
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR'DE SGK EMİN ELLERDE
İyi bir yönetici, faktörler ne kadar değişse de, değişen koşullara uyabilen, en önemlisi de insanlarla iyi ilişki kurabilen kişidir. Çünkü yönetme, çalışma yöntemleri günümüzü değişen koşulları içerisinde, bulunduğu özelliklere, imkân ve olanaklara göre değişiklik gösterir. Yönetici, bir işin başarıya ulaşmasında, devamlı bilgi alıp, muhtelif görevleri, bilgi yetenek ve deneyimlerine göre en uygun kişi/kişilere dağıtmak ve takip etmek suretiyle, en iyi sonuçları alabilir.
Yöneticinin, sahip olması gereken, bilgi, deneyim, okuma, dinleme, önsezi, işinin başında olma, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme ve denetleme, bilgi aktarma, ekibini motive edebilmelidir. Özellikle de başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme, ekibini eğitebilme gibi özellikleri yanı sıra, başarısı yanında çalıştırdığı kişi/kişilerin uzmanlık konularına yatkınlığı ve yakınlığı ile de ölçülmelidir.
Türkiye, bu meziyetleri taşıyan, çok uluslu, küresel profesyoneller yaratıyor. Bugün, yurt dışında, dev şirketlerin çeşitli pozisyonlarında, Türk profesyoneller görev yapıyor. Devlette de azda olsa bu standartlarda, devlette görev yapan yöneticilerimizin, olduğunu görmek, umut ve güven vericidir.
Bu yöneticilerimizden biri de Sosyal Güvenlik Kurum Müdürü Sayın Cahit Gürsel AKPOLAT' dır. Geçen ay, kendisini ziyaret ettik. Güler yüzü, hoşgörülü ve diyaloga açık tavrı ile dikkat çekti. Bu tavrı ile de Yunus Emre ve Nasreddin Hoca'nın, diyarı olan Eskişehir' e yakıştı. O da Eskişehir' e, atanmaktan memnudur. Göreve başladığı, 1 Şubat 2010 tarihinde, yaptığı açıklamada; Anadolu'nun, batıya açılan kapısı Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi şahsiyetlerin yetiştiği bu güzel şehre, atanmanın gurur ve heyecanını yaşadığını belirmişti.
Yine o günlerde, Sayın AKPOLAT, "...Sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüer yal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmek temel amacımızdır" demişti. Hatta vatandaş odaklı yönetim anlayışını benimsediklerini belirtmiş, "...İşveren, sigortalı ve hak sahibi mensuplarımızın memnuniyetini hedef alan güler yüzlü kamu hizmetini gerçekleştirmek öncelikli görevimiz olacaktır "demişti.
Elbette ülkemizde, devlet anlayışında, devlet odaklı yönetiminden, halk ve millet odaklı yönetime geçiş, hizmette kalite açısından önemlidir. Çünkü çağımızda hizmet sektöründe, " MÜŞTERİ PERSPEKTİFİ " kalitenin, en önemli belirleyicisidir. Vatandaşın, bakış açısıyla algıladığı kalite ise pek çok boyutta ele alınabilir. Ancak vatandaşın istek ve beklentileri de hizmet kalitesinin değerlendirilmesinde önemli faktörlerdir.
Dikkat ettik, Sayın AKPOLAT, daha yüksek kalitede hizmet üretmeyi ve sunmayı ilke edinmiş. Ayrıca da yüksek kaliteli hizmet sunmanın, vatandaşın beklentilerine, uygun hizmet sağlamakla mümkün olduğunun da bilincindedir.
Türk Sosyal Güvenlik Sistemi de, çok karmaşık olup çözüm bekleyen pek çok sorun vardır. Kurumda, prim tahsilât oranının düşük ve prim ödeme sürelerinin kısa olması. Ülkemizde, kayıt dışı istihdam oranının yüksek, erken emeklilik, sosyal güvenlik kurumları arasında koordinasyon eksikliği, sosyal güvenlik sisteminin yaygınlaştırılamaması ve aktif-pasif sigortalı oranının dengelenememesi, Sosyal yardımlar ile sosyal sigorta hizmetlerinin iç içe girmesi, denetim hizmetlerinin yetersizliği, en önemli sorunlardır.
Yine Sayın AKPOLAT, sosyal güvenlik kurumlarının bütçe üzerinde yük oluşturmasının en temel nedeni, aktüer yal dengenin (aktif-pasif) bozulmuş olması gösterdi. Uluslararası standartlara göre 4 çalışanın, bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, Türkiye'de bu oran 1.6' lara kadar düşmüş durumdadır. Kurumun, prim alacaklarının tahsil edilememesi ise kötü gidişin tuzu biberdir.
Sosyal güvenlik sistemindeki açığının, bir nedeni olarak da sağlık harcamaları kalemi gösteriliyor. Bu alanda kuruma görev düştüğü kadar, kurumdan istifade eden kesimlerinde, bu alanda fedakârlık yapması veya fuzuli harcamalara neden olmaması gerekir. Çünkü SGK' da tedavi giderleri, dikkate alınmadan sadece prim gelirleri ile emeklilik ödemeleri dikkate alındığında, kurumun topladığı primlerle emekli maaşların tamamını bile ödeyemiyor.
Şu bir gerçek ki yüksek işsizlik oranı, sosyal güvenlik sistemini de vuruyor. İstihdam oranında artış sağlanamazsa, Zaten son derece kötü durumda olan sosyal güvenlik sistemi çöker. Temel sorun primlerin yüksekliğinde. Primler düşürülmezse Yüksek primler kayıt dışı istihdama neden oluyor. 2 işçi çalıştıran 1 gösteriyor. Bu sorun mutlaka aşılmalıdır. Çünkü SGK reformdan beklenen, bozulan dengeleri düzeltmenin ötesinde, sosyal güvenlik sistemimizde yaşanan finansman sorunlarını gidermektir.