1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Eskişehir'e müjde vermekten yılmayanlar!

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, bakanlar gibi, iktidarın önemli isimleri Eskişehir’i ziyaret ettiğinde şöyle bir şey olur.
Gelen yetkili (artık hangisiyse) il başkanı ve milletvekilleriyle kısa bir görüşme yapar.
Bu görüşme, yetkili karayolu ile geliyorsa, şehir girişinde karşılama sonrası makam aracında, ya da yetkili havayolu ile geliyorsa, havalimanının bir odasında gerçekleşir.
İşte bu görüşme esnasında il başkanı ya da milletvekilleri Eskişehir’i anlatırlar kısaca…
Yapılanlar, yapılamayanlar ve şehrin taleplerini anlatırlar.
Eskişehir’i ziyaret eden yetkililer, aldıkları bu bilgiler doğrultusunda, sanki 40 yıllık Eskişehirliymiş gibi ziyaret boyunca başlarlar anlatmaya…
En son, yine il başkanı ve milletvekillerinden edindikleri bilgi doğrultusunda, şehrin duymak istediği müjdeleri sıralayıp, giderler Eskişehir’den.
HHH

Şimdi…
Ben AK Parti il başkanı ya da vekili olsam, Eskişehir’i ziyaret için gelen o önemli yetkililere, Eskişehir’de söyleyeceklerinden çok asla söylenmemesi gereken konuları özellikle tembih ederdim…
örneğin…
- Asla “Hızlı Treni Tülomsaş yapacak” falan demeyin derdim…
-Kesinlikle “Yerli Uçağı TEİ yapacak” diye müjde vermeye falan kalkmayın derdim…
-“Biz Eskişehir’e çok hizmet ediyoruz ama yaptıklarımızı anlatamıyoruz” cümlesi ağzınızdan kesinlikle çıkmamalı diye uyarırdım…
“Eskişehir’e Cumhuriyet tarihinde yapılmayan hizmeti yaptık” meselesine hiç mi hiç girmeyin derdim özellikle…
-“Eskişehir’i Demiryolu ile limana bağlayacağız” falan demeyin, artık şehir halkı bunu yemiyor diye özellikle dikkatini çekerdim.
-“Eskişehir’in Güney ve Kuzey çevreyollarını yapacağız”, ya da “Alpu-Sarıcakaya, Afyon yolu tamamlanacak” diye bir laf söylemeye kalkmayın, sonra her kazada başımız ağrıyor diye uzun uzun  tembih ederdim.
- Yok “Eskişehir’deki Belediyeler iktidar partisinden olsaydı uçardı” yok “Belediyeler bizde olsaydı bu şehir iktidar nimetinden daha çok yararlanırdı” falan demeyin diye uyarı üzerine uyarı yapardım.
En önemlisi de…
Eskişehir’e gelen o önemli yetkiliye “Efendim sakın ola Eskişehir’e müjde falan vermeye kalkmayın. Sonra verdiğiniz müjde havada kalıyor, biz de o gerçekleşmeyen müjdelerin altında kalıyoruz. Eskişehir’de sizler tarafından verilip de yıllardır tutulmayan 50’yu aşkın müjde var” derdim…
Hatta kafayı bozup belki…
-“Eskişehirli hayallerle yaşayıp, vaatlerle uyutulmaktan bıktı, siz hala bu şehre gerçekleşmeyecek müjdeler vermekten bıkmadınız” bile derdim!


.....


Deprem’i mi konuşacaktık Ekrem’i mi?


Dikkat ediyor musunuz!
İktidar ne zaman zor durumda kalsa, CHP cenahında öyle bir şey oluyor ki iktidar rahat bir (oh) çekiyor.
Bunun sayısız örnekleri var.
En son örnek Ekrem İmamoğlu’nun depremzedeleri ziyareti sonrasında tatile, ailesiyle birlikte  kayak yapmaya gitmesi…
Depremin, depreme hazırlıksızlığın, deprem vergilerinin, Kızılay’ın konuşulacağı ve tüm bunların iktidarı güç duruma düşüreceği bir ortamda, Ekrem İmamoğlu’nun tatili gündemin üzerine çıkıyor.
Kısacası…
ülke “Deprem” konuşması gerekirken “Ekrem” konuşur hale geliyor.
Ekrem İmamoğlu’nun deprem bölgesini ziyaretinin ertesi günü aynı bölgede bulunan kayak merkezinde tatil yapmasını, CHP içinde farklı değerlendirenler var.
Bir kısım CHP’liler “Kesinlikle onaylamıyorum. Deprem bölgesini ziyaret sonrası tatil yapması izah edilir gibi değil”  derken, bir kısmı da “Ailesiyle  5 gün tatil yapması  neden bu kadar eleştiriliyor. Türkiye’nin yaşadığı birçok facia sırasında AK partililer çalgılı çengili düğünler yapmadı mı?” diye değerlendiriyor.
“CHP içinde” diyoruz, zira diğer cenahta bu tatil meselesini  “Elbette tatil yapacak. Bu onun hakkıdır” falan diye değerlendirecek zaten yoktur.
Şimdi yazıyı buraya kadar okuyup “bırak o bunu diyormuş, şu bunu söylüyor muş’u bir tarafa! Sen bu tatil meselesi hakkında ne düşünüyorsun ondan haber ver?” diye sorarsanız hemen söyleyelim!
Ekrem İmamoğlu’nun, deprem bölgesine gidip, depremzedeleri ziyaret etmesinin hemen ertesi günü aynı şehirdeki kayak merkezinde tatil yapmasının kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum.
İmamoğlu  “tatilini bile iptal etti” takdiri yerine, “Deprem bölgesinde tatil yaptı” eleştirisini tercih etmiştir…
Bu sütunlarda defalarca yazdık, bir kez daha yazalım…
CHP eğer iktidar olacaksa, mevcut iktidarın eleştirilen uygulama ve davranışlarının benzerini yaparak bunu asla başaramaz…


.....


“Bu da olur mu?” Demeyin…


İtalya’nın küçük bir yerleşim yerinde yaşanmış olay…
Mevcut belediye başkanı Gino Bertolo, seçime tek aday olarak girmesi nedeniyle, yeterli sayıda seçmenin oy kullanmayacağından kaygı duymuş.
En yakın arkadaşı olan Borsatti’yi “Sen de aday ol. Böylelikle katlımın artmasını sağlarız” diye ikna etmiş.
Bu yüzden Borsatti, arkadaşına iyilik yapmak için son dakikada belediye başkanlığına aday olmuş.
Ama rica minnet aday olan Borsatti, kendisinin ve ailesinin bile rakibine oy vermesine rağmen, seçimi kazanmış…
Fabio Borsatti belediye başkanı olduğunu, futbol maçı seyrettiği sırada kasaba halkının kendisini tebrik etmek için aramasıyla öğrenmiş.
Borsatti, “Hiç istemediğim halde kendimi belediye başkanı olmuş buldum. Ben Gino’nun kazanmasını istiyordum. Akrabalarım bile ona oy verdi. Kızım, kız kardeşim, annem, babam, hepsi ona oy verdi” demiş.
Ancak, oylamada Borsatti 160 oy, bir başka deyişle oyların yüzde 58’ini alırken, arkadaşı olan mevcut belediye başkanı Bertolo ise 117 oy alabilmiş…
Borsatti kazayla seçilmesine karşın, görevi bırakmayı düşünmemiş ve kasabada turizmi teşvik etmek için klları sıvayarak çalışmaya başlamış.
Seçmi kaybeden arkadaşı Bertolo ise olaydan sonra “Kızgın değilim. Sıra dışı bir şey oldu, ama şakası yapılacak bir durum da değil” diyerek aslında bir bakıma “Kendim ettim kendim buldum. Durup dururken kendime hiç yoktan rakip çıkarttım. Rica minnet çıkarttığım rakibe karşı da kaybettim” dercesine, aslında tüm olup bitenlere bir hayli kızgın olduğunu adeta gözler önüne sermiş…


.....


Biraz da
gülmek lazım


Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarketteymiş. Alışveriş eden çok güzel bir kadının yanına sokulmuş:
"Afedersiniz hanımefendi, karımı kaybettim bulamıyorum, benimle biraz konuşur musunuz?"
Güzel kadın tepkili bir şekilde:
"Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var?"
Adam izah etmiş:
"Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın. Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi