4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÇOCUKLAR VE İSTİSMAR

AKP, "cinsel istismar" suçlarından mağdur ile failin evlenmesi durumunda, cezanın ertelenmesini öngören önergeyi, Meclis'e sundu. Önerge yasalaşırsa, çocuklara yapılan tecavüzler, normalleşiyor, teşvik ediliyor, tecavüzcü de aklanıyor.
Aslında Mayıs-2016' da, Meclis Boşanma Komisyonu'nun, üstünde çalıştığı kanun teklifinde, cinsel istismar mağduru çocuklar, istismarcısı ile evlendirilebilecek. İstismarcıya denetimli serbestlik verilecek. " görüşü, yer almıştı.
Çocuk istismarı ile ilgili önerge ile tecavüzler artması, yanı sıra, diğer önemli bir sorun olan, erken yaşta evliliklerde, hız kazanacak, evlenen çiftleri, aileleri, toplumu, kısa ve uzun vadede, büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacaktır.
Yasa önergesinin, çok tepki alması üzerine açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, "Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler." Sözleri aklıselim insanlarımız daha da üzdü.
Aslında Anayasa mahkemesi de Adalet Bakanı gibi düşünüyor. Nitekim Türk Ceza Kanunu'nun 103. Maddesi'nin 1. fıkrası, 15 yaşını tamamlamamış çocuğa yönelik her türlü cinsel suçu, cinsel istismar' sayıyor. Bu nedenle suçlulara 15 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Anayasa Mahkemesi, bu maddeyi iptal etti. İptal kararı 17 Ocak 2017'de yürürlüğe girecek ve 15 yaşından küçük çocuklara karşı, cinsel suç işleyenlere verilen hapis cezası 3 yıla kadar düşebilecek.
6 üyenin karşı çıktığı, ancak 7 üyenin, oyuyla kabul edilen, iptal kararının gerekçesinde, "12-15 yaş arasında, bir çocuğun, cinsel ilişkiye rızası varsa, suçu işleyen yetişkine ağır ceza verilmesi, suçla yaptırım arasında bulunması, gereken adil dengeyi ortadan kaldırır."ifadeleri yer aldı.
Türkiye, dünyada çocuk istismarı, özellikle cinsel istismar, sıralamasında üçüncüdür. Sadece geçtiğimiz yıl, Türkiye genelinde, 18 bin çocuğun, cinsel istismara uğradığı belirtiliyor. Son 10 yılda, cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı ise 250 bindir.
Uluslararası Çocuk İstismarı ve İhmali Derneği'nin 19. Uluslararası Kongresi'ne başkanlık eden Sayın Prof. Dr. Figen Şahin, Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, çocuklara karşı işlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçları ile ilgili davaların sayısı, 2009 yılında 13 bin 812, 2010 yılında 17 bin 241 ve 2011 yılında ise 18 bin 334 oldu. 2011 yılında ise toplam 24 bin cinsel saldırı suçu işlendi. Her yılda bu oran artmaktadır.
Diğer yandan Çocuk Hakları Sözleşmesi, Türk devleti tarafından da 1990'da imzalandı, 1995 yılında ise Bakanlar Kurulu'nca onaylanarak yürürlüğe girdi.. 54 maddesi bulunan bu sözleşmede ", çocuklara yönelik istismar ve şiddet davalarında, en ağır suçların verilmesinin de caydırıcı ve önleyici olması bakımından, önemli olduğunu belirtmiştir.
Şu bir gerçek ki tarihsel süreç, içinde, savaşlardan, yoksulluktan, aile içi kavga ve ayrılıklardan, özellikle de istimrardan ve erken evlilikten, en çok çocukların etkilendiğini göstermiştir. Onların, daha iyi bir geleceğe sahip olmaları, çocuk haklarının geliştirilmesine, bağlı iken AKP, "cinsel istismar" suçlarında mağdur ile failin evlenmesi durumunda, ertelenmesini öngören önergesi, bu alandaki suçları artıracaktır..
Büyük çoğunluğu, çocuk ve genç nüfusa sahip olan ülkemizde, onlara hak ettiklerini verebildiğimizde, sevgi ve saygının sınırları içerisinde, yaratıcı bir düşsel bakış ile nasıl bir geleceğe sahip olabileceğimizi, düşlememiz gerekirken, onlara yapılan tecavüzleri normalleştirmek, teşvik etmek, tecavüzcüleri aklamak, onlara yapılacak en büyük kötülüktür..
Türkiye'de, yapılan araştırmalara göre, her dört saatte bir tecavüz veya tecavüze kalkışma suçunun işlendiği, sokaklarda yaşayan yaklaşık 25 bin çocuğun, cinsel şiddetle karşı karşıya kaldığı, yılda ortalama, 7 bin çocuğun, cinsel istismara uğradığı belirtildi.
Uzman psikolog Hanım Demirbaş, cinsel istismarın, 'Türkiye'nin kanayan yarası' olduğunu, belirttikten sonra " 7-14 yaşındaki çocukların, en çok cinsel istismara uğrayan grup olduğunu söylüyor. Aileler, çocukları ile yeterince ilgilenmediklerinden ve cinsel konularla ilgili yeterince bilgiye sahip olmadıklarından, çocuklar daha rahat cinsel istismara maruz kalabiliyor. Bu istismar sonucu, çok büyük travmalar görülebiliyor. Burada da profesyonel destekle, bu travmanın etkisi kalkabilir." dedi.
Çocuklara, istismarı gerçekleştiren, bu tür insanlar, "Ruh hastası" kişilerdir. Bu insanlarda acilen tedavi edilmeli ve topluma cezasını çektikten sonra bırakılmalıdır. İstismara uğramış çocuklarda, bu tür travmalar, terapi olmadan ve tedavi edilmeden silinmez. Tedavi olmazsa, çocuklar, hayata karşı, kin ve isyan dürtüsü ile yaşarlar. Genellikle kendini, güçsüz ve aciz hisseder, çevreye karşı korkak ve güvensiz olurlar. Onun için tedavi muhakkak şarttır.
TBMM' deki önerge, kabul edilmemeli, bilakis çocuklara yapılan istismarlar da, cezalar daha da artırılmalı ve caydırıcı olmalı, kalıcı çözümler de getirilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi