Eskişehirspor taraftarının, şampiyonluk maçı sonrasında ortaya koyduğu tavrı değerlendirmiştik.

Taraftarın Eskişehir'e ve takımına sahip çıkışının önemli olduğuna değinip;
"Bu şehrin çocukları, şehirlerine sahip çıkmaya devam ediyor" yorumunda bulunmuştuk.

Yazımızın ardından öylesine tepkiler aldık ki, tarif edilecek gibi değil!
Yolumuzu çevirip, yazdığımız yazı hakkında konuşanlar bile oldu.
Bir basın toplantısında 'meslektaşlarımız' ile konuyu hayli tartıştık.
Onlara göre 'Eskişehirspor taraftarının yaptığının savunulacak tek tarafı yoktu'
Evet, gelen tepkiler arasında bu yönde fikirlerin bulunması gayet doğaldı!
Ancak meslektaşlarımızın da bu fikre katılması daha da ilginç geldi bize!

Galiba kendi yaşadığı şehirde, kendi değerlerine sırt dönen bunca insan yoktur!
Olamazda!
Anlatalım...
Bir Gaziantep'te ya da Urfa'da şehrin ortasına bir Eskişehirli olarak kebapçı açmaya kalkmak kadar abesle iştigal bir şey olabilir mi sizce?
Şehrin esnafının size olan hışmını tarif bile edemezsiniz.
Hadi konu spor...
Spordan örnek verelim sadece...
Trabzon'un orta yerinde İstanbul takımının formasını giyip, çığırtkanlık yapmaya kim cesaret edebilir?
Bırakın böyle bir cesareti, kimsenin aklından dahi Geçemez galiba böyle bir şey...

Bu tür örnekler bir hayli çoğaltılabilir.
Ve bunlarla birlikte deplasmanlara vazife için giden 'Eskişehirli spor gazetecilerinin' yaşadıklarını kendilerine sormanız gerekir!
Kale arkasından Eskişehir'e bilgi geçerken ellerindeki telefonlara el konulması, bilgilerinin alınması, stadyumlarda yaşadıkları fiziki saldırılar acaba kaç kez yaşanmıştır?
Eğer tüm bunlar hayatın içinde varsa;
Eskişehirspor taraftarının 'Bu şehirde şampiyonluk kutlanmaz' düsturunun da saygı duyulmayacak tek tarafı yoktur!

Sonuç olarak;
Yazımızın ardından aldığımız tepkilerin bu derece olmasına hayli şaşardık...
Fikirlerimizi destekleyenlerin sayısının çok oluşuna da sevindik.
Zaten, yaşanan olayları 'şehr-i müdafaa' başlığı ile veren tek gazete olmanın verdiği onur da bize yetti de arttı bile...