
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
COVİD19 VE ÇOKLU BARO
Eskişehir Küçük Millet Meclisi, koronavirüs kısıtlamalarının ardından, Koordinatör Sayın Sevim ŞAHİN’ in, gayreti ile ilk kez yapılan toplantıda, Eskişehir’ de, COVİD19 sürecine ilişkin detaylar ve çoklu Baro Yasası, ele alındı.
İlk Konuşmayı yapan, geçmişteki Eskişehir–Bilecik Tabip Odası Başkanı olan, Sayın Dr.Mehmet Akif Aladağ, Eskişehir’in, koronavirüs salgını ile nasıl mücadele edildiği hususunda ve sağlık çalışanlarının durumunu, katlımcılarla paylaştı.
Sayın Dr.ALADAĞ, salgının Eskişehir’deki boyutuyla ilgili, resmi verilerin hiçbir zaman kendileriyle paylaşılmadığını ve yeterince de şeffaf yürütülmediğini, vurguladıktan sonra “Normalleşme ile pozitif vakalar yükseldi ama şimdi yeniden inişe geçiyor” dedi.
Oysa toplumun, tüm kesimleri, Korona ile mücadele süresinde, dayanışma içinde olunması gerekir. özellikle de Eskişehir-Bilecek Tabibler Odası’ nın, COVİD19’ la mücadelede, diğer sağlık kurum/kuruluşları ile işbirliği içinde olması gerekir.
Sayın Dr. ALADAĞ’ a göre, Eskişehir’de, 2 bine yakın pozitif test var Ancak rakamların haricinde muayene bulgularıyla, bu sayının fazla olduğunu söyeldikten sonra “
Bu enfeksiyon, tüm dünyaya yayıldıktan sonra, Türkiye’de, etkisini gösterdi” dedi.
Pandeminin, ülkeleri aşan etkisi, küresel bir mücadeleyi gerekli kılsa da COVID-19’un, etki derecesine göre, ülkelerin salgının önlenmesi ile ilgili politikaları da farklılık gösteriyor. Bazı ülkelerde, topyekûn karantina ve sokağa çıkma yasakları gibi, önlemler öne çıksa da Türkiye örneğinde olduğu gibi, bu önlemleri kısmi şekilde uygulayan ülkeler de var.
Pandemi ile birlikte, tüm dünya ekonomilerinin zor günler geçirdiği ve geleceğin giderek daha da belirsizleştiği, bugünlerde, COVİD-19 Salgının, Türkiye Ekonomisi üzerine Etkileri, ekonomik pek çok sorunu da berberinde getirdi.
ülkemizdeki karantina döneminin dijitalleşme, evden çalışma, uzaktan iletişim gibi eğilimleri güçlendirmesi ihtimal dahilinde görülse de bu süreçlere, ayak uyduramayan kesimleri, dışarıda bırakıp toplumsal gelir adaletsizliklerini, daha da derinleştirecektir.
Corona Virüs(COVİD19) devam ettiği sürece, Sosyal hayatın, seyahatlerin, üretim ve iletişim alanlarının kuralları, sağlık öncelikleri ışığında yeniden yazılırken, toplumsal dayanışmanın ve yardımlaşma, geleneklerinin de güçlendirilmesi şarttır.
Aksi halde, bir yandan dijital dünyanın avantajlarından faydalanan, zenginler ortaya çıkarken, diğer taraftan, yoksulluk ve işsizlik içinde kıvranan, milyonların ortaya çıkması, hiç de yabana atılır, bir ihtimal değil.
O nedenle de ülkemizde ve Eskişehir’ de, Corona Virüs’ le yapılacak mücadelede ve ekonomik sorunlarda, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmeli, her kesim imkânları ölcüsünde, sorunların çözümüne de katkıda bulunmalıdır.
EkMM toplantısında, Avukat, Sayın Şahap ARPACI tarafından, 80 baronun karşı çıktığı ve günlerdir protesto ettiği, çoklu baroların kurulmasının önünü açan Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, hakkındaki görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
Yasaya göre, avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde, en az 2 bin avukatın imzasıyla yeni bir baro kurulabilecek. (Bugün yalnızca Ankara, İstanbul ve İzmir için geçerli bir durum) çoklu baroların olduğu yerlerde barolar da noterler gibi numaralandırılacak. Yine birden fazla baronun olduğu kentlerde, avukatlar, bu barolardan birinin levhasına yazılacak.
Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda, Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edilmemesi için, barolar ciddi mücadele verdi. Ancak önerileri dikkate alımadığı gibi Baroların itirazına rağmen de demokratik, bir süreç işletilmeden, özellikle avukatlara ve barolara görüş ve fikirleri sorulmadan, gizli kapılar ardında, yürütülen tartışmalar sonunda çoklu Baro Yasası, hayata geçti.
Oysa Barolar Cumhuriyetimizin, en köklü kamu kurumlarındandır. Bu sebeple Baroların demokratik yapısını bozacak, Baroları işlevsiz ve atıl kılacak, bağımsız ve özgür savunmaya ket vuracak tüm girişimlerin, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırılık teşkil edeceği açıktı.
çoklu baro yapılanması, ayrıca halkın hak arama özgürlüğüne de büyük zararlar verecektir. Hâlbuki Avukatlık, kamu hizmeti olduğu kadar, serbest meslek niteliğindedir. Avukatlığın serbest meslek niteliği halkın, Türk milleti adına karar oluşturan yargılama faaliyetine, avukatlar aracılığı ile özgürce katılabilme hakkının önemli bir garantisidir.
Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’ na hukukcular, karşı olup, pekçok sorunu da beraberinde getirdiğin de de hemfikirdirler.
İdare Hukuku uzmanı Prof. Dr. Metin Günday’a göre,“çoklu baro oldukça sakıncalı sonuçlar doğuracaktır. Barolar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu. Ankara’da bir belediye idaresi, nasıl ikiye bölemez ise baro da aynı şekilde bölünemez. Barolar, avukatların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslek ahlakını ve disiplinini sağlamakla görevlidir.”
Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu degerlerin korunmması, hukuk devleti ilkesinin, tüm kurumları ile işler halde olmasından geçer. Hukuk devleti ise güçlü, bağımsız ve tarafsız, bir yargı erkinin, varlığı ile mümkündür.
Barolar, Cumhuriyetimizin, en köklü kamu kurumlarındandır. Bu sebeple, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, baroların demokratik yapısını bozacak, baroları işlevsiz ve atıl kılacak, bağımsız ve özgür savunmaya da ket vuracaktır.