
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR, GELECEĞİNİ HIZLA KAYBEDİYOR...
Geçen hafta, Keskin ve civarındaki tarım alanlarını gezdik. Gördüklerimiz karşısında şok olduk. Gezdiğimiz alanlarda ve Hasanbey Köyü, Ankara yolunun sol ve sağ tarafları ve Şarhöyük tarafında. Tarım alanları ile ilgili ciddi sorunlar var. Buraları, birinci sınıf tarım arazisidir. Buraların, tarımsal faaliyet için, korunması gerekiyor. Bursa yolunda sağ tarafta Söğütönü, Keskin köyleri civarı tehdit altında.
Yine Sivrihisar-Eskişehir arası da, Tavuk Çiftliklerinin ve bazı tesislerin istilası ile güzelim tarım alanları hızla yok edilerek, Eskişehir, adeta intihar ve torunlarımıza da ihanet ediyor. Maalesef yıllardır da Türkiye' nin, en verimli Eskişehir ovası, "POLİTİK" ve" ELİT" güçler tarafından, adeta yağmalanıyor. Ne hazin ki yasalar, gereği sorumlu olan ilgillerde bu durumu seyrediyor.
Hülasa, Eskişehir'de, valilik ve belediyeler, tarım alanlarını, iskâna açarak hem bu alanları, hem de sulama tesislerini, yok ediyorlar. Devlet kamu kurumlarının üst derecedeki yetkilileri ve medya, tarım toprakları üzerine yapılan tesislerin, temel atılış ve açılışlarında, bu çelişkiye seyirci kalıyorlar.
Devlet kurumu olan TOKİ, Şeker Fabrikası' ın, en verimli arazisi olan tarım alanlarına konut yaparak, Belediyeler' de imara açarak, bu alandaki yağmalamaya ortak ve önder olurken, devlet yönetiminde olan kişi/kişilerin, dünyadan haber olmadığının ve geleceğe nasıl baktıklarının da tescili oldu.
Oysa tarım alanları, torunlarımızın bize emanetidir. Dünyada yaşananlar ise ortada. Yükselen gıda fiyatları, yoksul halkları vururken, Mısır'da açlıkla yüz yüze kalan halk polisle çatışmaya girdi. Tahılın önemli bölümünü ithal eden ve ekmek tüketiminin çok yüksek olduğu Mısır'da, Şubat ayından beri fırın kuyruklarında çıkan kargaşalarda 11 kişi öldü. Mısır' olduğu gibi, Bangladeş, Tunus ve Haiti'de milyonlarca insan ,sokaklara döküldühalk, günlerdir güvenlik güçleriyle çatışıyor.
Dünya Bankası Başkanı Zoellick, gıda fiyatlarının son 3 yılda, ikiye katlanmasının yoksul ülkelerde geliri düşük 100 milyon insanı açlık tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını söyledi. The Food and Agricultural Organization (FAO) araştırmasına göre ise bu yıl 36 ülkede toplam tam 1.1 milyar kişi gıda yardımına muhtaç olacak
Tablo, tam bir felakettir. Önümüzdeki yıllarda dünyada, en büyük tehlike, açlık ve susuzluktur. Dünya' da, açlık ve susuzlukla ilgili tedbir alınmaz ise, bu iki unsurla ilgili savaşlarda, kaçınılmaz olacaktır.
Peki, Türkiye ve Eskişehir, dünyadaki bu gelişmeler karşısında ne yapıyor?
Eldeki tarım alanlarını korumak, daha da verimli hale getirmek yerine, tarıma elverişli arazileri yok ediyor, Tarım ürünleri ihracatını da adeta teşvik ediyor. Oysa Tunus'ta, isyanın ülkede, ithal gıda ürünlerin fiyatlarındaki artış nedeniyle, halkın daha da yoksullaşmasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Dünyada tablo bu iken, Türkiye ve Eskişehir' de geliyorum diyen açlık tehlikesi, kıtlık ve susuzlukla ilgili olarak ciddi hiçbir önlem alınmıyor. Günlük gelişmelere göre toplantılar yapılıyor ve hamasi nutuklar atılıyor. Hâlbuki Eskişehir' de, Tarım alanlarının korunması hususunda, acil önlemlerin alınarak hayata geçirilmesi şarttır.
Öncelikle de Eskişehir'de, çevreyi korumak için, bölgesel veya havza bazında arazi kullanım ve çevre düzeni planları yapılmalı, plan dışı kullanımlara, kesinlikle izin verilmediği gibi, Eskişehir'de tarıma uygun olan ve olmayan araziler ile doğal yaşam ortamları belirlenmeli uydu verileri ile GIS ortamında sürekli denetlenmelidir.
Eskişehir'de tarımsal araziler, mutlak tarımsal sit olarak belirlenmeli, arazi veya toprak koruma meclisleri oluşturulmalı, alan veya arazi kullanımında ÇED yönetmeliği hükümleri mutlaka uygulanmalıdır. En önemlisi de tarım alanlarını amaç dışı kullananlara, ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Eskişehir'de, yanlış kentleşme sonucu, ülkemizin en verimli ovasını yok edildi. Hiç olmazsa elde kalan tarım alanları, mutlaka korumalı ve tarım ürünlerinin sanayinin motoru olması için de projeler üreterek hayata geçirmelidir. Özellikle de Organik tarım, teşvik edilmeli, bu alanda her türlü destek de verilmelidir.
Türkiye ve Eskişehir'de, tarım alanlarını yok etmek, ülkeye ve torunlarımıza ihanet olup, onları ölüme mahkûm etmektir. Hala bu gerçeği ve geliyorum diyen, felaketi anlamayan yöneticiler ve Kişi/kişiler varsa, ne denebilir ki?
Allah, bu yönetici ve kişi/kişilere akıl ve fikir versin...