
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
DİKKATLİ VE SAĞDUYULU OLMAK
Cumhurbaşkanı Sayın Gül " İyi şeyler olacak" mesajı, Siyasi iktidarın, "AÇILIM" vaatleri, özellikle etnik gruplara verilen bazı kültürel haklar, PKK ve yandaşlarını cesaretlendirdi. Türkiye' de, etnik kin ve nefreti artırdı. Bu gelişmeler Türkiye' yi, bir iç savaşın eşiğine getirdi.
İyi ki bu tehlikeli süreçte, Sayın BAHÇELİ, aklıselim ve sağduyulu davranıyor. Nitekim parti teşkilatını bir genelgeyle, "Tahrik ve tertiplere, dikkat edin" diyerek uyardı. Çünkü bu ortamlarda, vuku bulacak taşkınlık, kışkırtma, gerginlikler ile tahrik ve tertiplere dikkat edilmeli, tahrik içeren yayın, ilan, afiş, pankart ve sloganlarda müsaade edilmemelidir.
Kalıcı, köklü ve kesin sonuç alıcı, tedbirler, biran önce hayata geçirilmeli, bölücü teröre karşı, hem tüm ülke sathında, hem de sınır ötesinde etkili ve amansız bir mücadele verilmesi için, hükümet siyasi irade ve kararlılığını, somut olarak ortaya koymalıdır. Bugün her türlü gelişme karşısında, sağduyulu olmak, milletimizi birlik ve beraberlik içinde tutmak yapılması gereken en öncelikli tutum olmalıdır.
Ayrıca Sayın BAHÇELİ' nin, "Hükümet "açılım" denen "yıkım" projesinden derhal vazgeçmeli ve hata yaptığını açıklamalıdır" sözlerinde gerçek payı var. Açılım öncesi PKK dağda idi, bugün ise kentte indi. Taraftarı da her geçen gün artıyor. Hala Başbakan Sayın Erdoğan " ...Boyun eğmeyeceğiz. 'İhanet projesi' diyerek açılım sürecine karşı çıkanlar, bu süreci sabote etmek için, ellerinden gelen provokasyonu yapanlar, demokratikleşmeyi de terörle mücadeleyi de sabote etmiş oluyorlar. " diyerek, ne olduğu belli olmayan açılım da ısrar ediyor. .
Elbette terörü önlemenin tek çözümü, PKK terör örgütünün tam olarak yok edilmesi veya ele geçirilmesi ile mümkün olacaktır. Ancak hala Cumhurbaşkanı ve siyasi iktidar arayış içindedir. Sayın Bahçeli' nin de söylediği gibi, BDP milletvekillerinin TBMM çatısı altında ve yurt genelinde, devlete, Anayasa'ya ve kanunlara alenen meydan okumaları karşısında, hükümet suskun ve sessiz, Meclis hareketsiz ve adalet etkisizdir.
Ayrıca Sayın BAHÇELİ' nin, "...Diplomatik alan başta olmak üzere, Kuzey Irak'lı grupların sözcüsü veya temsilcisi sıfatını taşıyan şahıslar ile resmi düzeyde, Irak Devleti adına bile olsa ilişki kurulmayacağı ve muhatap alınmayacağı açıklanmalıdır,
Türkiye'nin, Habur Sınır Kapısı kapatılmalı. Kerkük-Yumurtalık boru hattının devre dışı bırakılmalı. Türkiye'de faaliyet gösteren, Kuzey Irak'lılara ait işletmelerin faaliyetleri men edilmeli "sözlerine katılmamak mümkün mü?
Bugün, tam tersi bir uygulama var. Türkiye'de gelen, BARZANİ Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından da kabul edildi. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesut Barzani İstanbul'da da patronlar kulübünün yönetimiyle buluşmasında, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner' le, görüşme sonrası, Barzani herhangi bir açıklama yapmazken, kameraların karşısına geçen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner Kuzey Irak ciddi bir potansiyel arz ediyordu... Kuzey Irak da ticari anlamda Türkiye için önemli." dedi Ancak ne PKK terörünü, gündeme getirdi, ne de BARZANİ' ye, hatalarını yüzüne söyledi.
ABD ve AB ülkeleri, Türkiye' deki "ETNİK" ve "DİNSEL" çatışmadan medet umuyorlar. Türkiye'nin parçalanmasını da, bu iki unsurun körüklenmesinde görüyorlar. Nitekim ABD, İran ve Irak, Sünni Şii ayrımı veya sen Arapsın, sen Farazisin ayrımcılığı silah olarak kullanılacak. Bu strateji, ABD' nin, çağımızdaki yeni silahıdır. Nitekim CİA Başkanlarında George TENET, " Nerede bir önyargı ve nefretle karşılaşırsan karşılaş mücadele et. Nerde kaos varsa bil ki arkasında, "DİNSEL" ve "ETNİK" bir nefret ve önyargı vardır " demiştir.
Diğer bir tehlikede, 1975 Helsinki Sonuç Belgesi' nin, insan hakları temel hak ve özgürlüklerini temel alan 7.inci maddesine yönelik bir modelle, demokratikleştirilmedir. ABD' AB' nin, bu modelle tetikleyeceği, insan hakları, temel hak ve özgürlük istemleri, Türkiye' nin parçalanmasına, yöneliktir. Nitekim bu modelle, "SOVYETLER BİRLİĞİ" savaşsız, işgalsiz ve müdahalesiz çökertilmiştir. YUGOSLAVYA' da, böyle parçalandı. Irak' a da bu nedenlerle müdahale edildi. Türkiye' de, bu modelle parçalanmak isteniyor.
Türk insanı, terör olaylarında duyguları ile değil aklı ile hareket etmelidir. Her kesim, muhtemel kutuplaşma ve cepheleşmelerden, en önemlisi de millet olarak, etnik söylem ve tuzaklardan, uzak durmak ve bir kardeş kavgasını, ne pahasına olursa olsun önlemek zorundadır. Ayrıca Türk siyasetinin, en büyük zaaflarından birisi de kritik dönemlerde, iktidar ve muhalefetin, diyalog kapılarını kapalı tutulmasıdır. Siyasette, iktidar-muhalefet diyalog kapısını açabilsek, PKK terörü de dahil tüm sorun çözülecek.