4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEVLET PARAN KADAR SAĞLIK DİYEMEZ

Bugün ülkemizde, 100 bin civarında doktor ve 300 bin sağlık personeli Tam Gün Yasa Taslağını protesto etmek için, iş bırakacak, cadde ve meydanlarda olacak. Başarılı olurlar mı bilinmez ama Ak Parti iktidarı, Tam Gün Yasasını, sağlık personeli ve tepkilere rağmen, hayata geçirmekte kararlıdır.
Sağlık Bakanlığı, Tam Gün Yasası' nın, hem sağlık çalışanları, hem de halkımız için faydalı olduğunu sıkça vurguluyor. Ancak Doktorlar ve diğer sağlık personeli, Sağlık Bakanı ile aynı görüşte değiller. Onlara göre, Tasarının yasalaşması ile Kamu sağlık kurum/ kuruluşları, sağlık işletmelerine dönüştürülecek, hastanelerde verilen hizmeti, bir bütün olarak ya da bölüm bölüm işlettirerek, kiraya vererek, devrederek, hatta özelleştirilerek, sağlık hizmetlerini, serbest piyasaya terk edilecektir.
Dikkat çeken başka bir iddiada ise hekimlerden başka unvanlardaki personele özlük haklarında, maaşlarında ve çalışma koşullarında iyileştirme yapılmadığı, hekim odaklı düzenlemeler olduğu, Sağlık alanında çalışan diğer tüm meslek gruplarının (Ebe, Hemşire, Sağlık Teknikeri, Sağlık Memuru ) yok sayıldığı söyleniyor. Üstelik hekimlerden gelen itirazlar üzerine tasarının, defalarca değişikliğe uğradığı da söylentiler arasında.
Tam Gün Yasası, hayata geçirilirse, tüm sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunun düşeceği, aynı yerde çalışanlar arasında, özlük hakları ve aldıkları ücret bakımından bu ikilem yaşanacağı da iddialar arasında. Ancak Sağlık Bakanlığı, Tamgün yasa tasarısını, TBMM'ne sunarken; "önce insan" felsefesine dikkat çekmiş, hakkaniyet, kalite, verimlilik, iş yükünün adaletli ve dengeli olmasının gerekliliği" vurgulanarak da "vatandaş ve sağlık çalışanlarının, memnuniyetini arttırmak için, yasanın gündeme geldiğini belirtti.
Aslında ülkemizde sağlık hizmetlerinde, tam süre çalışma uygulamaları geçmişte de oldu. İlki, Dr. Refik Saydam'ın koruyucu sağlık hizmetleri alanında çalışan personelin, tam süre çalışmasını düzenleyen uygulamadır. İkincisi ise 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi ile ilgili yasanın getirdiği uygulamadır. Üçüncü uygulama ise 1978 yılında yasalaşan 2162 sayılı yasanın uygulandığı dönemdir.
Öte yandan 2162 sayılı Kanunun sağladığı malî hakların, 2368 sayılı Kanunla ortadan kaldırılması nedeniyle, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sağlık personelinin mağdur olmaması için kanun koyucu, hem kamuda ve hem de özel olarak çalışılmasına müsaade etmişti. 2003 yılından itibaren bütçe kanunlarında ve ardından 209 sayılı kanunda yapılan düzenlemeler ile başta hekimler olmak üzere, tüm sağlık personeline, maddî yönden tatmin edici düzeyde, döner sermayeden performansa dayalı ek ödeme yapılması sağlanmıştı.
Bu uygulama sonucunda, uzman hekimler ortalama 4 bin YTL ek ödeme almakta idi. Bu miktar branşa göre daha da artabilmekteydi. Buna maaş geliri de eklendiğinde hekimlere 5 bin YTL' nin üzerinde ödeme yapılıyordu. . Performansa dayalı ek ödeme sistemine geçilmesiyle birlikte, gönüllü olarak hekimlerin % 62'si serbest çalışmaya son vermiş ve kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında, tam gün çalışmaya başlamıştı.
AKP iktidarı, son yıllarda özel sektörün, sağlık alanında yatırım yapmasına ve desteklenmesine büyük önem verdi. Özel sektörün sağlık sektöründe etkinliği arttı. Sağlık personeli için özel sektöre, ciddî bir istihdam seçeneği haline geldi.
Şu bir gerçek ki, siyasi iktidar, sağlıkta yaptığı hataların bedelini, halka ödetmek istiyor. Ayrıca cumhuriyetin kazanımları olan kurum/kuruluşları özelleştirerek, kurtulduğu gibi, sağlığı da özel sektöre devrederek, kurtulmak istiyor. Oysa Sağlığı özelleştirme, toplumsal kazanımların gasp edilmesidir.
Elbette Tam Gün Yasa Taslağı, TBMM' de ne gibi değişikliğe uğrar veya hayata geçtikten sonra, ne gibi sorunlar yaratır bugünden bilinmez ama önümüzdeki aylarda Türkiye'de, Sağlık sektörü pek çok gelişmeye de gebedir. Oysa sağlık hizmetleri, hakkaniyet ölçüleri içinde verimli olarak sunulabildiği sürece, hizmetleri toplumun sağlık düzeyine katkısı maksimum olacaktır. Bu anlaşmazlık devam ederse, kaliteli ve güler yüzlü sağlık hizmeti verilmesi, hayal olmaktan öteye geçemeyecektir. Hülasa Tam Gün Yasası sorunları çözmediği gibi yenilerini ekleyecektir.
Dikkat ediyoruz, AKP iktidarı, sağlığa ayırdığı paradan kurtulmak, sağlık çalışanları da sağlık sektöründen, daha fazla pay almak istiyor. Ancak sağlık sektöründe, " HAKKANİYET" ve "VERİMLİLİK" arasındaki denge, ya da dengesizlikler, üzerinde durulmuyor. Oysa iktidar ve çalışanlar kadar, insanımızın da sağlık sektöründen beklentileri var. İnsanımızın, hepsi hakkaniyet ve eşitlik içinde, sağlık kurumlarından yararlanamıyor. Bugün, parası olan daha iyi sağlık hizmeti alıyor. Oysa hiçbir kişi, sağlık hizmetine ulaşmak için, bir diğerine göre, fazladan maddi veya manevi kayba uğramamalıdır. Devlet kişi/kişilere, paran kadar sağlık diyemez. Sağlığa, yeteri kadar para ayırmak ve sağlık personelinin isteklerini de dikkate almak zorunda. Çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi