4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEZENFORMASYON!

Hürriyet Gazetesi' de, Eskişehirspor-Boluspor maçının hemen sonrası, belki de maç esnasında, Meriç Tunca patentli, " Dereli Düdüğü Bıraksın" başlıklı bir yazı yer aldı. Yazıda, Eskişehir tur atlayacağını önceden söylediğini belirttikten sonra, daha da ileri giderek, "Maliye Bakanı, açıkça Eskişehir'e destek verdiğini, her fırsatta ortaya koydu zaten. Hatta hızını alamadı bu takıma, ''Çakma bir Ronaldinho'' bile transfer etmeye kalktı. İşin sonunda ''Gariban Bolu'' kaybetti, hakem kararı ile Eskişehirspor Süper Lig'e çıktı." Diyerek, hem Maliye Bakanımız Sayın Unakıtan' ı, hem de Eskişehirspor'u zan altında bıraktı.
Maçı bitişinden, hemen sonra yazının Hürriyet Gazetesinde yer alması dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de. Oysa Sayın Unakıtan, Eskişehir Milletvekilidir. Eskişehirspor' a, sahip çıkması ve yardımda bulunması, en doğal hakkıdır. Hatta görevleri arasındadır. Hal böyle olunca, Sayın Unakıtan' ın, Eskişehirspor' a, katkısını eleştirmek haksızlık değil de nedir?
Eskişehirspor, bu tür Dezenformasyon karşısında, yargıya gider mi bilinmez ama Eskişehirspor, bileğinin hakkı ile Süper Lige yükseldi. Lütfen! Meriç Tunca gibileri, "Dana altında buza aramasın"...
Dezenformasyon, yalnız sporda mı? Siyasette de yaşanıyor. Nitekim Eski SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul'daki "Dolmabahçe buluşması"nda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a, "harcamalarına dikkat etmesi gerektiği"ne ilişkin bir dosya sunduğu yolunda ciddi bir iddia bulunduğu belirtti. Hatta Erdoğan'ın, Büyükanıt'a bir dosya sunduğunu ve "sonunun, haksız mal edinmeden hüküm giyen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil gibi olabileceği" uyarısında bulunduğunu da, öğrendiğini belirtmiş. .
Başbakanlıktan yapılan açıklamada ise görüşmenin içeriği hakkında ortaya atılan iddiaların, "hayasız bir yalan", "alçakça bir iftira" şeklinde değerlendirildi. Ve" Hedefi ve maksadı, milletimizin ve devletimizin menfaatlerine hizmet etme şerefinden başka hiçbir hesabı olmayan Sayın Başbakanımız ile Sayın Genelkurmay Başkanımızı yıpratmak ve karalamaktır." denildi.
Aslında Fikri Sağlar, bu gibi Dezenformasyonları, hep gündeme getirir. geçmişte de bu tür iddialarda bulunmuştu. Hepside asılsız çıkmıştı. Nitekim Başbakanlığın yaptığı açıklamada, " Daha önce çeşitli açıklamalarımızda da belirttiği gibi akıl süzgecinden bile geçmeyecek böylesine hayasız yalanları önce yayınlayıp, sonra yalanlama gelmezse doğru ilan etmek, basın meslek ilkeleri bakımından büyük bir ahlaksızlıktır." denildi.
Türkiye, son yıllarda, her alanda, özellikle de terör ve etnik gelişmelerde, gerçek olmayan, maksatlı olarak ve menfaat güdülerek, yanlış, eksik ya da fazla bilgi verme kargaşası yaşıyor. Dezenformasyon, en çokta yazılı ve sözel basında yaşanıyor. Pek çok gelişme gerçek olarak kamuoyu ile paylaşılmadığı gibi, ilavelerle daha da çarpıtılıyor. Veya kamuoyu yanlış yönlendirilmek isteniyor. Gizli servislerin, en önemli özel harp çalışmalarından biri de, "Dezenformasyon" taktiğidir.
Türkiye'deki Dezenformasyon yapan bazı yayın organı, sivil toplum örgütü, kişi/kişiler, kisveli kuruluşların arkasında, bunları finanse eden yerli-yabancı güçler vardır.
Yine ülkemizde Dezenformasyona, en çok başvuran kesim, PKK terör örgütü ve dış ve iç şer odaklarıdır. Bu kesimler, dünya kamuoyunu ve Türk toplumunu, yanlış sahte bilgilerle maniple ederek aldatmaya, yönlendirmeye, gerçekleri saptırmaya, sulandırmaya çalışırlar. Bunu da daha çok medya aracılığıyla, ya da nüfuz ajanları vasıtasıyla yaparlar.
Nitekim Genel Kurmay başkanı Org. Sayın Büyükanıt, " Maalesef yaşadığımız günlerde, çok fazla Dezenformasyon ortaya çıktı. Bu çıkan yanlış bilgiyi düzeltmek için, esas görevimizi bir kenara koyup çok fazla enerji harcıyoruz. Kuzey Irak'taki Kürt grupların, internet sitesinden alınan şeyler hepsi amaçlıdır. Biz bunları normal enformasyon olarak alıp da topluma yansıttığımız zaman, toplumda çok büyük bir kafa karışıklığı yaratabilir. Ondan sonra da bunu düzeltmek için çaba sarf ederiz, bunu dikkatlice izleyelim" dedi.
Dezenformasyonun, en çok yaşadığı alan internettir. Hemen her konuda çeşitli amaçlara yönelik yanlış, eksik ya da fazla bilgi verme kargaşası yaşıyor.
Dezenformasyonlar ülkemize, kurum/kuruluşlara, zarar vermek için ortaya atılır. Bu tür gelişmelere karşı çıkmak, Dezenformasyonu gündeme getiren kişi/kişilerin, yargı önünde hesap vermelerini sağlamak, her kesim için bir hak olduğu kadar, bir görevdir de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi