4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİR VE DEPREM RİSKİ

Eskişehir' de, "DEPREM" riski hep gündemdedir. Hatta bu alandaki çalışmalar eleştirilerek, Eskişehir' de depremle ilgili önlemleri yetersiz olduğu da hep söylenir. Ayrıca Eskişehir'de, yeraltı suları sayesinde, depremde konutlar yıkılmaz görüşü de hakimdir. Oysa uzmanlar, yeraltı sularının yükselmesi sonucu, binlerce ton suyun, toprağa enjekte edilerek zeminin sıvı etkisi gösterdiğini, bunun da felaket olduğunu, hep vurguluyorlar.
Aslında Eskişehir'de, depremde karşılaşılabilecek riskler defalarca masaya yatırıldı. Nitekim Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi bünyesinde 2009 yılında başlatılan ve halen Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü'nde çalışmalarına devam edilen "Eskişehir yerleşim yerinde, CBS teknikleri kullanılarak geoteknik, yapı ve jeofizik bilgi sisteminin oluşturulması" başlıklı proje kapsamında, "DEPREM", Anadolu Konukevi'nde yapılan toplantıda tartışılmıştı. Toplantıda projenin ulusal ölçekte uygulanabilir platforma taşınması, İl Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi'nin yapılandırılması ve bu modelin tüm illere örnek teşkil ederek yaygınlaştırma faaliyetleri hususunda görüş alışverişinde bulunuldu. Ancak proje, hayata geçirilir mi önümüzdeki yıllarda görülecek.
Ayrıca Eskişehir Valiliği, Belediyeler, Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi ile Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen, "1999'dan günümüze Eskişehir Depremselliği" konulu panel, ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir konferans salonunda gerçekleştirilmişti. ESOGÜ, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Sayın Prof. Dr.Altunel, " dünyanın, en tehlikeli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fay zonuna Eskişehir'in çok yakın olduğuna dikkat çekerek, "Bu fay hattında, şiddetli bir deprem olursa, Eskişehir'de bundan hasar görecektir. Marmara depreminde bunu yaşadık."diyerek uyarıda bulundu. Toplantıda , "Eskişehir'in 1995 yılında, zemin etüt çalışmalarının başlaması kentin, jeolojik yapısını gösteren bir haritanın mevcut olduğunu söylenmesi, kent açısında olumlu bir haberdi. Ancak TUS uygulaması döneminde, teknik uygulama sorumlularından bazılarının kontrolü altındaki binaların, nerede olduğunu bile bilinmediğinin söylenmesi ise kent ve insanımız açısından kaygı verici idi. Toplantıda, 1998 yılında yürürlüğe giren, Afet yönetmeliğinden sonra, yapılan binaların, güçlendirilmesi gerektiği hep söyledi. Ancak belediyelerden bu yönde ciddi bir adım atılmadı. Aslında bu alanda, öncelikli görev belediyelerindir. Binaların güçlendirilmesi, yıllarca gündemde olduğu halde, bir türlü çözüm getirilemediği gibi, hayata geçirilemedi. Eskişehir' de olası bir depremde, bugüne kadar olan depremlerle yorulan ve 17 Ağustos Depremi'nde hasar da gören binalar, çok büyük tehlike arz ediyor ama ne belediyeler ne de vatandaşlar, elini taşın altına koymuyor.
Elbette zemin bahane edilerek kat sınırlamasına gidilmesi. inşat mühendisliğini ve bilimi reddetmektir. Kısıtlama, ancak şehir planlarına göre getirilebilir. Bu görüş bilimsel açıdan düşünüldüğünde doğrudur. Ancak plan da, tek başına da yeterli değildir. İnşaat aşamasında belediyelere düşen ciddi görevler vardır.
Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Can AYDAY' ın, Çevremizdeki iller Deprem Afet Sistemi'ni hayata geçirdi. Sadece Eskişehir'in kent merkezi değil, ilçeleri de tehlike altında " sözleri, dikkate alınır mı bilinmez ama kırsal kesimde durum daha da vahimdir.
Eskişehir' de, deprem gerçeği yıllardır masaya yatırıldı ve deprem konusunda çalışan uzmanlar, sürekli bir araya geldi ve Eskişehir'de, 1998 yılından önce yapılan binaların, güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi. Ayrıca kentte depremle ilgili pek çok panel, konferans, sempozyum ve toplantılar yapıldı. Pek çokta öneri getirildi. Ancak gelinen nokta ortadadır.
Ayrıca Marmara depremin ve sonra yaşanan depremlerde, ülke genelindeki 1780 okul ve 1475 cami çeşitli oranlarda hasar gördü. Hasarlı binaların onarılmamasındaki sebebin ödenek yetersizliği olduğu kaydedildi. Milli Eğitim Bakanlığı, 12 ilde bin 780 okul hasar gördüğünü açıkladı. Bunlardan 1368`inde onarım ve güçlendirme çalışması yapıldı. Hasarlı olan 96 okul binası yıkıldı. 42 okul binasında halen eğitim ve öğretim yapılamıyor. Hal böyle olunca da ülkemizdeki okullarda, çocuklarımızın can güvenliği de yoktur.
Eskişehir' in, depremle ilgili önerilere veya toplantı, sempozyum, konferansa gibi etkinliklere değil, depremden korunmanın, şu iki basit kuralı ve şartına ihtiyaç vardır.
İlki: SAĞLAM ZEMİN ÜZERİNE BİNALARI YAPMAK, İkincisi ise SAĞLAM BİNADA OTURMAKTIR. Bu iki unsur, birbirini tamamladığında, Japonlar ve diğer ülkeler gibi, ya da depremle yaşamaya mecbur olan, ancak söz konusu iki basit kuralı ve şartı yerine getiren, toplumlar gibi, bizler de evlerimizde daha rahat oturabilir veya uyuyabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi