
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP'de kılıçlar daha yeni çekiliyor...
CHP milletvekili Süheyl Batum; "Aldığım duyumlara göre Odunpazarı adaylığı için yapılan anketten Erman Gölet çıkmıştır. Adayımız o olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" açıklaması yapıyor dün öğle saatlerinde.
Dahası...
-"Hiç kimse değiştiremeyecektir. Şunu net söylüyorum. Bütün gönül verenlerin ve örgütün hiç kuşkusu olmasın biz CHP'yiz. Bu partide hiç kimse halk da, örgüt de istiyor, ama ben istemiyorum demez." Diyerek üzeri kapalı Yılmaz Büyükerşen'e göndermede bulunuyor...
Süheyl Batum'un bu açıklaması üzerine Ajanslar "CHP'nin Eskişehir adayları belli oldu. Büyükşehir'de Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı'nda Ahmet Ataç ve Odunpazarı'nda Erman Gölet" haberlerini geçmeye başlıyor.
Aynı saatlerde, Yılmaz Büyükerşen Sarıcakaya'da...
Haber kendisine iletiliyor...
Söyleyenlerin yalancısıyız ama müthiş sinirleniyor Yılmaz Büyükerşen...
Hemen sarılıyor telefonlara ve birilerini arıyor.
Bir taraftan da yanındakilere "Dönüyoruz" diyor.
Aynı saatlerde Milletvekili Kazım Kurt ile konuşuyoruz...
Erman Gölet'in CHP Odunpazarı adayı olduğuna ilişkin haberlerin yalan olduğunu söylüyor önce.
Ardından da...
-"Genel merkezin haberi yok. Adaylar Pazar günü açıklanacak. MYK toplantı halinde. MYK üyelerinin telefonları kapalı, adeta ÖSS sorusu hazırlayanlar gibi inzivaya çekilmiş durumdalar. Bu yapılan hiç hoş değil. Milletvekilini Eskişehir'e çağıracak ve O'na bu açıklamayı yaptıracaksın. Bundan partinin haberi olmayacak ve yalan söyleyeceksin. Bunun hiçbir geçerli mazereti yok. Tamam, hoca'ya rağmen aday olmaya çalışıyorsun ama, bunun yolu bu değil" diyor...
Son olarak da...
-"Biz partide küskünlük olmasın diye uğraşıyoruz ama birileri de iş çevirmeye kalkıyor" diyerek tamamlıyor sözlerini.
Sonuç olarak...
Eskişehir'e aylardır gelmeyen Milletvekili Süheyl Batum, dün çıkıp Eskişehir'e geliyor...
-"Aldığım duyuma göre anketten Erman çıkmış, Odunpazarı adayımız da o" diyor.
Bu açıklamasıyla Ajanslar "CHP nin Odunpazarı adayı Erman Gölet" haberlerini geçiyor.
Haberi Sarıcakaya'da duyan Büyükerşen küplere binip, soluğu Eskişehir'de alıyor.
Diğer milletvekili Kazım Kurt, Süheyl Batum ile Erman Gölet'in arkadan iş çevirdiklerini söylüyor.
Süheyl Batum'un açıklamasından, partinin Genel merkez yöneticileri Gökhan Günaydın ve Adnan Keskin'in haberdar oldukları söylentisi yayılıyor.
Sonuç olarak...
CHP de dün gelişen olaylar, iki ayrı yorumun yapılmasına neden oldu.
Birincisi;
-"Bu saatten sonra Büyükerşen 'Erman Gölet'i istemiyorum' diyemez" yönündeydi.
Diğeri ise...
-"Bu saatten sonra Büyükerşen Erman Gölet'i aday yapacaksa bile yapmaz" yorumuydu...
Her iki yorum da gösteriyor ki, CHP de tartışma ve kavga daha yeni başlıyor...
Çünkü...
Görünüşe göre parti içinde kılıçlar daha yeni çekiliyor...
......
Halk TV de Eskişehir seçimleri muhabbeti....
Halk TV de Uğur Dündar'ın konuğu ünlü tiyatro oyuncuları Levent Kırca ve Müjdat Gezen.
Gece boyunca sohbet ediyorlar.
Programın sonunda Levent Kırca bir arkadaşının babasının ölümü ile ilgili hissettiği duyguları anlatıyor.
-"Yaşarken her doğru bildiğini söyleyeceksin kardeşim. Ölen kişiye baktım, sesi çıkmıyor. Sanki Balmumundan yapılmış bir insan" deyince Müjdat Gezen lafa girip, Uğur Dündar'a dönerek;
-"Geçen gün Eskişehir'deydim. Senin yapılmakta olan balmumu heykelini gördüm. Bu kadar mı benzer kardeşim.Bittiğinde göreceksin çok müthiş. Balmumu müzesine yerleştirilecek. Müzeyi de gezdim. Harika" diyor.
Bunun üzerine hem Levent Kırca hem de Uğur Dündar, Yılmaz Büyükerşen'in süper bir isim olduğunu söylerken,Müjdat Gezen sözü alıp:
-"Biliyor musunuz. Böyle değerli bir insan ile ilgili Eskişehir'de seçilememe endişesi taşınıyor. Nedeni de, yeni yasa ile bu seçimde ilçelerin de Büyükşehir için oy kullanacak olması" deyince Uğur Dündar;
-"Ama, bildiğim kadarıyla Başbakan Yılmaz Büyükerşen'e destek verdi. Aday tanıtımında bile Büyükerşen'in yaptıklarını gösterdi" diyerek sohbeti kapattı.
.......
Türkvizyon,Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin son saniye golü oldu.
Hani renklerine aşık olduğunuz, onunla yatıp onunla kalktığınız, maç gününü iple çektiğiniz, müthiş bir performans ve başarı beklediğiniz ve alacağı galibiyetle büyük bir gurur duyacağınız takımınızın maç saati gelir de çatar ya...
Maçın başlama düdüğü ile birlikte fırtına gibi eseceğini beklediğiniz takımın tel tel döküldüğünü görürsünüz ya hani...
Sevinçten ayaklarınızın kesilmesini beklediğiniz maçta moral bozukluğuyla olduğunuz yere çökersiniz ya.
90 dakika boyunca ortaya çıkan fiyasko karşısında başınız yere düşer ya hani.
İşte tam maç bitti dediğiniz anda, bir mucize olur ve son saniye golü geliverir, siz de adeta sevinçten deliye dönersiniz ya...
Maç boyunca oynanan kötü futbol unutulup, atılan o son saniye golü ve alınan galibiyet hatırlanır ya hep.
O atılan son saniye golü, tüm kötü oyunu, moral bozukluğunu,fiyaskoyu siler atar ya...
Mutlaka yaşamışsınızdır böylesine anları.
İşte bu anlattığımız sadece Futbol ve spor müsabakalarında olmaz.
Başka alanlarda da rastlarsınız benzeri olaylara.
Örneğin Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinde olduğu gibi.
Hatırlarsınız...
Öylesine büyük umutlarla lanse edildi ki bu proje, Eskişehirli de büyük bir beklenti yaratıldı.
Beklentinin büyüklüğünün aksine, öylesine kötü bir açılış töreni ile maç başladı ki, umutlar yerlere serildi.
Süreç boyunca, proje kapsamı içinde, öylesine gereksiz, cılız ve amaca da çok uygun olmayan etkinlikler yapıldı ki, adeta "Dağ fare doğurdu"
Tam da maç bitmişken...
Tam da Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin süresi bitmiş, uzatmalar oynanıyor iken, son saniye golü TÜRKVİZYON ile geldi.
Projenin geneli hakkında "Fiyasko" değerlendirmesi yaptığımız sırada kurtarıcı oldu Türkvizyon yarışması.
Önceki akşam izledik Türkvizyon yarışmasının yarı finallerini.
Tek kelime ile mükemmel bir organizasyon.
Salonun düzenlenmesinden ses düzenine, tanıtım filmlerinden ışıklandırmaya ve hatta sunucularına kadar, çoğu ülkenin bile altından kalkamayacağı süper bir organizasyona şahit olduk.
İşte şimdi; Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi anlam buldu.
İşte şimdi; Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin farkına varıldı.
İşte şimdi;"Türkvizyon'a harcanan para helal olsun" denilir hale geldi.
İşte şimdi; Geneli fiyasko ile nitelendirilen bir projenin onuru kurtarılmış oldu.
Keşke son yapılan ilk yapılsaydı.
Keşke, Kahve fincan ve cezvelerinin sergisi gibi saçma sapan etkinliklerine harcanan paralar, Türkvizyon benzeri mükemmel spor ve kültür yarışmalarına harcanmış, Eskişehir'in sesinin de daha çok çıkması sağlansaydı.
Kısacası...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kötü başladı, kötü devam etti ama, son derece güzel bir proje ile, yani Türkvizyon ile sona erdi.
Ne diyelim?
Düşünen, hayata geçmesini sağlayan, gerçekleştiren ve emek sarf eden herkes bu başarının kahramanıdır.
.......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Erenlerden biri sabaha karşı, her zaman ki zurna durumuyla evine gidebilmek için olağanüstü çaba sarf ederken caminin yanında kazılı bir inşaat çukuruna yuvarlanır. Bir süre çukurdan çıkmak için debelenir, debenir, başaramayacağını da anlayınca, başlar bağırmağa:
Kimse yokmuuuuu!!
Kimse yokmuuuu!!!!
Bir iki... derken, son seslenişini sabah ezanı için camiye gelmekte olan imama duyurabilir. Sesin geldiği yere yönelen imam:
Kim var orda?
Baba eren:
- Çukura düştüüüm.. Çıkar beni buradan İmam efendiiii...
İmam:
Vay! Seni sarhoş, seni ayyaş vay!!, Gördünmü ne hallere düştün? Seni oradan 2 şartla çıkartırım bilmiş ol!!
Söyle imam efendi, ocağına düştüm!! Ne dersen yapacam!
İmam:
Bir!!! İçkiye tövbe edeceeen, ağzına bir daha içki sürmeyceeeen!
İki!! Namaza başlıyacaaan, her namaz vakti camiye geleceeen!
Derin bir sessizliği baba eren bozar:
Başka kimse yok muuuuu!