4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DTP BİNDİĞİ DALI KESİYOR

Çağımızda savaşlar, artık iki devlet, ya da devletlerarasında olmuyor. Çünkü dünyada halk, özellikle de batı ülkelerindeki insanlar, savaş istemiyor. Siyasiler de, dünyadaki senaryolarını gerçekleştirmek ve çıkarlarını korumak ve kollamak için, "TERÖR" denen beladan, örtülü olarak istifade ediyorlar. Teröre, ideolojik etnik, dinsel görüntü verilerek de sahneye sürüyorlar.
İçinde bulunduğumuz çağda, etnik grupları temsil ettiğini söyleyen parti ve örgütlerde, hedeflerine, "TERÖR" denen bela ile ulaşmak istiyorlar. DTP' nin son açıklaması, bunu net bir şekilde ortaya koydu.
DTP' nin, bu karar ile de Türkiye'de, teröre, sebep olduğu söylenen ekonomik, Sosyo-kültürel, eğitim sistemi ve psikolojik unsurlar, neden olarak değil, hedef saptırmak için, araç olarak kullanıldığı da teyit etmiş oldu. Sonunda da baklayı ağzından çıkardı. Bildirge ile de hakkında söylenenleri ve PKK'dan yana taraf olduğunu da kanıtlamış oldu.
Hülasa DTP, bugünkü tutumu ile bindiği dalı kesiyor.
Elbette Türkiye'deki ekonomik şartların zorluğu, insanları maddi yönden etkilediği gibi psikolojik ve moral yönden de etkiler. Toplumdaki dengesiz gelir dağılımı, Batı ülkeleri ve terör odaklarının, yararlandığı, en önemli unsurlardan biridir. Ancak DTP, son günlerdeki tutumu ve PKK' yı destekler görüntüsü ile sorunun, sosyal, kültürel, ekonomik, özellikle de bölge için gerekli olan aş ve iş olmadığı gösterdi. Ayrıca DTP, Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi'nde, PKK terör örgütü, "Kürtlerin yok sayılmasının, zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan ve Kürt sorununun çözümünü isteyen siyasal bir örgütlenme" olarak tanımlandı.
Ayrıca DTP, bildirgesin de, PKK tarafından yayınlanan ve Demokratik Özerk Kürdistan'ın önerildiği 7 maddelik çözüm deklarasyonunda yer alan, "Türkiye'de farklı kimlik, kültür ve inançların anayasal güvenceye alınması ve PKK' nın siyasal örgütlenmesine olumlu baktığı ve silahlı eylemlerini bırakmasını da bu gelişmelerin hayata geçmesi ile eşdeğer tuttuğu da ortaya çıktı. Kürt sorununun, çözümünün de yasal-anayasal düzenlemelerle mümkün olacağı, ancak siyasi çözüm aramak yerine, barış ve diyalogun, önünün tıkandığı savunuldu. Hülasa DTP' de, PKK'nın 1 Aralık tarihinde yayınlandığı ve silah bırakma şartı olarak Demokratik Özerk Kürdistan önerdiği 7 maddelik çözüm deklarasyonunu aynen kabul ettiğini de resmen açıklamış oldu.
Öte yandan DTP, bildirgesinde, sınır ötesi operasyonlara karşı bölge halkı ve çocukları dağda olan ailelerin, oldukça kaygılı olduğu kaydediliyor! Savaşın bir an önce durdurulması konusunda kararlı olduklarını açıkladılar. Hatta Irak Türkiye sınırında, canlı kalkan olacaklarını da açıkladılar. Canlı kalkan olurlar mı bilinmez ama Genel Kurmay Başkanı Sayın Büyükanıt' ın söylediği gibi, PKK, TBMM çatısı altında siyasallaşmıştır. Tedbir alınmaz DTP, bu sorumsuz tavrını sürdürürse önümüzdeki günlerde Türkiye, pek çok olay ve gelişmeye de gebedir.
Diğer yanda teröre karşı, siyasi otoritenin yapması gerekenleri de Türk Silahlı Kuvvetleri, yapıyor. TSK, PKK kamplarına operasyonlarını sürdürürken, bölgede, ekonomik, sosyal ve hukuki önlemler üzerinde de çalışıyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sayın Başbuğ, Temmuz 2005'te, düzenlediği bir basın sohbetinde, "Terör örgütüne katılanların yüzde 40'ı 20-25, yüzde 35'i 25-30 yaş grubunda. Yüzde 10'u eğitimsiz, yüzde 50'si ilkokul mezunu ve yüzde 75'i işsiz, tespitleri bunu zorunlu kılıyor
Ayrıca DTP' li belediyelerin, çocukları dağda olan veya çatışmalarda ölenlerin ailelerine iş olanağı sağladığı ve dağa çıkışı teşvik için ailelere para yardımı yaptığı da söyleniyor. Hatta çocuğu dağda olan aileler, belediye olanakları ve hizmetlerinden öncelikli biçimde yararlandırılıyor. Sağlık sorunlarının çözümünde, yurt dışına çıkışlarda, iş ve tedavi olanaklarının sağlanmasında yardımcı oluyorlar. Bir diğer tespit de çocuğu dağda olan aile mensuplarının, siyasette görev almaları ve yükselmelerine, öncelik tanınıyorlar iddiaları var. Bu söylentiler, ne kadar doğru zaman içinde görülecektir. Doğru ise esas sorun budur. Diğer yandan herkes, özellikle de DTP mensupları, aklını başına almalıdır. Çünkü Türkler ve Kürtler, yıllardır birlikte yaşamış, kader birliği yapmış, kız almış ve kız vermiştir. Kardeşçe yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek, huzursuzluk yaratmak, en önemlisi de bu güzel tabloya zarar vermek,"Türk ve Kürtlere" ihanet değil de nedir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi