4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİR BAROSU VE HUKUK

Eskişehir Baro Başkanı Sayın Rızan ÖZTEKİN ve yönetim kurulu üyeleri, icraatları ile dikkat çekiyorlar. Nitekim son aylarda, yargıdaki gelişmeler üzerine, aklıselim insanlarımızı rahatlatan, bir açıklama yaptılar. Açıklamayı yapan Sayın ÖZTEKİN, ", Eskişehir Barosu olarak "..Hukuk Devleti" "Hukukun Üstünlüğü" "Tarafsız ve Bağımsız Yargı " "Bağımsız Savunma" kavramlarından keza Türk Milletinin var olma mücadelesinin sonucu olarak kurulan ve sonsuza kadar yaşatacağımız Cumhuriyeti kuran felsefeden, rejimin temel değerlerinden, Atatürk İlke ve Devrimlerinden, Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti yapımızdan asla taviz vermeyeceğimizi belirttikçe bir takım çevrelerin elbette rahatsızlık duyacağı bir gerçektir. Ama sonuçları ne olursa olsun biz Hukukun üstünlüğünü koruma ve savunma görevi kapsamında yolumuza devam edeceğiz" sözlerine katılmamak mümkün mü?
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk İlke ve Devrimlerinden, Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti yapısından uzaklaştırılır, bu yapı bozulduğu takdirde, bu gelişmelerden her kesim gibi, barolar ve onların üyesi olan avukatlar da etkilenecektir.
Eskişehir Barosu, bunun bilincindedir. Özellikle de Sayın Rıza ÖZTEKİN' in, Baro Başkanı olması ile birlikte, Eskişehir Barosu'nun, yerel ve ulusal, özellikle de yargı sorularına karşı bakış açısı değişti. Yıllardır, Eskişehir barosundan, duymak istediğimiz açıklamalara, tanık oluyoruz.
Geçen hafta, Sayın ÖZTEKİN' le, sohbet etme fırsatı bulduk. Avukatlığa gönül vermiş, bir insanımız. Baro başkanı olarak, avukatlığın ve avukatların, kamuoyunda, saygın ve onurlu yeri almaları yolunda ciddi gayret sarf ediyor. Baroların, avukatlık mesleğinin önündeki her türlü engeli kaldırılması, demokratik, tarafsız ve bağımsız bir yargı örgütlenmesi yönünde çalışmaları, gerektiğini düşünüyor.
Sayın ÖZTEKİN, Hukuk Devletinin güçlendirilmesinde, özellikle bireysel özgürlüklerin korunması esnasında yapılan faaliyetlerin, "kamusal" niteliğini ön planda tutulması gerektiği fikrindedir. Avukatlık mesleğinin geliştirilmesini, meslek onuru ve saygınlığının korunması, avukatların mesleki sorunlarının çözümünü, Savunma dokunulmazlığının korunmasını istiyor.
Ayrıca Eskişehir Barosu açıklamaları ile "Yargı Bağımsızlığı", "Hukukun Üstünlüğü", "Hukuk Devleti" gibi en temel ve en çağdaş kavramları savunan, bu husustaki düşüncelerini kamuoyu ile paylaşan, bir örgüt olarak taktir topluyor. Nihai hedefi,"Laik, Demokratik, Sosyal bir Hukuk Devleti" niteliklerini taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının teminatı olan HUKUK savunmaktır.
Eskişehir Barosu' nun, yargı ile ilgili son aylardaki gelişmelerle ilgili, 24 baronun, "'...yapılmak istenen, Yargıtay ve Danıştay'ı, iş yükü bahane edilerek yürütme organına bağımlı hale getirmektir. Yüksek yargının yürütme organına bağımlı kılınması sonucunda, demokrasinin vazgeçilmez şartı olan kuvvetler ayrılığı ortadan kalkacaktır. Yargıtay'ın yeniden yapılandırılmasında, siyasi iktidarın niyetini en açık şekilde ortaya koyan düzenleme, yeni üyelerin atanması ile birlikte, Birinci Başkanlık Kurulunun kendiliğinden lağvedilmesinin öngörülmesidir."görüşüne katılması, tarafsız hareket ettiğinin de işaretidir.
24 Baro gibi, Yüksek Yargı Başkanları da, bu değişiklilere karşıdır. Muhalefet ise Hükümetin Yargıtay'ı, ele geçireceği kanısındadır. Yüksek yargıdaki şekillendirmeler, neden yapılıyor, en iyi iktidar bilmektedir ama yargıda, reform yapılması daha verimli olurdu.
Doğrudur. Türkiye'de, yargı sorunludur. Bu sorunları, her kesim biliyor ve zaman zaman da dile getiriliyor. Oysa Türkiye'nin, acilen ve çok ciddi bir yargı reformuna ihtiyacı var. Yargı reformu yapılmadığı sürece, bugün Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak bireysel başvurular, aynen AİHM' de olduğu gibi, katlanarak çoğalmaya devam edecektir. O nedenle de öncelikle bir yargı reformunun, acilen yapılması ve hayata geçirilmesi gerekir.
Çağımızda, yargının bağımsızlığı, ulusların Anayasalarının yanında, birçok uluslararası metinlerde de yer verilmiştir. Yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı kavramları, yargıya diğer erkler karşısında üstünlük sağlamak amacıyla değil, hak ve özgürlüklerin güvencesi olan yargılama işlevinin, etkin biçimde yerine getirilebilmesi için hâkime, onu iç ve dış etkilerden koruyacak bir statü sağlamak amacına yöneliktir.
Ayrıca Sayın ÖZTEKİN' in, "... Adalete ve hukuka uygun olmayan hiçbir düzenlemenin, anlayışın kalıcı olması mümkün değildir. Eninde sonunda, hukukun üstünlüğü, üstünlerin hukukuna; hukuk devleti de devletin hukukuna, daha doğrusu kanun devletine üstün gelecektir. Tarih, bunun örnekleriyle doludur." sözleri, karşısında ne denebilir ki?
Sayın ÖZTEKİN ve ekibini kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi