4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKONOMİK TABLODAN, SEÇMEN DE SORUMLU

Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen, küçük esnafın alış veriş merkezleri karşısında ezildiğini, bunun böyle olacağını geçmişte söylemelerine rağmen, dikkate alınmadığını, Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Suat Er ise esnafın artık tükenme noktasına geldiklerini söylemişler. Doğrudur; Eskişehir'de, arka arkaya kapanan iş yerleri endişe yaratıyor. Ancak meslek odalarının ve seçmen durumda olan esnafın, bu tabloda hiç mi sorumluğu yok?
Ayrıca ekonomik tablodan etkilenen, yalnız esnaf mı?
Eskişehir' de, üreten kesim olan, sanayici ve tarım da zor durumda. Maalesef ülkemizde uygulanan yanlış ve haksız ekonomik politikalar, Türk toplumunu, üreten değil tüketen bir topluma dönüştürdü. Siyasi iktidarların, bu politikaları, ülkemizi daha da fakirleştiriyor. Çünkü üretmeyen toplumlar, yoksul olmaya mahkûm oldukları gibi siyasi bağımsızlıklarını da kaybederler.
Hatırlıyorum da, Şekeri İlkokulu'nda görevli olduğu yıllarda, Kuveyt'i ziyaret eden, Şeker Makine Fabrikası Müdürü Yardımcısı Sayın Kerim Doğtaş' ı ziyaret etmiştik. Kendisine, "Dünyanın en zengin ülkesini ziyaret etiniz" dediğimde. Güldü ve " Dünyanın en fakir ülkesini ziyaret ettik" dedi. Ve devam etti. " Kuveyt halkı, Petrol bittiği gün açlığa mahkûmdur. Çünkü hiç üretim yok. Bana göre üretmeyen toplumlarda, fakirlik kaçınılmaz. Toplu iğneyi bile, dışardan getiriyorlar" demişti.
Son yıllarda, IMF ve ülke gündeminde yer alan süpermarketler sayesinde, Türkiye, üreten değil tüketen bir toplum olma yolunda hızlı bir şeklide mesafe kaydediyor. Nitekim geçmiş yıllarda, tarım ürünlerinde, kendi kedine yeterli olan, yedi ülkeden biri olan Türkiye'de, siyasi iktidarlar, " ekmeyin, dikmeyin, üretmeyin, dışardan daha ucuza alalım" stratejisi ile Türkiye, tarımda bile, üreten değil, tüketen bir toplum haline getirdiler.
Ülkemizde, Tarım çöktü, hayvancılık öldü. KOBİLER, sanayi can çekişiyor. Esnaf bitti. Yüz binlerce iş yeri de gizli iflas halinde. Birileri üreten değil, tüketen Türkiye istiyor. Bu sebeple de üreten hep darbe yiyor. Biz üretmeyelim, üretenlerin ürettiklerini tüketelim istiyorlar. Üretene, ceza var. Türkiye' yi yönetenler de bu kirli oyunun aleti oluyor.
Tüketim politikaları ve stratejileri sonucu, ithalat patlıyor. İhracatımız ile ithalatımız arasındaki fark her geçen gün büyüyor. Bunun da önemli bir kısmı, borçla karşılanıyor. Ağır, ödenemez hale gelen vergiler, dünyanın en pahalı akaryakıtı, enerji maliyeti, yüksek istihdam primleri, sanayimizi, ticaretimizi, tarım sektörünü, dünya ile rekabet edemez hale getirdi. Yatırım yok, üretim azalıyor, işsizlik ise hızla artıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ise ortada.
Elbette Eskişehir'deki ekonomik tablonun da, ülke genelinden farkı yok Ancak bugün kentte arzu edilmeyen ekonomik tablo, iktidarın, halkın, vilayetin, belediyeleri ve şikâyetçi olan "MESLEK ODALARININ" eseridir. Acaba Eskişehir'de, üretime yönelik yatırımlar, kente gelen süpermarketler, tarım, sanayi ve benzer alanlarda, Eskişehir' in, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı stratejileri olsa idi. Bu tablo meydana gelir miydi?
Yıllardır, Eskişehir' in, süpermarketlerle ilgili bir stratejisi oluşturulması gerektiğini, aksi halde süpermarketlerin, kente, şehircilik ve ekonomik açıdan sıkıntı getireceğini, hem köşemizde, hem de sohbetlerde, ilgilere ve meslek odalarına hatırlattık. Hatta geçmişteki ekonomik kriz nedeniyle, Valilerimizden, Sayın SÖNMEZ döneminde, esnafın sorunlarını çözüm bulmak için, proje bile önerdik. Meslek odaları, ilgi göstermedi. Sayın SÖNMEZ ve O günlerde, ESİAD Başkanı olan Sayın ABACI dışında, kimse sahip çıkmadı.
Durum bu olunca da, bugün kentte, arzu edilmeyen ekonomik tabloda, iktidarı, belediye ve meslek odalarının yönetimlerini belirleyen, seçmen durumunda olan esnafın da sorumluluğu var. Ayrıca meslek odası başkanlarının, " küçük esnafın tamamen yok olma tehlikesi altında" demekle de sorun çözümlenmiyor. Ne yapılacaksa bir an evvel yapılmalı, yerel ve merkezi idare bazında, gerekli tedbirler alınmalıdır.
Hülasa siyasi iktidarların, yanlış ve haksız politikaları sonucu, ülkemizde genel durumu kaygı vericidir. Çünkü borcu, borçla ödeyen ve Cumhuriyetin kazanımlarını, satarak günü kurtarmaya çalışan, bir siyasi iktidar var. Türkiye borç bulamaz ve ödeyemez duruma geldiğinde ve yabancılara satacak banka, stratejik kurum, doğal zenginlik ve toprak da kalmadığında, ülkemizde oluşacak, ekonomik ve siyasi tabloyu, düşünmek bile istemiyoruz..

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi