Yeni yıl yaklaşıyor.
Kar haberleri radyolardan yükselmeye başladı.
Dün yağmurlu bir gündü.
Sonrası, şehri beyaza bürüyecek gibi.
Geceyi beklemek lazım yinede...
***
Beyaz örtü indiği zaman, bir başka olur buralar...
Reşadiye parkında güvercinlerin yem mücadelesi daha da bir kızışır.
Hamamyolu'nda burnunuzun direğini kıracak gibi kokan kahve kokuları;
Sizi Adalar'a kadar çeker.
Bir sıcak kahve keyfini sıcacık bir kafe köşesinde yaşarsınız.
Gelip geçen Eskişehirlilerin telaşını izleye izleye...
***
Sıcaksulardaki telaş, daha da artar.
Zira boyacıların eve ekmek götürme zorluğu daha da artmıştır.
Tamircilerin sıra sıra dizildiği o mistik dar sokaktaki çekiç sesleri de hayli mi hayli yükselmiştir.
Botları tamir eder o hünerli ayaklar.
Vatandaş beyaz örtü içinde üşümesin diye!
***
Köprübaşındaki telaşe ayrı anlam içerir.
Eskişehirlilerin hayalleri dökülür yer yer.
Piyango bayisi önünde kuyruğa giren, elleri cebinde bekleyen Eskişehirlilerin duruşu bile başkadır.
Karakedi bozacısı da, bozasını tattırmakla meşguldür.
Belediyenin işçileri ise soğuktan üşüyen ellerini ovuştururken, bir taraftan da kaldırımlardaki karları küremektedir.
Köprübaşı, bembeyazken de, hala bu şehrin kalbidir o an...
***
Porsuk...
Daha fazla dayanamaz bu soğuğa.
Eskişehirlilerin sıcaklıkları olmasa, hiç çözülmeyecek gibi buz tutar.
Buzun üstüne serpişen kar taneleri, bir tabloya dönüşür adeta.
Çocukların kuşlara simit attıkları o sahil şeridi, soluk görüntüsüne rağmen hayat kadar etrafına...
Mısırcıların sesleri, daha da hareketlendirir sahili.
Ayakları soğuktan artık buz kesmiş üniversiteli gençler de, kendilerini atacak bir sıcak yer arıyordur şimdi!
***
Eskişehir taraftarı maça gidiyorken;
Tramvay duraklarında bekleşenlerde, alkışları ile destek verirler onlara.
Çevrede başka da ses yoktur zaten.
"Eseses Kikiki Eski Eski Es"