4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKONOMİ ÖNCELİKLİ OLMALI

Valimiz Sayın KOÇDEMİR' le, Eskişehir'in, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olması dolayısıyla yapılan görüşmede, yapılacak olan faaliyetleri, üç başlıkta topladı. İlkinin, tanıtım olduğunu söyledi. Buna göre, Eskişehir'in ve Türkiye'nin Türk dünyasında ve dünyanın her tarafında, tanıtılması yapılacaktır. İkinci bir başlık, etkinlikler. Burada, kültür, sanat faaliyetleri yapılacak. Türk dünyası, gönül coğrafyamız içindeki sanat ve kültürle meşgul olan insanların eserlerini sergileyecekleri, birbirleriyle bir araya gelecekleri, buluşacakları, birlikte eserler ortaya koyacakları, bir süreç olacak.
Sayın KOÇDEMİR, üçüncü başlık olarak da, kalıcı eserlerin oluşturduğunu söyledi. Elbette bu üç başlık adı altında yapılacak faaliyetler, kente ve Türk dünyasına çok şey kazandıracaktır. Ancak Türk Dünyası ile olan ilişkilerde, öncelik," EKONOMİK" ilişkilerin geliştirilmesi olmalıdır. Çünkü Türk dünyası, ciddi doğal zenginliklere ve pazara sahiptir. Bu alanda yapılacak işbirliği, Eskişehir ve Türk Dünyasını, global pazarlarda ve uluslararası arenada, söz sahibi yapacaktır.
Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte, Türkiye'nin, önüne, kendi kanından, dininden ve kültüründen olan, büyük bir coğrafya açılmıştır. Bu ülkelerle, Türkiye arasında hasret ve duygusallıkla da bağımsızlıklarının, ilk yıllarında, önemli yakınlaşmalar gerçekleşmiştir. Ancak bu yaklaşımlar, zaman içinde, hızını kaybetti. Türk Dünyası ile ilişkilerin tekrar hızın artması için, Eskişehir'in, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri, ciddi fırsattır.
ETO ve ESO' nun, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin sahip oldukları ekonomik imkânlarla ilgili, ne gibi projeleri var bilinmez. Ancak Eskişehirli sanayici ve iş adamlarımız açısından da Eskişehir'in, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri, bir imkândır. O nedenle de ETO ve ESO, Türk Cumhuriyetlerinin, işadamları ve sanayicileri " EKONOMİK İLİŞKİLERİ, NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ ?" sorusuna cevap aranmalıdır.
Türk devletlerinin ve topluluklarının olduğu bölgeler, yeraltı kaynakları ve Pazar bakımından, dünyanın en zengin coğrafyalarının başında gelmektedir. Bu yüzden, yıllardır, söz konusu, zenginliklerin paylaşımı veya değerlendirilmesi konusunda, ülkeler arası ciddi politik mücadeleler olduğu bir gerçektir.
Azerbaycan, 4.5 milyar ton petrol rezervi, 118.65 milyar m3. doğalgaz rezervi, yıllık yaklaşık 788 bin ton pamuk üretim kapasitesi ve dünya havyar üretiminin %80'ini karşılayan yapısı ile dünyanın, stratejik öneme sahip, bir bölgesinde yerleşmektedir.
Özbekistan, pamuk üretiminde, Sovyetler Birliğinin %50'lik ihtiyacını karşılamaktadır. Ülkenin, en büyük bölümünü kaplayan Kızıl Kum Çölü'nün, zengin doğal gaz, altın ve uranyum yataklarına sahip olduğu bilinmektedir.
Kırgızistan'ın, çok sayıda hidroelektrik santrali ile yılda 9.3 milyar Kwh. elektrik enerjisi üretilmektedir. Kırgızistan sınırlarındaki, Tanrı dağlarında 10 milyon ton rezervli demir filizi bulunmaktadır. Bu dağların güneyinde, civa, sürme ve altın yatakları da vardır. Fergana vadisinde petrol ve gaz yatakları mevcuttur. Kırgızistan kömür yatakları bakımından, 31 milyon ton rezerv ile Orta Asya'da birinci sırada yer almaktadır.
Türkmenistan, besicilik ve tarımsal ürünler yönünden zengindir. Yarım milyon hektar arazisi sulanabilmektedir. Kükürt, sodyum sülfat, sülfür, iyot, krom gibi maden yataklarına sahiptir. 1990 yılı rakamlarına göre, yıllık 88 milyar m3. doğal gaz üretimi vardır. Petrol üretimi de yıllık 5.8 milyon ton gibi azımsanmayacak miktardadır
Kazakistan, eski Sovyetler Birliği'nin krom rezervlerinin %90'ı, çinko rezervlerinin %50'sine sahiptir. Ülkede 7 bini aşkın akarsu vardır. Ülkenin doğusundaki 28 milyon hektarlık bir orman varlığı kağıt sanayiine katkıda bulunur. Bunun dışında petrolden uranyuma kadar çok geniş maden zenginliklerine sahiptir. Ülkede 16 milyar varilden daha fazla petrol rezervi olduğu kanıtlanmıştır.
ETO ve ESO, Türk Cumhuriyetleri ile dış ticaret, müteahhitlik, yatırım, bankacılık, finans ve diğer alanlarda, işbirliği olanakları aramalıdır. Eskişehir ve Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasında, gerçekleşen ekonomik ilişkilerde, daha kalıcı adımlar atılması için, bazı yapısal düzenlemelere de yapılmalı. Bunun içinde, Eskişehir ve Türk Cumhuriyetleri, iş adamları ile müştereken, çeşitli etkinlikler düzenlenmelidir.
Bugün aralarında dil ve kültürce, pek ayrılık olmayan, 200 milyona yakın bir Türk topluluğu, her bakımdan, milletlerarası stratejilerde, etkili bir güç olanaklarına sahip olmalarına rağmen, bu muazzam kitleyi, bir araya toplamak ve ortak düşüncelere sahip olmasını sağlamak gibi girişimlerden, bu ana kadar bir sonuç alınamadı. O nedenle de Eskişehir'in, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri, bu gücün oluşması için etkinlikler, özellikle de "EKONOMİK İLİŞKİLER" bir fırsat olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi