Fatma Yüzer Deniz

Fatma Yüzer Deniz

El Âlem Çarkı

Perde açılıyor.

Ama bu bildiğimiz büyük sahnelerden değil;

bu, “el âlemin kurduğu çarkın” içimizde döndüğü o küçük hayat tiyatrosu.

Oyuncular biziz, dekor evlerimiz, kulisler ise yıllardır kimseye açamadığımız sessiz yaralar.

Her şey dışarıdan “idare eder” görünür.

Ama sahnenin tam ortasında, kimse bakmasa da büyüyen bir çatlak vardır.

O çatlak, ses çıkarmaz…

ama içimizden sızan benlik tam da orada kaybolur.

El âlem çarkı büyük.

Öyle büyük ki, her döndüğünde içimizden bir parçayı koparıp götürüyor.

“Uyum sağlamak” adına,

varoluşumuzdan pul pul eksiliyor sanki.

Her yaşta biraz daha ufalanıyoruz.

Sonra bir gün fark ediyoruz ki:

Asıl ihanet başkasına değil, kendimize olmuş.

Toplum değil, el âlem değil, düzen değil…

**Biz kendimizi unutturmuşuz.**

Dekor kusursuz, ışık yerinde, roller düzgün;

ama ışığı tutan görünmez bir el titriyor aslında.

Bu titreme bizim yıllardır içimize attığımız sesin sızması.

Biz tepkimizi görünür olana verirken,

asıl tepki çatlağın içinden akıyor.

Ve tam burada, Hansel ve Gretel masalını hatırlıyoruz.

Onlar, ormanda kaybolmamak için ekmek kırıntıları bırakmıştı ya…

Biz de hayatın çarkı içinde kaybolurken,

kendimize dönüş yolunu bulalım diye küçük küçük izler bırakmışız.

Ama el âlem çarkı dönüyor,

kırıntılarımızı bir bir eziyor.

Yine de pes etmeyen bir tarafımız var.

O küçük sezgi, o iç kıpırtı…

Bizi kendimize çağıran o derin yer.

Kırıntılar kaybolsa da yol kaybolmuyor aslında;

sadece daha içsel, daha sessiz, daha derin bir yere çekiliyor.

İnsan bir gün durup kendi kendine fısıldıyor:

“Ben böyle yaşamak zorunda değilim.”

İşte o cümle, çarkın gürültüsünden değil,

çatlağın içinden doğuyor.

Bazı devrimler sokakta değil,

bir insanın kendi ruhunda başlıyor.

Alkış yok, seyirci yok, ışık yok.

Ama dönüşüm, içeride sessiz bir titreme olarak büyüyor.

Çünkü el âlem ne derse desin,

asıl dönüşümü belirleyen şey…

**çatlağın içinden sızan kendi hakikatimizdir.**

Ve biz, Hansel ve Gretel gibi,

kendi yolumuza giden izleri yeniden toplamaya başladığımızda,

çarkın bizi ufalttığı yerlerden yeniden birleşmeye başlarız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Yüzer Deniz Arşivi