
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
DALKAVUKÇULAR!
Erdek'teki, parola ve işaret iddialarının ardından, Nevşehir'de aralarında çeşitli kesimlerden, 100 kişinin bulunduğu Kapadokya Platformu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermek için, ilginç bir yol seçti. Platform tarafından üzerinde, 'Parola: Adam Gibi Adam! İşareti: Başbakan Yürekli Adam Sonuna Kadar Seninleyiz!' yazan 3 metre genişliğinde ve 15 metre uzunluğundaki bez afişi Kapadokya'da turistlere sıcak hava balon turlarının yaptırıldığı bir balon sepetine asıldı.
Elbette Türk vatandaşı, sevsin sevmesin, ülkesinin yöneticisi konumundaki Sayın Başbakanına azami saygı göstermesi, bir vatandaşlık gereğidir. Ancak Sayın başbakana, dalkavukçuluk yapmakta, en az hakaret kadar yanlıştır.
Peygamber ocağı, güzide kurumumuz TSK, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı olduğu son gelişmelerde gösterdi. TSK' da, kişi/kişilerin bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu hatalar, Türk Silahlı Kuvvetlerine mal edilmesi, özellikle de Kapadokya Platformunun, " ...Herkes ve her kurum haddini bilmelidir. Ülkenin şerefi, haysiyeti ve onuru her şeyin üstündedir. Burası ne Irak, ne Afganistan, ne de muz Cumhuriyeti'dir." Diyerek, bir kişinin hatasından dolayı, TSK' ya karşı tavır almaları da kabul edilmez.
Yıllardır, bazı kesimler ve kişi/kişiler, ulu-orta konuşmayı, siyasetçilere dalkavukçuluk yapmayı, alışkanlık haline getirdiler. Bu dalkavukçular, her şart ve zeminde, siyasetçilerin yanından ayrılamadığı gibi, kerameti de kendilerinde görüyorlar. Adeta tek seçici gibi hareket ederler. Büyük beklentiler içindeler. Örtülü olarak gönüllerinde, ya kendilerine, ya da yakınlarına makam- mevki ve çeşitli çıkar beklentisi içinde olurlar.
Diğer taraftan, dalkavukçu kişi/kişiler, doğası gereği azla yetinmez, hep çoğu ister veya gözü yükseklerdedir. Koşar adımlarla da muktedir olmaya yönelir. Çünkü muktedir olmak, onlara göre, müthiş bir ayrıcalık kazandırır. Bu güce erişmenin tek yolu da, siyasi iradeye dalkavukluk yapmaktır. Devlet memurudur ama açık ve net olarak siyasi iradenin yanındadır. Çünkü siyasi irade iktidar olursa, arzu ettiği makamlara gelecektir.
Platform tarafından üzerinde, 'Parola: Adam Gibi Adam! İşareti: Başbakan Yürekli Adam Sonuna Kadar Seninleyiz!' pankartı karşısından, Sayın Başbakan Sayın ERDOĞAN memnun oldu mu bilinmez ama kendisini eleştiren veya icraatını sorgulayan, köşe yazarlarına karşı tavrı çok sert oldu.
Nitekim partisinin, il başkanlarına hitap ederken, Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile yaptıkları toplantıyı eleştiren birkaç köşe yazarlarına, çok sert tepki göstererek, medya patronlarına, 'Ne yapayım, köşe yazarına hâkim olamıyorum' diyemezsin. 'Sen bunun sorumlususun arkadaş', diyeceksin. Niye? Çünkü bu ülkeyi ve ekonomiyi germeye kimsenin hakkı yok. Buna müsaade etmeyiz. Çünkü bir anda dengelerin ekonomik olarak ne hale geldiği ortaya çıkıyor. Köşende, yazı yazanın maaşını sen veriyorsun. Yarın feryat etmeye geldiğinde, buna hakkın yok."diyerek, kendisine eleştiri de bulunanları örtülü olarak kovmalarını istedi.
Oysa Başbakan Sayın ERDOĞAN' ı, eleştirenler, dalkavukçulardan daha yararlı oldukları da ortadadır. Çünkü eleştirmek, geliştirmek içindir. Ülkemizde ise eleştiri, "ULU'L EMRE" itaatsizlik, büyüklere, idarecilere saygısızlık, yani doğru yoldan çıkmışlık veya muhalefet olarak görülür.
Hâlbuki eleştiri veya tenkit, karşı tavır değil, aslında dostluğun bir göstergesidir. Yanlışa teşvikin değil, yanlıştan kurtarmanın; ilgi ve yardımın ifadesidir. Bu nedenle de eleştiri alan kişiler, yanlışını gösterenlere, teşekkür edip minnet duymaları gerekir.
Yine eleştiriler, genellikle de yıkıcı değil yol göstericidir. O nedenle de Siyasetçiler eleştirileri dikkate almak, gereğini de yapmak zorundadır. Ancak eleştirinin yöneliş şekli kadar, hedefi ve konusu da önemlidir. Aklın devreden çıktığı, bilgiye dayanmayan, tamamen hissi bir düşünce içeren eleştiriler dikkate alınmamalı ama hoşgörü ile karşılanmalıdır. Çünkü insana, yakışan da budur.
Siyasi iktidar, Türkiye' de sorunları çözmek istiyorsa, eleştirileri dikkate almak ve gereğini de yapmak zorundadır. Eleştiri olmayan toplumlara, "NEMELAZIMCILIK" ve "Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın" felsefesi hakimdir. Mantıklı düşünen veya aklını çalıştıran insan olmadığı gibi, dalkavukçular da çoğunluktadır.
Aslına tarihin her döneminde, olduğu gibi, çok partili dönemde de dalkavukçular hep oldular. Gözde olmayı da becerdiler. Dün olduğu gibi, bugünde gelecekte de var olmaya da devam edeceklerdir. Ancak bu kişi/kişilerin, ne millete, ne de siyasi partilere yararı yoktur. Çünkü Dalkavuklar, menfaatleri uğruna insanlık ve toplum değerlerini korumayan, kendine fayda sağlayacak durumda olanlara, yaltaklanarak soytarılık yaparak çıkar sağlayan kimselerdir.