
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
DÜRÜSTLÜK KÜLTÜRÜ!
Eskişehir' de, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen Uğur Mumcu'yu anma etkinliğine katılan Kemal KILIÇDAROĞLU, yoksulluğu yenecekleri söyledi. Geçen hafta da Ankara' da, bulunduğumuz bir sohbette, CHP kurultaydaki iddia ve vaatleri konuşuldu. Sayın KILIÇDAROĞLU, yapılan anketlerde, her 2 vatandaştan 1'inin, yolsuzluğun arttığını iddiası bulunduğun belirterek, "Türkiye'nin, en temel sorunlarından birinin, "YOLSUZLUK" olduğu" söylemişti. Bu durum ve yoksulluk CHP iktidarında, ortadan kalkar mı bilinmez ama temiz, ahlaklı siyaseti, arzu ettiklerini, hesap vermenin görevleri olduğunu sıkça vurguluyor.
Sayın KILIÇDAROĞLU, CHP iktidarında, siyasi ahlak yasasını çıkaracaklarını, siyasete ahlak getireceklerini, her milletvekilinin, mal varlığını internet sitesinde yayınlanacağını belirterek, "Bu ülkeye dürüst, temiz siyaset getireceğiz. Bunun için Mecliste kesin hesap komisyonu oluşturacağız. Verilmeyecek bir hesabımız yok. Vatandaştan aldığımız 5 kuruşun dahi hesabını vermek, bizim için onurlu görevdir." sözleri, CHP iktidarında gerçekleşir mi bekleyip göreceğiz.
Aslında yolsuzlukla ilgili vaatler, seçim bildirgelerinde ve meydanlarda tüm partilerin seçmene verdiği bir taahhüttür. Hemen her parti, toplum hayatını, demokratik rejimi ve ahlaki değerleri tahrip etmesi nedeniyle, ahlaksızlık ve yolsuzlukla mücadeleyi milli siyaset konusu olarak görmektedir.
Yılardır, toplumsal barışı ve demokratik sistemi tehdit eden, devlet kurumlarına olan güveni sarsan, ahlaki kirlilik ve yolsuzluklarla kararlı ve etkin mücadele suretiyle "temiz siyaset-temiz yönetim" en kısa zamanda gerçekleştirileceği tüm partiler tarafından dün söylendi. Bugünde söyleniyor. Ancak bir türlü çözüm gelmiyor.
Yolsuzluklardan elde edilen kazanca el konulması ve suçluların bu kazançtan mahrum bırakılması için; yolsuzluktan suçlu görülen kişilerin, servetlerinin nerede olursa olsun ve kimin adına kayıtlı olursa olsun, el konulacağı, her seçim öncesi tekrar edildi. Hatta bu alanda hukuki düzenlemelerin de yapılacağı da vaat edildi.
AKP iktidarı da bu alanda bir çalışma başlattı. Bir türlü de hayata geçirilemedi. Gerçi,ara sıra,"Nerden buldun?" mevzuat söylentileri gündeme geldi ama bu alanda yapılacak bir yasal düzenlemenin, parayı yastık altında bekleteceğini, dolayısıyla da ekonomide, güç günleri yaşanacağı gerekçe olarak gösterilerek hayta geçirilmedi.
Aslında Türkiye'de, "Nerden buldun" yasası çıkartılabilirdi. Ancak bu alanda politik ve elit güçler, yasanın çıkmamasında, en büyük engel teşkil etti. Çünkü ilk hesap verecek kesimler, bu güçlerdir.
Oysa gelişmiş ülkelere, özellikle de ABD'de, her paranın mutlaka kaynağı sorulur. Hem de öyle büyük servetlerin değil. 3-5 bin doların bile menşei araştırılıyor.
Aslında "Nereden buldun? " sorusunun gereğinin yapılmamasının, mevzuatın çıkmamasının veya hayata geçirilememesinin sebep/sebepleri, hatta gerekçesi, Ankara daki mevcut bankalardaki mevduattan bellidir. Bir haberlere göre, Ankara'da kişi başına düşen banka mevduatında, Türkiye'nin en zengin kenti. Yani 3 milyon 700 bin Ankaralının bankalarda, 4 milyonu aşkın hesabı olduğu söyleniyor. Yine, Ankara'da 540 bin otomobil var. Otomobil başına da 7 kişi düşüyor. Yani 7 kişinin bir otomobili var.
Ankara'da sanayi yok, tarım yok. Emeklilerin ve memurların aldığı para da ortadadır. Peki, Ankara'daki bankalardaki mevduat ve otomobilleri kim veya kimlerin?
Elbette mevcut tabloyu eleştirmek veya suçlu aramak yerine, yolsuzlukları önlemek, yolsuzluklarla mücadelede etkin ve kalıcı politikalar üretmek ve ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak şarttır. Bunu sağlamak için de denetim sistemi, yapısal ve işlevsel olarak yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca tüm kurumlar, denetim kapsamına alınmalı ve etkin ve hukuka uygunluk denetimi yanında, performans denetimi yapılması sağlanmalıdır
Türkiye'deki kısa yoldan zengin olma hırsı, köşe dönmecilik, tembellik gibi olumsuzlukları besleyen, yolsuzluk anlayışına, son verilmelidir. Bu tür olumsuzluların ortadan kalkması için de, "DÜRÜSTLÜK KÜLTÜRÜ" nün, bir hayat tarzı olarak oluşturulması için de topyekûn bilinçlenme hamlesi yapılmalı, aile ortamında, okulda, iş hayatında, bürokraside, medyada ve toplumun her kesiminde, insanımıza, dürüstlük, temizlik ve sorumluluk gibi erdemlerin, kazandırılması sağlanmalıdır.
Siyasi partiler de birbirlerini suçlama yerine, " SİYASİ AHLAK" ve " NERDEN BULDUN" yasalarını, bir an önce hayata geçirmeli, "DOKUNULMAZLIKLARI" da ortadan kaldırmalıdır. Bu sağlandığı zaman, ne yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük gibi, tasvip görmeyen, kötü alışkanlıklar kalır, ne de "YETİMİN HAKKI "yenir. Ne demişti Hz. Mevlana, " İBADET, ON KISIMDIR. ONDA DOKUZU HELAL LOKMADIR.