Eskişehir Tabiler Odasın’ da, toplanan, sendika, oda, dernek ve vakıflar tarafında, Anayasa’da, Değişiklik, referandumu için, Eskişehir’ de, “ESKİŞEHİR HAYIR PLATFOMU” nu oluşturdu. Toplantıda, platformla ilgili görüşler yanında, mücadele yöntemi de ele alındı.
Eskişehir Hayır Platformu, partiler üstü bir strateji izleyecek kamplaşmaya izin vermeden, demokratik bir ortamda, Anayasa değişikliğinin, bugün ve gelecekte, ne gibi sorunlar getireceği, halka anlatılacaktır.
Elbette Anayasa’da, Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ nun, referandumu hakkında, lehte ve aleyhte görüşler olacak hatta “Eskişehir Hayır Platformu” gibi, platformlar da kurulacaktır. Bu tür gelişmeler, demokrasinin de gereğidir.
Referandum aşamasında, demokrasinin sağladığı, bu ortamdan yararlanmak isteyen, dış ve iç şer odakları, toplumu kutuplaştırmak ve kaos yaratmak için, caba harcayacaktır. O nedenle de lehte ve aleyhte olan kesimler, demokratik kurallar içinde, mücadele etmeli, ülkenin, birlik ve beraberliğine, zarar verecek eylemlerden de uzak durulmalıdır.
Eskişehir Hayır Platformu” nun, toplantısında, konuşmacıların mücadelenin demokratik kurallar içinde yapılması gerektiği belirtmeleri, birlik ve beraberliğe zarar verecek eylemlerden, uzak durulmasının söylenmesi, diğer kesimlere örnek teşkil edecek niteliktedir.
Ayrıca “ESKİŞEHİR HAYIR PLATFORMU” oluşumu, vakıf, dernek, sendika ve odaların, kuruluş amaçlarına da uygundur. çünkü demokratik kitle örgütü, aynı meslekten kişileri veya toplumun, aynı özelliğe sahip, belli unsurlarını barındıran ve temsil ettiği kitlenin “EKONOMİK VE DEMOKRATİK”, hak ve çıkarlarını savunan örgütlerlerdir
O nedenle de Anayasa’da, Değişiklik Kanunu ile ilgili referandum, demokratik kitle örgütlerini, dolaysıyla da örgütlerin, üyeleri olan kişi/kişileri de ilgilendirmekte ve demokratik mücadelede, yer almaları, kuruluş amaçlarına da uygundur.
Eskişehir Hayır Platformunun gerekçeleri ise, Anayasa’da, Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu ile tek adam rejimi kurulacak, tek adam icraata hâkim olacak, devletin tümüne hükmedecek. Seçilen, kişi, hem hükümet, hem Meclis, hem de yargıya hakim olacaktır. Seçilen, milletvekillerinin de etkisi yok denecek kadar az olacaktır..
Partili Cumhurbaşkanı olan kişi, aynı zamanda, bir partinin genel başkanı olduğu için de tarafsızlığını kaybedecektir. Seçilen Partili Cumhurbaşkanı, partinin genel başkanı olarak hakimleri atayacak. Kararname adı altında, kanun yapabilecek. Seçtiğin Millet Meclisi'ni fesih edebilecek. Orduya emir verecektir...
Partili Cumhurbaşkanı ve yardımcıları ile atadığı bakanları yolsuzluk yapsa, dahi 400 milletvekili izin vermezse yargılanamayacaktır. Ayrıca asgari ücreti, maaşları, işçi memur alımlarını, dernek sendika kurulması ve kapatılmasını da belirleyecektir.
Yönetime, Partili Cumhurbaşkanı, kendisi karar vereceğinden, Topum aklına ihtiyaç duyulmayacak, devlet ve toplum hayatında danışma, ortak akıl, uzlaşma gibi yöntemler olmayacaktır. İnsanlar, devlet yönetiminde, söz sahibi olmadığından, düşünülen sistem, kutuplaşma, içinde zemin oluşturacaktır.
Anayasa değişikliğine göre de halkımız beş yılda bir sandığa gidip, bir başkan, bir de onun partisinin çoğunlukta olduğu meclisi seçecek Ayrıca Başbakan olmayacak. Bakanlar sadece partili cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacak, meclise karşı sorumlu olmayacak, devlette, partili cumhurbaşkanı hakim olacaktır.
Anayasa’da, Değişiklik Kanunu ile ilgili referandumun da demokratik kitle örgütleri ve kişi/kişiler, birbirinin hak ve özgürlüklerine, saygı göstermeli, kurumsal organizasyonlara kısıtlanmamalı, süreç boyunca da herkes kendi fikrini, özgürce ifade edebilmelidir. Bu alanda, lehte ve aleyhte oluşacak, platform ve organizasyonlara da olumlu bakılmalıdır.
Cumhurbaşkanı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, başdanışmanlarından eski milletvekili Sayın özlem Zengin’ in ,”Bir kere şunu kabul edeceğiz; ‘hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de vatanını seviyor. ‘Hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de Atatürk’ü seviyor. ‘Hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de Anayasa’daki ilk 3 maddenin korunmasından yana. Bunlar ortak zeminimiz. Lütfen iki taraf da birbirini ‘vatanını satmak’ gibi suçlamalara maruz bırakmasın.” Sözleri ile aklıselim insanlarımızın, düşüncelerine tercüman oldu.
Ayrıca Sayın ZENGİN gibi, referandumda, her insanımız, aklıselim davranmak zorundadır. çünkü Türkiye ’ye özgü gelişen ciddi sorunlar var. Yoksulluk, işsizlik, doğanın talanı, ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği, mezhepçilik etnik milliyetçilik, göçmenlik, yanında, terör en önemli sorun olarak, çözüm beklemektedir.. Referandum aşamasında, demokrasiye aykırı her eylem, söylem ve davranış, bu sorunların yarattığı huzursuzluğu, daha da artırır.
Hiç şüphesiz, Anayasa’da, Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun, referandumunda, lehte ve aleyhte, çok şey söylenebilir. Bu doğaldır. Demokrasinin de gereğidir. Ancak ülkemizin birlik ve beraberliğine zarar verecek, tavır, davranış söylem ve eylemlerden, uzak durulmalıdır. çünkü başka bir Türkiye’ yoktur.
