4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DÜRÜSTLÜK EN İYİ SİYASETTİR

Geçen hafta, Ankara' da sorun çözmek için gelen vatandaşlarla da konuşma fırsatı bulduk. Genellikle de vatandaşların, büyük çoğunluğunun, siyasi iktidarın, uygulamalarından, mağdur olan vatandaşlar veya yakınlarının olduğunu gördük. Özellikle de öğretmen atamaları, ön planda.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer, bakanlık koltuğuna oturduktan sonra, görevlendirmelere, sıcak bakmadığını belirtmiş ve Temmuz ayı başında bakanlıktaki tüm görevlendirmeleri iptal ederek, başka okullarda, ya da geçici görevle çalışan öğretmenleri okullarına döndürülmüştü. Doğru, bir uygulama idi. Ancak bu karara rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı, "48 öğretmeni" Ankara merkez ve taşra teşkilatında "görevlendirdi". Görevlendirilenler arasında, AKP'li bakanlar ve milletvekili yakınlarının da bulunduğu söylendi.
Maalesef ülkemizde, her iktidar değişikliğinde, bürokrat atamaları gündemden düşmedi. Devlet makamlarına, kariyer sahibi insanları değil de, kendi davalarına hizmet eden veya edecek kişi/kişileri atadılar. Dürüst, çalışkan, başarılı, girişimci ve yatırımcı, gibi kriterlere sahip insanları da hep görevden alınarak, adeta cezalandırıldı.
AK Parti, ilk dönemde, Eskişehir' de, bürokrasi de mevcut durumu koruda. Doğru da yaptı. Çünkü görevden alınan bürokratların, yerine atanacak olanlar, görevden alınanlar kadar başarılı olmazlardı. İsterdik ki, her dönem, Eskişehir' de, çalışan ve başarılı olan bürokratlar yerinde kalsın, kurum/kuruluşlarda huzuru bozan ve başarısız olan idareciler de, görevinden alınsın. Ancak Eskişehir'de son yıllarda, başarılı olan bürokratlar, ya görevden alındı, ya da başka illere atandı.
Tüm dünyada, siyaset ise sorun çözme sanatıdır. Ancak Türkiye için, aynı şeyleri düşünmek ve söylemek biraz zor. Çünkü Türkiye'de siyaset ve siyasetçi, bazen Türkiye'nin gelişmesinin ve sorunlarının çözümünün önünde, ciddi bir engel olduğu gibi, sorun yaratan taraftır da.
Oysa ülkemizde, siyaset kurumunun temel görevi, toplumda var olan sorunları çözmektir, Laf üretmek, boş vaatlerde bulunmak veya kavga etmek demek değildir. Sorunları çözmenin yolu da bir araya gelmek, düşünmek, tartışmak ve çözümü üretmektir. Ancak çok partili dönemde bazı politikacılar, milletten çok, yandaşlarına, akraba, dost ve dava arkadaşlarına hizmet etti. Kamu kurum/kuruluşlarının, imkân ve olanaklarını, yakınlarının ve dava arkadaşlarının hizmetine sundu. Ya da haksız ve yanlış politikalarla, devlerin imkânlarını çar-çur ettiler.
Çok partili dönemde, her iktidar, üretimden çok, dış ve iç borçlanmayı tercih etti. O nedenle de bütçe, dış ticaret ve cari açıklar sürekli arttı. Siyasi çıkarları için gereksiz yatırımlar yapıldı. Sonuçta da hepsi atıl kaldı. Devletin katrilyonlarca lirası da çar-çur edildi.
Politikacılar, seçimler öncesi kırsal kesime de, pek çok vaatte bulundu ama hiçbiri gerçekleşmedi. Tarım, her geçen gün kan kaybetti. Köylünün ürününe, Ankara'dan taban fiyatı verildi. Maalesef, politikacılar siyasi çıkarı için, maliyet ve fiyat ilişkisini hiç dikkate almaksızın, köylünün ürettiği ürünün fiyatını, sürekli baskı altında tuttu. Son yıllarda bazı ürünlere konan kotalar ise, kötü gidişin tuzu biberi oldu.
Ülkede yasa ve yönetmelikler varken, icraata, uygulamalara ve yatırımlara "POLİTİK" ve "ELİT" güçler hakim oldu. Milletvekilleri görevlerini, yasama organında icra etmesi gerekirken, devletle ilgili her türlü icraat, uygulama ve hizmetin, içinde veya müdahalede bulundular.
Siyasi iktidarın atadığı bürokrat, iktidarın verdiği güçle, görevini yasa ve yönetmeliklere göre değil de ekseriyetle, istediği şekilde gerçekleştirdi. Görevden alınan bürokrat ise, moral çöküntüsü içinde görevinde, ya başarılı olamadı; ya da yapması gerekenleri bilerek aksattı. Kurumlara da, güvensizlik hâkim oldu. Kurum/kuruluşlar da, var olan huzur da ortadan kalktı.
Velhasıl yıllardır, Türkiye'de politikacı, mevcut düzeni bozduğu gibi, sorunların çözümünde ve gelişmelerin önünde de engel teşkil etti. Yaptıkları hatalarla da, devlete, siyasete, partiler ve demokrasiye de sürekli itibar ve güven kaybettirdiler.
Türkiye ve Eskişehir'de, icraat ve uygulamalarda, başarı bekleniyor, üretimin ve yatırımların, ivme kazanılması da isteniyorsa, isteniyor. Makamı ve görevi ne olursa olsun, herkes, mevcut yasa ve yönetmeliklerle, kendine verilen görevlerini, XXI. yüzyılda, verim ve başarı için olmazsa olmaz konumda olan, "ORTAK PAYDA" ve "TAKIM RUHU" bütünlüğü içinde, gerçekleştirmek ve aynı zamanda dürüst olmak zorundadır. Çünkü Japonların söylediği gibi, Dürüstlük, en iyi siyasettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi