
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Doğruyu söylemekten korkmayacak başkan ve yöneticiler lazım...
“Eskişehir Sanayi Kenti” denir kimlikler ön plana çıkartılmak istendiğinde.
Halbuki…
İhracat, elektrik tüketimi ve kapasite kullanımı üzerinden baktığınızda öyle ahım şahım bir sanayimizin olmadığı ortaya çıkar.
“Eskişehir Ticaret Kenti” denir kentin kemlikleri sıralanırken.
Halbuki…
öyle ahım şahım bir ticaret hacmi yoktur şehirde.
çıkartın iki üniversiteyi, ortada ticaret falan da kalmaz.
Eskişehir’in Tarım kenti olduğu da çokça söylenir.
Ancak…
Şehir tarımının da çok iyi olduğu söylenemez.
Sonuç olarak:
Eskişehir’in Sanayi, Ticaret ve Tarım kimlikleri vardır var olmasına ama şehrin bu kimliklere sahip olduğu algısı aslında gerçeğin önüne geçmiştik.
Gerçek şudur:
Eskişehir: idare eden bir sanayiye…
Vasatın biraz üzerinde ticarete…
Ve…
Ortalama tarıma sahip bir şehirdir…
Yani…
-Eskişehir, Cumhuriyetin ilk yıllarında ilk sanayileşen şehirler arasında olmasına rağmen sanayi kenti olamamıştır.
-Eskişehir, ticaret yolu üzerinde olmasına rağmen ticaret kenti de olamamıştır.
-Eskişehir, sahip olduğu tarıma dayalı kazanımlarını da süreç içinde yitirip, tarım kenti olma fırsatını da kaçırmıştır.
Bunun böyle olmasında, yani Eskişehir’in Sanayi-Ticaret-Tarım kimliğini hak eden bir il olamamasında en büyük kabahat, bugüne kadar gelmiş geçmiş iktidarlar ile bu şehri temsil etmiş gelmiş geçmiş siyasetçilerdir.
çünkü…
Gelmiş geçmiş bütün iktidarlar bu şehre, özellikle de bu 3 kimlik ile ilgili ilgisiz kalırken, bu şehrin gelmiş geçmiş tüm siyasetçileri de bu konuda iktidarlara gerekli ve yeterli baskıyı yapamamıştır.
önümüzdeki süreç, Sanayi ve Ticaret Odaları ile Borsa’da seçimlerin yapılacağı ayıdır.
Her üç mesleki kuruluşun da başına, Eskişehir’in kimlikleri ile ilgili oluşturulan algıyı değil de gerçekleri söyleyecek, Eskişehir’e ilgisiz kalan iktidar veya iktidarları gerektiğinde eleştirmekten korkmayacak ve bu şehrin siyasetçilerini rahat oturtturmayacak başkan ve yöneticilerin gelmesinde büyük yarar vardır.
......
Uyarılar güzel ama uyan olur mu?
Kongre sürecinin başladığı CHP’de genel başkan Kılıçdaroğlu’nun 2 önemli uyarısı vardı…
Biri: teşkilat başkan ve yöneticisi olacaklara…
Diğer ise Belediye başkanlarına…
Teşkilatta görev alacaklar için: “Eğer belediye Başkanlığı ve milletvekili adayı olmayı düşünüyorsanız, teşkilatta görev almayın. çünkü il ve ilçe örgütlerinde hangi kademede olursa olsun seçilen isimler, yerel seçimlerde aday olamayacak” Uyarısı yaparken, belediye Başkanları için ise:
“Belediye başkan adaylıklarının belirlenmesinde ön seçim yapılmayacak. Kongre süreçleri başladığında o kongrelere müdahil olmayın ve delegelere karışmayın işinize bakın. örgüt kendi içinde demokratik bir şekilde en doğru kararı verecektir” uyarısında bulunmuştu…
Genel başkandan 2 tane önemli uyarı…
Biri teşkilatta yönetici olarak görev almak isteyenlere…
Diğeri ise belediye Başkanlarına…
Her ikisi de önemli uyarı.
Her ikisi de yapılması gereken uyarı…
Peki uyan olur mu bu uyarılara?
İşte onu da süreç gösterecek…
.......
Adalar sahil yolunda yayadan çok motosiklet var...
İki Eylül Caddesi'nin bir bölümü ile Doktorlar Caddesi araç trafiğine kapalı.
Bu güzergâh sadece yayalar ile tramvay'a ait.
Alınan karar böyle.
Uygulama da böyle.
Ancak.
Ne alınan karara ne de uygulamaya aldıran pek yok.
Her türlü aracın rahatlıkla girdiği bir güzergah bu resmen.
Defalarca yazılıp çizilmesine rağmen İki Eylül Caddesi'nde araçlar vızır vızır geziyor.
Motosikletler adeta hız yarışı yapıyor.
İşin kötü tarafı…
Bu duruma insanlar alıştırılıyor.
Hadi bu duruma alıştık diyelim.
İki Eylül Caddesi böyle.
Ya araçlar girmesinin tamamen yasak olduğu, sadece yayalar için kapatılmış olan porsuğun çevresindeki Adalar sahil yolunda olup bitenlere ne demeli?
Adalar'da şöyle bir yürüyüşe çıkın…
Sahil yolu'nun zaten bir bölümü cafeler tarafından kaplanmış.
Kalan bölümü de yayaların gelip geçtiği yer.
Zaten yoğun bir kalabalık var yürüyen.
Ancak, yaya kadar da motosikletli aynı dar alanda adeta vızır vızır.
Tamamen yayaların olduğu alanda üstelik bir hayli hızlı kullanıyorlar motorlarını.
Dahası, motosikletlerin gelip geçmesi yüzünden inanın porsuk üzerindeki köprüden karşıya geçemiyorsunuz.
O yüzden hiçbir yönetici kalkıp burasının yayalar için olduğunu falan söylemsin.
Bu bölge resmen motosikletlerin güzergahı haline gelmiş.
Eskişehirli bu bölgeyi gönüllerince kullanmak istiyor.
Tabii motosikletler izin verirse.
Tabii yetkililer bu bölgenin motosikletler tarafından işgal edilmesine bir dur demezse...