
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ERMENİ SOYKIRIMI SAFSATASI
ABD, Senato Dış İlişkiler Komitesi, gündemine aldığı 'Ermeni Soykırımı Karar Tasarısı'nı kabul etti. Komite, tasarıyı 12 oyla kabul etti. Bu karar, Türk-ABD ilişkilerini, nasıl etkiler, önümüzdeki günlerde görülecektir. Ancak Senato Genel Kurulu'nun gündemine getirilmesi muhtemel tasarının, kabul edilse bile bağlayıcı özelliği bulunmuyor.
Aslında bu tür kararları, yadırgamamak lazımdır. Erivan'da yapılan bir törende, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 1915 olaylarıyla ilgili iddiaların uluslararası platformlarda tanınması ve bu olayların kınanması konusunun, ülkesinin, dış politika gündeminin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Daha ileri giderek, "Ermenistan, tarihi adaletin yerini bulması yönündeki çabalarını, ikiye katlamalı" sözleri ile Ermenilerin genç kuşaklarına, kin-nefret aşılamaya devam edeceklerinin de bir göstergesiydi.
Ermenistan, Avrupa'nın, atalarından kendilerine miras kalan, haclı bilinçaltını kışkırtmalarıyla, Türkiye'den, toprak ve tazminat koparmak hesabıyla, şoven Avrupalılar da Türkiye'nin, Avrupa Birliği üyeliğini engellemek amacıyla, "SOYKIRIMI" kullanıyorlar. Ermeni fanatizmi de her geçen gün artıyor.
Nitekim 27 Ocak 1973' te, Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir' i öldüren Gourgen Yanikyan'ı, hapiste ziyaret eden, gazeteci Doğan Uluç " Çocukluk ve gençlik yıllarımda, hayli Ermeni arkadaşım oldu. Okulda, askerlikte, yakın dostluklar kurduk. Öz kardeş gibi, yakınlaştık birbirimize, has duygularla. Yanikyan'ın, " kin ve nefret dolu bakışlarında, ilk kez Ermeni fanatizmini tanım" demişti.
Türkiye'de, bazı kesimler, ne karşılığı yaptıkları bilinmez ama bu senaryolara, alet oluyorlar. Aslında bu tür gelişmeleri de yadırgamamak lazımdır. Tarih boyunca, Türk toplumuna, örtülü olarak ihanet eden, iç şer odakları da hep oldu.
Nitekim Büyük Önder Atatürk, " Şurada açık bir hakikat olmak üzere arzedeyim ki, memleketimizde külliyetli ecnebi parası ve bir çok propagandalar cereyan ediyor.Bundaki gaye pek aşikardır ki,milli hareketi neticesiz bırakmak,milli emelleri felce uğratmak ,"YUNAN" , "ERMENİ" emellerini ve vatanın mühim parçalarını işgal gayelerini kolaylaştırmaktır.Bununla beraber,her devirde,her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi bizde de kalp ve asabı zayıf kavrayışsız insanlarla beraber vatansız ve aynı zamanda refah ve şahsi menfaatini vatan ve milletin zarında arayan adi kimseler vardır..." demişti
Aradan yılar geçti ama Atatürk'ün tespitleri, bugünde, tüm canlılığı ile geçerli. Dış ve iç şer odaklarının, çıkarlarını doğrultusunda, maddi menfaat karşılığı, hizmet eden pek çok vatan haini var.
Öte yandan Türkiye'nin, Ermeni safsatalarına yönelik, dış politikada, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı stratejisi olmadı. Kararlar, her iktidara, zamana ve şartlara göre değişti. Hatta günlük, politikalar üretildi. Daha da kötüsü, bazen dış politikalar kişiselleştirildi.
Nitekim Cumhurbaşkanı Gül, Erivan ziyaretini `sorunların çözümünde yeni başlangıç`olarak tanımlamış, Hatta her iki Cumhurbaşkanı, Erivan`da bir saat görüşüp, akşam yemeği yemişler ve Gül ve Sarkisyan, ardından milli takımlar arasındaki futbol karşılaşmasını, stat da yan yana izlemişlerdi.
Yalancı bahar, kısa sürdü. Çok geçmeden, Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbaldyan, "Ermenistan, Ermeni Soykırımı'nın uluslararası toplum tarafından tanınması amaçlayan politikadan, hiçbir zaman vazgeçmeyecek. Tarihin kara sayfalarının çevrilmesi gerekir; ancak geçmişin dersleri hiçbir zaman unutulmamalı. Ermenistan, hiçbir zaman Ermeni Soykırımı gerçeğini sorgulamayacak." şekline konuştu.
Ermenilerin ihaneti, 93 harbi ile başlamıştı. Osmanlı Ordusu, topraklarını ve insanlarını, Ruslara karşı koruma mücadelesi verirken, askerin ikmal yolları Ermeni çeteleri tarafından kesiliyor, erkeksiz kalan köylere yapılan baskınlar, eli silah tutan kadın, çocuk ve yaşlılar tarafından önlenmeye çalışılıyordu. Dünya, asırlardır, komşuluk ettikleri Ermeni çetelerinin, dünya tarihi de eşi benzeri görülmemiş, bir ihanete tanıklık ediyordu.
Türkiye' de ise bazı sözde aydınlar, çirkin bir 'özür' kampanyası" başlatarak veya "anma törenleri" düzenleyerek, Ermenilerin, bu topraklarda yaptığı vahşetleri unutturulmaya çalışılıyor. Ermenistan, 'karşılıklı arşivleri açalım' Türk önerisini, asla kabul etmiyor. Çünkü tarih konuşunca, sözde soykırım tellalları susmak zorunda kalacak. Özür dileme kampanyası ve Hrant' ı anma törenleri ile Ermeni soykırımı iftirasının, tellallığını yapanların, gerçek niyeti; Osmanlı Devleti'nin, tehcir ettiği Ermenilerin, soykırıma tabi tutulduğunu iddia ederek, o tarihte Ermeniler tarafında, ortaya konan ibretlik ihanetin üzerini örtmektir.
Hülasa Ermenilerin, Osmanlı ordusuna ihaneti ve ermeni katliamları orta iken, Hala Ermeni Soykırım safsatasını, canlı tutmaya çalışanlar, gerçekleri saptırırken, evresel değerlere de ihanet içindedir.