4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÇİFTÇİ, ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI

Cumartesi günü, kırsal kesimde, köylülerle konuşma fırsatı bulduk. Hepside tedirgin. Devletin, kendilerine yeteri kadar yardım etmediğini, siyasilerin de vaat ve sorumluluklarını yerine getirmediklerini söylediler.
Elbette çiftçi ile ilgili sorunlarda, siyasi otoritenin sorumluğu var. Ancak çiftçinin de mevcut sorunlarda, az veya çok payı vardır. Çiftçiler hala babadan kalma tarım yöntemleri ile ürün elde etme gayret ve çabası içindedir. Dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri takip etmedikleri gibi, kendilerine önerilen ve tanına imkânlara da yeteri kadar ilgi göstermedikleri gibi, sahipte çıkmıyorlar.
Nitekim Sivrihisar'da uygulamak istediğimiz "Kültür", "Ürün" ve "Ağaçlandırma" Projeleri içinde tarımda vardı. Bölge çiftçisine toplulaştırma, finans, teknik ve pazarlama gibi her türlü imkân sağlanacağı söylediği halde, bölge çiftçisinin, kabul etmemesi sonucu, düşünülen projeler hayata geçirilemedi.
Yine Tarım İl Müdürlüğü Eskişehir'de, "Organik Tarım "ı, uygulamaya almak istedi. Sivrihisar' da, muhtarlarla yapılan toplantıda, öneri kabul görmedi. Oysa damak zevki ile dikkat çeken Koçaş Patlıcanı, Kepen lahana ve pırasası, Mülkü soğanı, okçu ve Kaymaz fasulyesi, Günyüzü kavunu gibi sebzeler organik tarım olarak yetiştirilip pazarlansa idi, bölge çiftçisi hayal bile edemeyeceği ekonomik imkânlara kavuşmuş olacak, bölgenin doğal tohumları da korunmuş olacaktı.
Bu tablo gösteriyor ki, Türk çiftçisi, her şeyi devletten bekliyor. Elini da taşın altına koymak istemiyor. Hal böyle olunca da, Türk tarımı her geçen gün kan kaybediyor. Elbette bugün, tarımın içine düştüğü girdapta, siyasi otoritenin sorumluluğu vardır ama tarımdaki olumsuz tabloda, çiftçilerimizin de payı büyüktür.
Neden bilinmez, Türk çiftçisi, düşüncede saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyor. Oysa düşüncenin, insan yaşamında, hemen uygulanarak sonuç vermesi beklenemez Düşünülen, tarımla ilgili proje/projelerin, hayata geçirilebilmesi, zaman, sabır, emek, gayret ve çaba ister.
Diğer yandan Türkiye'de, çiftçi ile ilgili olumsuz gelişmeler de, hep "Devlet" suçlandı. Çiftçiden, kaynaklanan hatalar ise sürekli göz ardı edildi. Sonuçta Dünya da, tarım ürünleri açısından kendi kendine, yeterli 7 ülkeden biri olan Türkiye, tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline getirildi.
Elbette Türkiye genelindeki bu gelişmeden, Eskişehir' de nasibini aldı. 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahip Eskişehir'de, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7'si, tarım arazisidir. Eskişehir'de sulanabilir tarım arazisi, 350133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226102 ha (40.46) dır.
Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir kentimizdir.
Eskişehir'de tarım, arzu edilen seviyeye getirilmek isteniyorsa, önce çiftçilerimiz, ulusal ve global alandaki gelişmeleri, takip edip, hayata geçirmek için, gayret ve çaba gösterecektir. Bu her çiftçimiz için, bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır da. Tarım il Müdürlüğü ve ESOGÜ, Ziraat Fakültesi de, tarımdaki ulusal ve evrensel bazdaki gelişmelerden de çiftçilerimizi sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde haberdar etmelidir.
Öte yandan, Eskişehir tarım arazisi açısından olduğu kadar, yeterli altyapıya da sahiptir Ziraat fakültesi, İl Tarım Müdürlüğü birimleri ve Anadolu Tarım Araştırma Enstitüsü Eskişehir tarımı için, ciddi imkânlardır.
Eskişehir çiftçisi, ulusal ve global pazarlarda söz sahibi olmak istiyorsa, istiyor. Mutlaka tarımla ilgili dünyadaki değişim ve gelişmeleri, yakından takip ederek hayata geçirmek, kurum/kuruluşlarla da işbirliği yapmak zorundadır. Ayrıca da refah ve hayat standardını yükseltebilmesi için, tarımın sanayinin motoru olması, özellikle de "ORGANİK TARIM" ın hayata geçirilmesi şarttır. Çünkü dünyada tarımdaki değişim ve gelişmelere rağmen, ülkemiz ve Eskişehir tarımının, istenen atılımı yapması çok zordur.
Eskişehir ve Sivrihisar'da, tarımla ilgili çalışmalar göstermiştir ki, yılların alışkanlıkları hala devam ediyor. Mevcut sorun ve engelleri aşmak da, vakit alacaktır. Yine de her şeye rağmen umutlu olmak, Türkiye ve Eskişehir'de, tarım için, gayret ve çaba göstermek zorundayız. Çiftçiye tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, DGD ödenmelidir. Ancak Devlet yanında Ziraat Odaları ve Türk çiftçisi de, tarımın gelişmesi ve sorunlarının çözümü için elini taşın altına koymalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi