4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKMM' DE YARGI KONUŞULDU

                          
             EKMM’ de, 18 Maddelik Anayasa Değişikliği değerlendiriliyor. Mart 2017 toplantısında, Yasama ve Yargı ele alındı. Konuşmacı, Eskişehir Barosu Avukatlarından Sayın Deniz EREN’ di.
           Sayın EREN, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değiştiğini, Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacağını, Kurula Adalet Bakanı başkanlık edecek ve Adalet Bakanlığı, Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev yapacağını söyledi.
             Kurulun 3 üyesi, birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından, 1 üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından cumhurbaşkanınca; 3 üyesi Yargıtay üyeleri, 1 üyesi Danıştay üyeleri, 3 üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının, hukuk dallarında görev yapan, öğretim üyeleri ile avukatlar arasından, TBMM tarafından seçilecek.
             üyeler, 4 yıl için seçilecek. Süresi biten üyeler, bir kez daha seçilebilecek.
            EKMM’ de ele alınan, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir, aynı günde yapılacak. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilecek.
             Anayasa değişikliğine göre, seçilme yaşı 18'e indirildi. Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarıldı. Anayasa değişikliği ile, Cumhurbaşkanına, TBMM’yi ı fesih yetkisi veriliyor..
            Mevcut Anayasadaki TBMM’nin, “Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna, belli konularda, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek, yetkisi, anayasadan çıkartılarak, TBMM’de, yer alan partilerin, gensoru verme, soruşturma açılmasını isteme, hakkı tamamen ortadan kaldırılıyor.
              Cumhurbaşkanı tarafından, TBMM içinden veya dışından atanması, öngörülen bakanların, TBMM’ye karşı, bir sorumlulukları ve hesap verme durumları olmayacaktır.
             Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının, beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar vermesi veya Cumhurbaşkanın, seçim istemesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılacaktır.
              ülkemizde, anayasa değişikliği önerisi ile hükümet sistemi değişikliği yanında, yargı ile alakalı da esaslı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerden, bir kısmına yönelik, çok ciddi eleştiriler var. Gerekçe olarak da partili cumhurbaşkanı ve partisinin,  yargıdaki atamalara hakim olmaları sonucu, “Yargı Bağımsızlığını” ortadan kaldıracak kaygılarıdır.
             Nitekim Ege ve Marmara Bölgesi Baro Başkanları Toplantısında, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’ nda, Adalet Bakanı'nın, başkan olarak ve  Adalet Bakanlığı müsteşarının üye olarak yer almasının, yargı bağımsızlığının gerçekleşmesi, önündeki en büyük engel olduğu dile getirildi. Ayrıca  HSKY 'ya, yasama organı tarafından, üye seçilmesini, sağlayacak bir değişiklikle, bağımsızlığın tamamen yok edilmesinin de amaçlandığı iddia edildi.
              Seçmen, referandumda, yargı ile ilgili gelişmeleri, çok iyi değerlendirerek tercihini yapmalıdır. çünkü Adalet, toplumun en temel direği olup, adalet karşısında, zengin, fakir, din, dil, ırk, cinsiyet fark etmeksizin, herkes eşittir. Adalet sayesinde, zengin ve fakirler, aynı haklara sahip olabilmektedir. Ayrıca bir toplumda, huzur ve güvenin teminatı, adalettir.              
             Ayrıca yargı bağımsızlığı olmadan, rejim ister parlamenter, ister başkanlık sistemi olsun, o sistem, diktatörlüğe dönüşecektir. Ayrıca yargı bağımsız değilse, insan hakları, güvence altına alınamayacağını gibi, demokratik rejim de yerleşemeyecektir
              ülkemizde, yargı bağımsızlığı şarttır. çünkü otoriter ve totaliter rejimlerde, yargı siyasal hâkimiyetin etkili ve doğrudan bir aracıdır; Bu rejimlerde, yargının siyasallaşması, son derece olağandır.
               Bir toplumda, adalet duygusunun yerleşmesi ve huzurun sağlanması, önemli oranda, kamuoyunun, yargı kararlarının bağımsız ve tarafsız bir şekilde, verildiğine inanmalarına bağlıdır.  Yargı kararları, adil olduğuna dair, geniş ve kuvvetli bir inanç bulunursa, toplumsal barış ve huzur, daha kolay sağlanır.
               Demokratik sistemlerde, yargının siyasallaştırılması, örtülü ve dolaylı; kaba değil daha rafine yöntemlerle gerçekleşir. Yargının, siyasallaşmasına gidildiği ölçüde, demokrasiden uzaklaşılır, otoriterliğe yaklaşılmış olunur.
             Referandumda, seçmen, “KUVVETLER AYRILIĞI”  üzerinde de karar verecektir. Bu alanda “evet” ve “hayır” diyecek seçmenin, kara vermeden önce, kuvvetler ayrılığı ile ilgili değişimleri de dikkate almak zorundadır.
                çünkü çağımızda, devlet erkinin, “YASAMA”, “YüRüTME”  ve  “YARGI”  organları arasında, paylaştırıldığı, bir kuvvetler ayrılığı sistemini benimsemeyen, bir anayasal hukuk devleti, hayal dahi edilemez. çünkü kuvvetler ayrılığı, toplumun ve devletin bekası, insanımızın huzur,  temel hak ve özgürlüklerinin, korunması için de hayati önem taşımaktadır.
.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi