
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Çünkü masallarla kandırılmak istiyorlar...
-Sence halkın ezici çoğunluğu hakikatin ne olduğuna aldırıyor mu?” diye soruyor adam…
Karşısındaki cevap veriyor:
-“Hakikat umurlarında bile değil! Sadece rahat bırakılmak ve hayal güçlerini besleyecek masallarla kandırılmak istiyorlar”
Diyalog “Alamut Kalesi” isimli kitapta geçiyor.
11 nci yüzyılda İran’da bir kale Alamut.
Hasan Sabbah tek bir insan bile öldürmeden, kurnazlıkla alıyor kaleyi.
Kalenin içinde, yemyeşil bahçelerin, güzel kadınların, şarabın olduğu sahte bir cennet oluşturuyor Hasan Sabbah.
Haşhaşla uyutulan genç savaşçılar önce bu bahçeye sokuluyor ve emirlere uydukları takdirde bu sahte cennette kalıcı olacakları söyleniyor.
Bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice tasarlanmış bir plan.
Bu sahte yaratılmış cennette kalıcı olabilmek adına seçilmiş genç insanlar birer intihar suikastçısına dönüşüyor.
Aslında gerçeğin ne olduğunu az çok kestiriyor hepsi.
Fakat gerçekler pek de umurlarında olmuyor…
Zira…
Diyalogda da geçtiği üzere hayal güçlerini besleyecek olan masallarla kandırılmak hoşlarına gidiyor…
Şimdi bu yazıyı buraya kadar okuyup “ bir yerlere, hatta günümüze bağlayacak galiba” diye düşünmeyin…
Böyle bir amacımız falan yok!
Sadece okuduğumuz kitap hoşumuza gitti!
Bence bulup, siz de okuyun!
Eğer illa ki bu yazdığımızı bir yerlere, hatta günümüz olaylarına bağlamak istiyorsanız da, bunu kendi zihninizde yapın.
Biz yazdığımızdan, siz düşündüğünüzden sorumlusunuz…
.....
Şubat ayında 25 derece sıcaklık mı?
“Sera Gazı” denilen bir gaz var.
Karbondioksit ve Metan gibi atmosferde ışık tutma özelliği gösteren gazlar bunlar.
Ne demek ışık tutma?
Güneş ışınları Dünyamıza geliyor, çarpıp geri dönüyor.
Atmosferin içinde biriken bu “Sera Gazı” dediğimiz gazlar, bu güneş ışığının çarpıp geri dönmesini engelliyor.
Işığı Dünya atmosferinin içinde tutuyor.
Bu olunca da Dünya atmosferi içindeki ısı yükseliyor.
İşte “Küresel ısınma” dedikleri tam da bu.
Isının artmasıyla birlikte Dünyanın bir yerinde müthiş kuraklar olurken, başka bir yerinde seller, tufanlar, kasırgalar meydana geliyor…
Biz bu satırları yazdığımız sırada bilim adamlarının “yakın bir gelecekte, şubat ayında 25 derece sıcaklığı görebiliriz” açıklamaları ajanslardan geçmeye başlamıştı.
Her neyse…
Sera gazı’na ve bu gazların sayesinde meydana gelen ve küresel ısınmaya neden olan etkenlerin başında ne mi geliyor?
İlk sırada fosil yakıtlar…
yani…
Termik santraller…
Bilin istedik…
.....
Bir hainliktir gidiyor…
Vatandaşı olduğun ülkenin çıkarlarını bir tarafa bırakırsın, kendi menfaatini düşünüp, başka ülkenin çıkarlarını savunursun…
Ya da…
ülkenin önemli bir konumuna gelirsin, yine kendi menfaatin için ülkenin toprağını ve kurumlarını başka bir ülkenin menfaatine sunarsın.
Veyahut…
Vatandaşı olmana rağmen başka ülkelerin kendi ülkene karşı kullanması için öylesine önemli bilgiler verirsin ki, verdiğin bu bilgiler ülkeni perişan hale getirir.
Bu ve benzeri işlerin içinde yer almak, kelime anlamıyla hainliktir.
Diğer bir anlamıyla, ihanettir.
Cezası en büyüktür.
Eskişehir’de, özellikle son günlerde ortaya çıkan gündem konularına baktığımızda, herkesin birbirini hainlikle, ihanetle suçladığına şahit oluyoruz…
Bu hoş değil…
Hainlik, ihanet bu kadar ucuz ve basit de değil…
Bu kadar önemsiz, değersiz ve hafif konularda bu kadar ağır suçlamalar üstelik doğru da değil…
......
Hangi konuda ne söylesen, birilerinin adamı yapıveriyorlar seni…
Termik Santral:
Fosil yakıttan elektrik üretilmesine karşıyım. Termik santral ne kadar önlem alırsanız alın havanızı, suyunuzu ve toprağınızı mahvedecek bir yöntemdir. Tamam kömür bizim yer altı zenginliğimiz ama Su, Güneş, Hava ve Rüzgar da bizim zenginliklerimiz arasında. Yapılmışlara diyecek bir şeyimiz yok. Ama yeni yapılacaklar kesinlikle yapılmamalı…
Ilıca Barajı:
Porsuk Barajı Eskişehir’in kullanma suyunun tek kaynağı. Baraj ömrünü dolduruyor. Gelen su kimyasal kirlenme yüzünden çok da sağlıklı değil. Kesinlikle alternatif su kaynakları bulunmalı. Ilıca böyle bir özellikte. Dağlardan gelen, kimyasal arıtmaya bile tabi olmayacak ve Eskişehir’in su ihtiyacının beşte birini karşılayabilecek pırıl pırıl bir su. Burada bir baraj inşaatı yapılmış. Yüzde 80’i tamamlanmış. Bırakın engellenmeyi, tartışılmamalı bile. çünkü bu yapılan iş verimli bir iş.
Hamamyolu Projesi:
Benim için Hamamyolu, Akar deresinin üzeri kapandığında bitti. Buraya bir proje yapılıyor. Biz bu proje öncesi belediyeye yazı yazdık. Bilgilenmek istediğimizi söyledik. Bize internet sayfasını adres gösterdiler. Proje çerçevesinde oraya 2 tane köprü ayağı dikildiğinde bu projen iyi bir proje olmadığına karar verdim. Hamamyoluna bir proje gerekiyordu ama keşke yapılacak proje bir yarışma ile belirlenseydi. Hamamyolu projesini doğru ve güzel bulmuyorum.
Yukarıdaki görüşler, İnşaat mühendisleri Oda Başkanı Bülent Erkul’a ait.
Eskişehir’de tartışılan 3 önemli konu ile ilgili söyledikleri.
Bu sözleri söylemesinin hemen ardından şu önemli saptamayı yapıyor Bülent Erkul.
-“Maalesef güzele ‘Güzel’, Kötüye ‘Kütü’ dediğinizde, sizi bir tarafın sözcüsü ilan edip, şuncu-buncu yapıyorlar. Böyle davranarak insanları da ortadan karpuz gibi bölüyorlar. Hangi konuda ne söylesen, anında birilerinin adamı yapıyorlar seni” Diyerek tamamlıyor sözlerini.