
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eskişehir'de seçimin kaderini, "Ben siyaset ve particilikten anlamam" diyenler belirliyor
Seçmen davranışları değişik.
örneğin:
-"Ben AK Partiden başka hiçbir partiye oy vermem arkadaş" diyenlerin de "Benim oyum asla CHP'den başka bir partiye gitmez arkadaş" diyenlerin de sayısı azımsanmayacak ölçüde fazla.
Bu durum, AKP ve CHP dışındaki partilerden herhangi biri için de geçerli.
Hangi partiye oy vereceği seçimden önce belli olan bu düşüncedeki seçmenler bu tercihlerini, koşullar ne olursa olsun kesinlikle değiştirmiyor.
Adayı beğenmese de, mağduriyet yaşamış olsa da, partinin söylemlerini pek iç açıcı bulmasa da gidip oyunu adeta "elim kırılır da başkasına veremem" söylemini hayata geçirerek, partisine veriyor.
Hatta...
Bu şekilde davranış gösteren seçmenlerin oranı, tüm seçmen oranının neredeyse yüzde 80'ini-90'ını buluyor.
Kısacası...
Seçmen içinde Yüzde 80-90'lık bir bölümün, seçimde hangi partilere ve hangi oranda oy vereceği seçim öncesi, hatta bugün dahi aşağı yukarı biliniyor.
Bunun dışında, yani, oy verme kriterleri kesin çizgilerle belli olmamış bir yüzde 10-20'lik kesim var seçmen içinde.
üstelik...
Sözünü ettiğimiz seçmen kesiminin "Ben oyumu kesinlikle şu partiye veririm" saplantısı da yok.
Oyunu hangi partiden yana kullanacağını belirlerken, adayların özelliklerinden tutun da, seçim öncesi söylemlerin gerçekçiliğine kadar bir çok kriteri gözden geçiriyor.
Bu düşünceyi taşıyanlar "Elim kırılır da başka partiye oyum gitmez"diyenin aksine, seçim ülkeyi ilgilendiriyorsa ülke menfaatlerini, seçim şehri ilgilendiriyorsa şehrin menfaatlerini gözönüne alarak, hangi partiye oy vereceğini kararlaştırıyor.
İlginç olan, bu kesimin siyasetten ve particilikten olabildiğince uzak oluşu.
Sonuç olarak, bu sözünü ettiğimiz bu özelliği taşıyan seçmen, seçimlerin kaderini de belirleyen seçmen kesimi oluyor.
çoğu yerde olduğu gibi Eskişehir'de de seçimin sonucunu belirleyen kesim, bu düşünceyi taşıyan seçmenlerden oluşuyor.
Sözün kısası...
Eskişehir'de seçimin kaderini "Ben siyaset de bilmem, particilikten de anlamam" diyenler tayin ediyor...
Bu düşüncede olanların oyunu alan kazanıyor Eskişehir'de, alamayan kaybediyor...
......
İntikam oyu....
Partilerde, çok istemesine rağmen listeye giremeyenler oldu mu? Oldu…
-Listeye girip de, yerini beğenmeyenler oldu mu geçmişte? O da oldu.
-Listelerde hiç de haz etmediği birilerini görüp, kendi partisine içten içe sinir olan var mı? Elbette var.
-Partili olmasına rağmen, partinin aday yapılan isimlerinden nefret eden bir sürü insan oldu.
-Desteklediği partinin aday yaptığı isimlerle geçmişte kanlı bıçaklı olan insanlar da yok değil hani.
-Sırf, düğünü ve cenazesine gelmediği için partisinin adayına oy vermeyecekler mevcut.
-Sırf düğünü ve cenazesine geldiği için hiç oy vermediği partinin adayına oy verecekler var.
-"Zamanında şöyle bir işim düştü ama o hiç ilgilenmedi" deyip, partisinin adayına oy vermeyecekler bir hayli fazla.
-"Zamanında şöyle bir işim düştü, ayrı görüşten olmamıza rağmen işimi halletti" deyip, sevmediği partinin adayına oy verecekler de mevcut.
-"Bu güne kadar benden alışveriş yapmadı" diye, sürekli oy verdiği partiye bu kez oy vermeyecekler var.
-"Hep benden alışveriş yapar" diye, hiç oy vermediği bir partiye oy verecekler de mevcut.
-"Partiyi seviyorum ama adayı bana ters" diye düşünen var örneğin.
-"Partisi yaramaz ama adayı iyi" diye düşünen de olacak bu seçimde.
Netice olarak…
Artık önümüzdeki seçimler hemen herkes için farklı anlamlar içeriyor.
Kimi partilerin, kimi ise adayların ön planda olduğu bir seçim gözüyle bakıyor bu seçimlere.
Kimi bir düzenin sona ermesi, kimi ise aynı düzenin devamı için önemli görüyor yapılacak seçimleri.
Bazıları yeni bir dönem başlangıcı olması açısından önemsiyor, bazıları da aynı dönemin devam etmesi için önem veriyor seçimlere.
Ancak…
Yukarıda örneğini verdiğimiz ve sayıları da alt alta topladığınızda bir hayli fazla olan seçmenler için bu seçimler adeta bir intikam alma, bir hesaplaşma günü olarak algılanıyor
Kısacası…
Bazıları bu seçime "borç ödeme" gözü ile bakıyor.
Bazıları da intikam ve hesaplaşma günü olarak işaretlemiş aynı seçimleri.
Tüm bu anlattıklarımız sadece sandığa atılan tek oyla yapılacak.
Verilecek tek oy, bazıları için vefanın yerine getirilmesi, bazıları için de kuyruk hesabının tahsil edilmesi şeklinde olacak.
Hani, sonuca tesir etmesi bakımından, seçimlerde verilecek bir oyun ne kadar değerli olduğu söylenip duruluyor ya…
Bazıları için, verilen ya da verilmeyen bir tek oy, şüphesiz çok mu çok değerli olacak.
.....
Şimdi Sanayi Odası seçimleri var sırada...
Sanayi Odası seçimleri yapılacaktı.
Adaylar çıktı ortaya...
Tam havasına girilmişti ki seçimlerin, hiç hesapta olmayan bir olay gelişti.
Sanayi Odası seçimleri öncesinde Organize Sanayi Bölgesi seçimlerinin yapılması zorunlu hale geldi.
Bu gelişme üzerine bir anda Sanayi Odası başkan adayları, Organize Sanayi Bölgesi başkan adayları oluverdi.
Organize Sanayi Bölgesi seçimleri yapıldı.
Adaylardan Nadir Küpeli kazandı, Celalettin Kesikbaş kaybetti.
Kazanan ve kaybedeni 5 oy belirledi.
Şimdi Sanayi Odası seçimleri var sırada.
İşte tam da bu ortamda...
-"Birbiri ile bağlantılı iki kurumun aynı anlayış ve bakış açısıyla yönetilmesi gerekir" diyenler var de var "Birbiri ile bağlantılı iki kurum farklı olursa birbirini denetler. Bu çok da iyi olur" diyenler de var.
İşte, böyle bir süreçte yapılacak Sanayi Odası Seçimi.
Hangi tarafın bu seçimde kazanacağını bilemiyoruz elbette.
Bildiğimiz tek şey...
Sonuç ne olursa olsun, hangi taraf kazanırsa kazansın, sonuçta Eskişehir Sanayicisinin kazanabilmesi için, bu seçim sürecinin, düzeyli geçtiğine inandığımız OSB seçimlerinin de üzerinde bir anlayış ve yaklaşım içinde geçmesidir.
......