4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EMEKLİ ÖĞRETMENLERE VEFASIZLIK...

Bugün, öğretmenler günü!
24 Kasım, Atatürk' ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini, kabul ettikleri bir gündür. Bugün aynı zamanda, öğretmenler için, onurların en yücesidir. Elbette öğretmenler, bu günde, görevli veya emekli de olsun, öğretmenlik mesleği ile ilgili sorunları, gelişmeleri ve anıları hatırlayacaklar, hatta tartışma konusu da yapacaklardır.
Maalesef, Yıllardır, öğretmenlik mesleği, yapılan vaatlere rağmen, layık olduğu yere gelemedi. Hepsi geçim sıkıntısı içinde, hayatlarını devam ettiriyorlar. Özellikle emekli öğretmenler, bugünü, buruk ve kaygılı olarak kutlayacaklardır. Çünkü onlar, emekli olduktan sonra kendi başlarının çaresine bakmak ve zorluklarla da mücadele etmek zorundadırlar.
Yıllardır, Eskişehir' de, hayatlarını kaybeden emekli öğretmenlerin duyurulması için bir telefon zinciri oluşturulmasını, Eskişehir görev alan, her İl Milli Eğitim ve Öğretmenevi Müdürüne ilettik. Ancak bugüne kadar, söz verildiği halde, bu alanda bir adım yol alınamadı. Oysa öğretmenlerin, emekli olması, onların "öğretmen" niteliğini sona erdirmez. Ayrıca mesleğe ömür vererek, emekli olmuş öğretmenlerimizin, hizmetlerini şükranla anmak, öğretmenevlerinin kuruluş ve "Öğretmenler Gününün de amaçları arasında.
Bugün, Cumhuriyetin, eli öpülesi emekli öğretmenlerimiz, kimi hasta, kimide yapayalnız. İlerlemiş yaşları ile zoraki çeşitli işlerde çalışarak, ailesini geçindirebilme gayret ve cabası içindeler. Azda olsa, emekli maaşlarına katkı yapabiliyor. Ama büyük çoğunluğu, hasta ve gücü yetmediği içinde, yalnızca emekli maaşıyla geçinmek zorundadır.
Hâlbuki emekli öğretmenlerimiz, vatanın en ücra köşelerinde, meslek onuru ve bilinci ile hizmet yaptılar. Onlar, bugünkü nesil tarafında, hatırlanmıyor ama bugünkü ve gelecek nesillere, onları bir kez daha tanıtmak ve gönülden hitap etmek isterim...
" Millet Mektepleri'nden, çığ gibi akıp gelen, Cumhuriyet döneminin 'eli öpülecek' idealist ve Cumhuriyetin, o buram, buram kokan, ideal duygularını, içinde sımsıcak terennüm eden, kar, tipi, çamur demeden okulunu, köylü vatandaşı ile birlikte yapan, okulunu tamir eden, yol yapan, köylümüzü, bilgisi ile ışıklandıran, öğretmenim...
Beş numara lamba ışığında, plan yapan, kitap okuyan, mahmurlaşmış gözlerle daha çok okumaya kendisini adayan, öğrencilerini geleceğe hazırlamak için, çaba gösteren öğretmenim... Belki de bugün, aramızda yaşamıyorsunuz. Ama tek övüncümüz, sizlerin bizlere bıraktığı kalıcı izlerdir.
Peki, nedir onlar?
Sorumluluk, çalışkanlık, fedakârlık, vatanseverlik...
Emekli öğretmenlerimiz, Cumhuriyetimizin o coşkulu, o heyecanlı, "fikir taşıyıcıları olarak, bütün vatan sathında, "Atatürkçü düşüncenin" ışığı ve meşalesi ile bizlere bir ışık, bir yön oldular. Köyden şehre gelmek için, balçık çamurlara, bata çıka, ya da hasta çocuğunuzu, muayene ettirmek için "öküz arabasının " ağır, ağır yol kat etmesine sabrettiler.
Bazen de yağmur, kar, tipi, boran içinde, iliklerinize kadar soğuğu hissederek, uzun ince bitmeyen yollarda saatlerce yürüdüler.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, çalışma azminden, iradelerinden, hiçbir şey kaybetmediler. Köyüne, ya da şehre ulaştığında da mütevekkil insanlara yaraşan o dost canlısı, yüzünde, kutsal bir görevi yapmanın huzuru içinde, yorgunluğunu; sıcak buğulu, buram, buram kokan çayını yudumlarken, çıkarmaya çalıştılar.
Köy odalarındaki sohbetleri, hiç unutmadılar. Arkadaşın, dostların, saf ve temiz köylülerdi. Onlar sensiz, sen onlarsız yapamıyordu. Ahmet, Hatice ve Fatma kızı nasıl yetiştirebilirim, diye akşamları, beş numaralı lambanın ışığımda biteviye düşündüler.
Bir serencam-ı ömürlerinde, daha neler vardı kim bilir. İçlerinde taşıyorlardı anılarını. Sadece gönül dostlarını anlatıyorlardı. İçlerinde müthiş bir özgüven vardı. Fakat bunu hiç belli etmediler. Biliyoruz ki alçak gönüllülük. Onları ilkeleriydi. Oysa Onlar çok işler başarmışlardı..."
Emeklilik, öğretmenlerin meslek hayatında bir halkadır. Fakat kesinlikle de son halka değildir ve olmamalıdır da. Öğretmenlerin meslek hayatı, emeklilikle değil, Ancak ölümle sona erer. Gerçek bu iken, emekli öğretmenlerimizin sorunlarına, çözüm yolları bulmamak, hiç olmazsa sene de bir günde olsa, öğretmenler gününde hatırlamamak, Emekli öğretmenlerimize karşı vefasızlık değil de nedir?
Ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimizi, rahmetle anıyoruz...
Öğretmenler Günü kutlu olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi