır gibi, bir politikaya sahip değildir. Başı örtülü kadınlardan oy almaları ve partiye üye yapmaları, böyle bir politikaya yönelecekleri anlamına da gelmez. Çarşaf, bugün toplum içinde de uç bir örnektir.
Aynı yaklaşım, AKP için de geçerlidir. AKP'ye kayıtlı kadınlar arasında, başı açık kadınların bulunması, Ak parti' nin de temel politikalarını değiştirmez. AKP'nin zihniyeti, kadınların başının örtmesi gerektiği yönündedir. Ancak bu, "Başı açık olan AKP'ye üye olmasın veya oy vermesin, anlamına da gelmez. Başörtüsü, toplum kesimlerinde de siyasi tercih için tek ölçü olmaz. Hülasa başörtüsü, AKP ve CHP'nin anlayışını, stratejilerini ve politikalarını değiştirmez, değiştirmeyecektir de
Diğer yandan ülkemizde, hayati sorunlar, dış ve iç şer odaklarının çok tehlikeli senaryoları, ülke gündeminde. Özellikle de ekonomik krizin, olduğu şu günlerde, ülke huzurunu bozacak veya kutuplaşmaları artıracak, şovlarda tüm kesimler, özellikle de siyasi partilerin kaçınmaları gerekir.
Her kesimden insanlar, partilere üye olabilir. Bu doğaldır. Bunu ön plana getirmek veya şova dönüştürmek, ne ülkeye, ne de buna sebep olan siyasi partiye yarar getirir. Bilakis olayı, bugün olduğu gibi tartışma konusu yapar. Gerek ülke genelinde, gerekse siyasi partilerin içinde, zıtlaşmaları artırır.
Türk insanı, artık gerçekleri görmelidir. Çok partili dönemde siyasi partiler, ülke sorunlarını çözmedi. Bilakis var olan sorunlara, yenisi eklendi. Dün olmadığı gibi, bugünde, gelecekte de partiler belki umut olmayacaklardır. Çünkü Türkiye'de, siyaset ve siyasetçi, Türkiye'nin, gelişmesinin ve sorunlarının çözümünün önünde, ciddi bir engel olduğu gibi, sorun yaratan taraftır da. Ancak Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, her türlü sorunun çözümü de seçmenin elindedir. Aksi halde, Sayın Turgut ÖZAKMAN' nın,
"DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA HİÇ GERİ DÖMEZ..." uyarısı hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi