Hakkı Kutlu'da nihayet benimsemiş!
İş yapabilecek, kente değer kazandıracak isim olarak Salih Koca'yı kabullenmiş.
Dünkü yazından bunu anlıyoruz.
Hatta Süheyl Batum'u kentin vekili olarak dahi kabul etmediğini yazmış.
Bu da, Büyükerşen'e yakın olan kesimler de, önemli bir gerçeğin artık kabul edildiği anlamını taşıyor.
***
Hakkı Kutlu 'Merkezi Araştırma Labaratuvarı'nın kente kazandırılması için de Salih Koca'yı göreve çağırıyor;
'Haydi vekilim, getir şunu' diyor.
Bizce içeriğinden çok, genel itibariyle daha çok anlam taşıyan bir çağrı bu!
Yıllardır şehirde yaşanan ayrımcılığın ya da kutuplaşmanın kente kaybettirdiklerini açıkça ortaya koyan bir çağrı.
Hani diyoruz;
Bundan önce de, 'haydi vekilim' diye başlayan cümleler duysaydık...
Örneğin;
'Haydi vekilim demiryolunu bitirelim, yeni stadyumu yapalım, devasa gar projesini birlikte yapalım, yeni çevreyolu için ödenekler çıkartalım' vs.
Ancak, hiçte öyle olmadı.
Hatta tam aksi şeyler söylendi, yazıldı, çizildi.
Ne yazık ki, şehrin ihtiyaçlarına, gereksinimlerine ve halka getirilecek hizmetlere siyaset bulaştırıldı.
Belki de 'çekememezlik' duygusuyla hareket edildi.
Böyle olunca da, bir Muttalip üst geçidi bile tam bir buçuk yılda yıkılabildi.
İşte bu yüzden, bir geçidin açılmasına bile sevinmeye başlar hale geldik.
Oysa Eskişehir bu derece küçük işlere sevinecek bir kent miydi?
Yıllar önce genel idareden kaptığı paylarla 'imrenilen' bir şehirdi.
Ya şimdi?
Kayseri, Konya ve benzer kentlere biz imrenir olduk.
Ne kadar acı değil mi?
Baksanıza, Eskişehir arkasında kaç yılını birden kaybetmiş...